Soylu: "Bu Ülkenin Huzurunu Bozamayacaklar" - Istanbul
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bizim evlatlarımız şu anda dağlardalar.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bizim evlatlarımız şu anda dağlardalar. Mağaralarında kıstırdılar. 6 tane terörist etkisiz hale geldi. 2 şehidimiz var. Neredelerse sıçan gibi kaçtıkları yerlerin her noktasında onları buluyor ve gereğini yerine getiriyoruz. Gereğini yerine getirmeye de devam edeceğiz. Bu ülkenin huzurunu bozamayacaklar." dedi.
Bakan Soylu, Güngören Trabzonlular Derneğinin Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nde düzenlediği etkinlikte yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok kritik bir karar arifesinde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin pek çok sıkıntıdan geçtiğini anlatan Soylu, "Bazen bu milletin kıyafetiyle uğraştılar, bazen bu milletin mezhebiyle uğraştılar, bazen bu ülkenin etnik kökeniyle uğraştılar, bazen bu ülkeyi faize mahkum edip ekonomisiyle uğraştılar, bazen bu ülkenin liderlerine, seçtikleri insanlara, başbakanlarına hakaret ettiler. Onların aileleriyle uğraştılar. Bazen geleneklerimizle bazen göreneklerimizle bazen ananelerimizle, değerlerimizle ve inançlarımızla uğraştılar. Bazı gün geldi son 50 yılda, 60 yılda ezanımızı kıstılar. Bazı gün geldi, bu ülkede 'siz çocuğunuza Kur'an-ı Kerim öğretemezsiniz' dediler. Meslek liselerimizi kısıtladılar. Bazı gün geldi, bu ülkede bizi terörizmin payandası haline getirmeye çalıştılar. Bazı gün geldi, anarşizmle bizi terbiye etmeye çalıştılar. Bazı gün geldi, enflasyonla terbiye etmeye çalıştılar. Biz büyük bir milletiz. Biz asil bir milletiz ve biz Batılı ülkelere, onların milletlerine benzemeyiz. Biz hesabımızı para üzerinden, bugüne kadar yapmadık. Biz hesabımızı, kelle üzerinden yapmadık." diye konuştu.
Soylu, Türkiye'nin büyük bir medeniyetin mirasçısı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bizim oturduğumuz tahtta, Yavuz Sultan Selim var, Fatih Sultan Mehmet var, Kanuni Sultan Süleyman var, Ertuğrul Gazi var, Osman Gazi var, Orhan Gazi var. Biz büyük bir medeniyetin insanlarıyız ve bu büyük medeniyette Mevlana var, Yunus var, Hacı Bektaş var, bu büyük medeniyette Karacaoğlan var, Selahaddin Eyyubi var. İhtişamını tekrar gördüğümüz ve o Selimiye ile bize sadece bir mimari değil bir ruhu, bir anlayışı, bir inancı ve bütün dünyaya anlam ve manayı anlatabilecek Mimar Sinan var. Bir taraftan Piri Reis var, bir taraftan İbni Sina var. Biz büyük bir medeniyetin tahtında oturuyoruz. Bizi istedikleri gibi savurup, istedikleri gibi terbiye edip, istedikleri gibi bizim üzerimizde oyun kurma hakkına, kimse sahip değildir ama yıllarca bunu yaptılar. Daha bugün, daha dün 15 Temmuz'da hiçbirimiz saat 21.30'da böyle bir darbe olabileceğini düşünmeden başımıza bunu getirdiler. Anneler evlatlarına hasret gitti. Evlatlar çıplak elleriyle beraber 'siz bu ülkeye musallat olamazsınız' dediler. Bunu hep birlikte hep beraber yaşadık. '21. asrın 16. yılında acaba böyle bir şey olur mu?' diye düşündük. 56 yıl sonra yeniden bir Başbakan'a, bir Cumhurbaşkanı'na musallat olan hain ve meczup bir kitle gördük. Hep beraber yaşadık bunları. Demek ki sistemde bir problem var. Bir açık var."
