Sperm Bankası Bebeğine Ceza
Çocuk Sahibi Olma Umudunu Sperm ve Yumurta Bankalarına Bağlayanlara Sağlık Bakanlığı'ndan Kötü Haber Geldi.
Çocuk sahibi olma umudunu yurtdışındaki sperm ve yumurta bankalarına bağlayanlara Sağlık Bakanlığı'ndan kötü haber geldi. "Türk soyunu koruma" amacıyla yapılan yönetmelik değişikliğiyle bu yola başvuranlar hapis cezasıyla yargılanacak.
Akşam Gazetesi'nden Ebru Toktar Çekiç'in ailesine göre Bakanlık, ünlü sanatçı Münir Özkul'un kızı Güner Özkul ve dizi oyuncusu Leyla Bilginel'in evlenmeden ve bir erkekle cinsel ilişkiye girmeden anne olmalarını sağlayan sperm bankası yöntemi ile hamile kalmayı yasakladı. Resmi Gazete'de 6 Mart'ta yayınlanarak yürürlüğe giren ve kamuoyunda tartışmalar yaratan "Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri" Yönetmeliği'nde, "soyu koruma" amacı ile radikal bir değişiklik yapıldı.
Çocuk sahibi olmak isteyen her şeyi yapar
Yenİ yönetmeliği eleştiren Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı öğretim üyesi, Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş, Türkiye'de uygulanmayan sperm ve yumurta bağışı için çok sayıda kişinin yurtdışına gittiğini söyledi. Prof. Tıraş, "Türkiye'de yumurta-sperm bağışı zaten yasak. Ama bu yönetmelikle yurt dışına gidilmesini yasakladığınız gibi bir hekimin hastasına, 'Türkiye'de yumurta bağışı yapılmıyor, siz yurtdışına gidebilirsiniz' demesi de suç oluyor" dedi.
Bu uygulamanın nesep karışmasını önlemek için yapıldığını belirten Tıraş, "Birçok hasta bizi arıyor, çocuk sahibi olmak için yardım istiyor. Çocuğu olmayan bir hasta, çocuk sahibi olmak için her şeyi yapar" dedi. Tıraş, sağlık nedeniyle sperm ve yumurta dondurmak isteyen kişilere getirilen DNA analizi uygulamasını da "Maliyeti yüksek, kimse bu durumda donduramaz" dedi. DONÖRE YARGI YOLU
Yeni yönetmeliğe göre, yurtdışındaki sperm bankasından alınan sperm veya yumurta ile hamile kalanlar hakkında, savcılığa suç duyurusunda bulunulacak ve bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile dava açılacak. Yeni düzenleme, bu yönteme başvuran anne adaylarının yanı sıra aracılık yapan kişiler ile sperm veya yumurta veren donörü de sorumlu tutuyor. Yurtdışındaki sperm bankalarına yumurta veya sperm veren ve gerek tıp etiği, gerekse hukuken isimlerinin gizli tutulması gereken donörün kimliğinin nasıl belirleneceğine ise yönetmelikte yer verilmedi. "Soyu korumak" gerekçesi ile yasak kulvarını genişleten Sağlık Bakanlığı, hastalarını yurtdışındaki sperm bankalarına yönlendiren veya bu yöntem konusunda teşvik eden tüp bebek merkezlerini de kapatacak. Yönlendirme veya aracılık yapan klinik ilk seferinde üç ay, aynı eylemi ikinci kez yaparsa süresiz kapatılacak. Hastasını sperm bankası yöntemi ile hamile kalmaya teşvik eden veya yurtdışındaki sperm bankaları ile bağlantı kurarak bu yönde bilgi veren hekimlerin de, tüp bebek çalışmasına ilişkin sertifikaları Sağlık Bakanlığı tarafından iptal edilecek ve haklarında ceza davası açılacak.
DNA ANALİZİ ŞARTI
Yönetmeliğin 18. maddesinde yer alan bu düzenlemenin yanı sıra sağlık sebebiyle yumurta veya spermini donduran adayın DNA analizi istenecek. Bu yolla bir adayın dondurulan sperminin veya yumurtasının başkasına kullanılmasının ya da bunların karışmasının engellenmek istendiği öğrenildi.
Türkiye'deki klinik aracılık ederse dava açılabilir
Gelişmeyi ceza hukuku açısından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Yenerer Çakmut değerlendirdi. TCK'da yer alan bir eylemin yurtdışında işlenmesi halinde, söz konusu eylemin o ülkede suç sayılıp sayılmamasının belirleyici bir kriter olduğunu belirten Çakmut şunları söyledi: "Kişisel düşüncem, böyle bir yasağın ceza hukuku açısından uygulanamayacağı yönünde. Çünkü sperm bankası yöntemi ABD'de suç değil. Bir başka ülkede işlenen ve o ülkede suç olmayan bir eylemi cezalandıramazsınız. Sperm bankası yöntemiyle çocuk sahibi olan aile bunu saklamıyorsa yaptırım uygulanamaz. Ancak aile bunu saklıyorsa ve başkasının spermi ile olan çocuğu kendi soyundan gibi gösteriyorsa, o zaman suç gerçekleşmiş olur. Yeni düzenlemeye göre suçun oluşmasının ikinci yolu da, eylemin Türkiye'de başlamış olmasıdır. Bu yönteme Türkiye'deki bir klinik aracılık etmişse ve aile bu klinik aracılığı ile yurtdışına gitmişse, dava açılabilir."