Türkiye'nin daha önce çok sayıda darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldığını, ekonomik krizlerle, manşetlerle ülkenin terbiye edilmeye çalışıldığını aktaran Soylu, "Kimimize 'köylü' dediler, kimimize 'şalvarlı' dediler, kimimize 'irticacı', kimimize 'Alevi', kimimize 'Sünni', kimimize 'Türk', kimimize 'Kürt', kimimize 'sağcı', kimimize 'solcu' dediler. Bunların hepsini yaşadı, bu millet, hep içine attı. Derler ya 'bazen gözyaşı akar, bazen gözyaşı görünmez içe akar' diye. Bu millet hep içe gözyaşı döktü. Hiç silaha, hiç şiddete sarılmadı, hep işini demokrasiyle gördü, reyle gördü, oyla gördü, sandıkla gördü. Bir gün başımıza PKK çıkardılar, bir gün başımıza ASALA çıkardılar, bir gün başımıza DHKP/C çıkardılar ve bir gün başımıza FETÖ çıkardılar. Hiç bitmedi, sıraya koydular hepsini. Bir musibeti bitirip yeni bir musibeti başlatmak istediler. Figüranların burada gücü yetmeyince, Türkiye'yi durduramayınca esas oğlanlar Almanya'da ve Hollanda'da devreye girdiler. Hep beraber yaşıyoruz bunları." değerlendirmesinde bulundu.
"Aciz bir devlet, aciz bir millet değiliz"
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki ziyaretlerini anlatan Soylu, "Geçen hafta Tunceli'deydim. 100 tane veya 200 tane, 300 tane genç karşıma çıkmıştı. Onların yüzde 90'ı bir tek şey istiyordu, iş. 'Bize iş bulun' diyordu. Biz bu ülkeyi yönetiyoruz. Bizim görevimiz onları devletiyle, milletiyle bütün hale getirebilmektir. Onları PKK'nın, onları terör örgütlerinin, onları Türkiye üzerinde oyun kuranların insafına bırakabilecek kadar biz aciz bir ülke, aciz bir devlet, aciz bir millet değiliz. Hiç de öyle olmadık. Yapmamız gereken açık ve nettir. 12 yaşında, 13 yaşında, 14 yaşında kızlarını alıp, dağlara götürenler... O annenin elini koynunda bırakanlar. Ben bunu her zaman söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. Eğer bu ülkede, eğer bu kızlar alıp dağlara götürülür, onlar anne sevgisiyle karşılaşmak yerine orada terör makinesi haline döndürülürse Allah bana İçişleri Bakanlığımı haram etsin." ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, kimsenin bu ülke üzerinde "ameliyat" yapmaması gerektiğini belirterek, "Bizim evlatlarımız şu anda dağlardalar. Mağaralarında kıstırdılar. 6 tane terörist etkisiz hale geldi. 2 şehidimiz var. Neredelerse sıçan gibi kaçtıkları yerlerin her noktasında onları buluyor ve gereğini yerine getiriyoruz. Gereğini yerine getirmeye de devam edeceğiz. Bu ülkenin huzurunu bozamayacaklar." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde parlamentonun güçsüz olacağı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Soylu, "Neymiş 'parlamento güçsüz olacakmış.' Yok böyle bir şey. 'Yalanın dik alası' derler ya bizim orada. Yalanın dik alası." diye konuştu.
Geçmişteki milletvekilleri pazarlıklarını, milletin iradesinin hiçe sayıldığı günleri anımsatan Soylu, "Medyanın üzerinde tahakküm kurduğunu, partilere sipariş verdiğini 'şunu milletvekili yapacaksın, şunu milletvekili yapacaksın' diye, ben hatırlamıyor muyum? Eğer o gazete patronları utanmayacaksa tek tek sayarım, hangi partiden kimleri milletvekilleri yaptıklarını, hangi kontenjandan aldıklarını. Siyaseti istedikleri gibi maniple etmeye çalışıyorlar, 'patron biziz' diyorlardı. Şimdi ağırlarına gidiyor, biz 'patron millettir, patron millettir' dedikçe bunların ağırlarına gidiyor. Ben sizin evladınızım. Biz bu meseleleri Tayyip Erdoğan'sız, Cumhurbaşkanımızsız aşamayız." ifadelerini kullandı.
"7 Haziran'da terör örgütü şımardı"
Bakan Soylu, 7 Haziran'daki seçimin sonuçlarını hatırlatarak, "Tam 13 yıllık tek başına iktidardan sonra Türkiye iktidarsız kaldı, hükümetsiz kaldı. Herkes elini ovuşturdu. 7 Haziran'da terör örgütünün nasıl şımardığını, terör örgütünün siyasi uzantılarının nasıl şımardığını hep beraber görmedik mi yaşamadık mı? T.C'yi tükürüğüyle boğacakmış, hadi boğ da görelim şimdi, hadi boğ. Ona o sözü söylettiren efendileri neredeler, kendilerinin aklı kesmez o işlere, o efendiler neredeler? Neymiş özerklik ilan edecekmiş, hadi et de görelim, hadi bakalım. Belediyeleri terör örgütünün payandası yapacak, silah mühimmat deposu yapacak, orada çalışanların parasını kesecek Kandil'e gönderecek, ihalelerden yüzde 10'lar, 20'ler, 30'lar, 40'lar, 50'ler alacaklar, hadi al da görelim bugün. Böyleydiniz ya, Ali kıran baş kesendiniz, oradaki insanlara sabah, akşam baskı yapıyordunuz, 'bizim borumuz öter' diyordunuz." diye konuştu.
Cizre'de belediye başkanından yapacaklarını anlatmasını istediğini söyleyen Soylu, "Öyle bir heyecanlı anlatıyor ki oradaki nehrin etrafında yapacakları işleri, öyle güzel anlatıyor ki... Ben bir tweet attım; 'Burası Paris değil, Cizre' diye. Işık her taraf, caddeler güzel. Şimdi aynı caddeyi Hakkari'de Bulvar Caddesi'nde yapıyoruz. Şimdi aynı caddeyi oradaki, Güneydoğu'daki bütün her yerde yapıyoruz. Niçin? Orası cazibe merkezi olsun, gençler orada çalışabilsinler. Bir taraftan düzensiz bir göçle karşı karşıya kalmayalım. Diğer taraftan, insanlar kendi topraklarında emekleriyle beraber, yarına güçlü adım atabilsinler. Ülkesine bağlı olsun, milletine bağlı olsun, dinine, diyanetine bağlı olsun, yarınına bağlı olsun. Bunu sağlayabilecek bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Patron da millet olacak, yargı da milletin olacak"
Soylu, daha önce bu belediyelere müfettiş giremeyeceğini, Sayıştaş denetçisi giremeyeceğini söyleyenlerin durumu "kuzu kuzu" kabullendiğini anlatarak, "Siz devleti yanlış anlamışsınız, bu milleti de yanlış anlamışsınız. Bedeli ne olursa olsun, sonuna kadar ödemeye hazırız ama bu devlette ve bu topraklarda bir terör örgütüne müsamaha göstermeyeceğimizi ve o terör örgütlerinin tamamını tasfiye edeceğimizi ve bu ülkede PKK'nın bir daha adının anılmayacağını, burada bir kez daha söylemek istiyorum. Bizim derdimiz terör örgütüyledir. Biz merhamet medeniyetiyiz, şefkat medeniyetiyiz, iyilik medeniyetiyiz. Bunu sadece kendi ülkemizde değil, etrafımızdaki coğrafyada da göstermekle mükellefiz." diye konuştu.
"Anayasa değişikliğiyle yargı tek adama bağlanıyor" iddiasının gerçek olmadığını bildiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nasıl tek adama bağlanıyor? Yassıada duruşmalarını biz bilmiyor muyuz? Orada talimatladığınız hakimlerin, savcıların, yargıçların bu ülkede neler yaptığını bilmiyor muyuz? 1971 muhtırasında bir tek yargıç, hakim, savcı çıkıp da 'bu antidemokratik bir hukuka aykırılık' diyebildi mi? Bu ülkede 17 yaşındaki çocukların yaşlarını büyütüp idam edenler, hakimler, savcılar, yargıçlar değil miydi? Başka bir şey miydi bunlar? Bu ülkede İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği günden sonra milletle muhabbetini gördükten, 'acaba bunun önünü nasıl keseriz, bunun önünü nasıl bir şekilde engelleriz' diye ortaya koyduğunuz düşünceden sonra, talimat verdiğiniz hakimleriniz, savcılarınız, yargıçlarınız, siyasi hayatını kıymetli Cumhurbaşkanımızın ardından da Pınarhisar Cezaevi'ne onu göndermeye kalkmadılar mı, bunu gerçekleştirmediler mi? O hakimden, o savcıdan, o yargıçtan mı bahsediyorsunuz veya 17 Aralık sabahı meczup birinin talimatıyla beraber 53 yıl sonra Menderes'in başına gelenin aynısını kıymetli Cumhurbaşkanımızın başına getirebilecek hakimden, savcıdan, yargıçtan mı bahsediyorsunuz? 28 Şubat'tan sonra işkence yaptığınız insanları, evet sadece bu ülkede inançlarından dolayı, geleneklerinden dolayı, değerlerinden dolayı... Ahlaksızlıkları unuttuğumuzu mu zannediyorsunuz? Sizin yargınız değil mi? Patron siz olacaksınız, biz sizin köleniz olacağız, tabiniz olacağız öyle mi? O eski Türkiye'ydi, onlar geçti. Patron da millet olacak, yargı da milletin olacak ve bu ülkede egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacak."
"Tezgahların dönemi kapanmıştır artık"
Bir zamanlar kimsenin Mecliste neden başörtülü olmadığını dahi sormadığını ifade eden Soylu, bu durumun vatandaşa öğretildiğini, vatandaşın çaresizliğin içerisinde kıvrandırıldığını anlattı. Soylu, o dönem kadınların da memleketin her tarafının ikiye ayrıldığı gibi adeta ikiye ayrıldığını dile getirdi.
Soylu, "Yaşlanan bir Avrupa var. Bizden 10 yaş, 11 yaş daha büyük. O kısır döngüden çıkamıyor. Ne yapmak istedi? Üretmek için, diğer ülkelerle rekabet etmek için hayata atılma yaşını ve sorumluluk yaşını 18'e çekti. 'Eğer 18 yaşında milletvekili yaparsam, onlarla paylaşırsam ülkeyi yönetmeyi, diğer meslek gruplarındakiler de diğer yaştakiler de elini taşın altına koyarlar. Bak biz ülkeyi sizinle birlikte yönetiyoruz dediğimiz zaman, öğretmeni, öğrencisi, esnafı, işçisi, memuru, işsizi, her kimse...' Yaptıkları bu fakat onlar yapacak biz yapmayacağız öyle mi? Bizim onlara göre en büyük avantajımız genç nüfusumuz olmasına rağmen yapamayacağız? Bilmenizi istiyorum; bu tezgahların dönemi kapanmıştır artık. Türkiye geleceğe umutla bakmaktadır, hiç endişeniz olmasın. 16 Nisan'dan sonra 25 bin dolar yolculuğumuzu kimse durduramayacaktır. Öyle Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık tezgahlarıyla, 6-7 Ekim olaylarıyla, 15 Temmuz olaylarıyla... Artık seçim bittikten sonra tek başına iktidar olur mu olmaz mı endişeleriyle kimse durduramayacak Allah'ın izniyle." diye konuştu.
Bu ay başında Türkiye'de yapılan milli 6 insansız hava uçağının İçişleri Bakanlığına teslim edildiğini belirten Soylu, kimsenin endişeye kapılmaması gerektiğinin altını çizdi.
Yaptıkları tüm yatırımların ve atılımların bir sebebi olduğunu söyleyen Soylu, "Onların tıkaçlarını tıkadıkça onlar çıldırıyorlar. Bakıyorlar ki distrübütörleri, buradaki maşaları işe yaramıyor. Kendileri devreye giriyor. Toplu gelsin hepsi. Almanya'sı, Hollanda'sı, PKK'sı, KCK'sı, PYD'si, YPG'si, DEAŞ'ı, FETÖ'sü toplu gelsinler. Bu millet asil bir millettir ve bugün bütün dünya neyin ne olduğunu net bir şekilde görmektedir." şeklinde konuştu.