Haberler

SPOR Milli karateci Serap Özçelik Arapoğlu: İstiklal Marşı'nı okutma tutkusu çok büyük bir gurur-1

Güncelleme:
Abone Ol

Milli karateci Serap Özçelik Arapoğlu: İstiklal Marşı'nı okutma tutkusu çok büyük bir gurur"Karate bir erkek branşı olarak bilinir ama ailem asla öyle düşünmedi""Bir sporcuyu gümüş madalya kadar üzen başka bir şey yok, çünkü kaybederek ikinci oluyorsunuz""Ameliyat olsaydım belki spor...

Milli karateci Serap Özçelik Arapoğlu: İstiklal Marşı'nı okutma tutkusu çok büyük bir gurur

"Karate bir erkek branşı olarak bilinir ama ailem asla öyle düşünmedi"

"Bir sporcuyu gümüş madalya kadar üzen başka bir şey yok, çünkü kaybederek ikinci oluyorsunuz"

"Ameliyat olsaydım belki spor hayatım bitecekti"

"Yaşadığım deneyimleri, tecrübeleri sporcu kardeşlerime aktarmak isterim"

Kübra SOYLU - Samet DEMİRCAN/ İSTANBUL, (DHA)- Şimdiye kadar çıktığı müsabakalardan 12 altın, 8 gümüş ve 15 bronz madalya kazanan milli karateci Serap Özçelik Arapoğlu, gittikleri her müsabakanın sorumluğunun çok fazla olduğunu, çünkü bir bayrağı temsil ettiklerini ve onu layık olduğu yere getirmek istediklerini söyleyerek, "İstiklal Marşı'nı okutma tutkusu çok büyük bir gurur olduğu için hep onu yaşamak istiyorsun" dedi.

Başarılı sporcu Serap Özçelik Arapoğlu Ekim ayında düzenlenecek olan Dünya Şampiyonası öncesinde Demirören Haber Ajansı'nın (DHA) sorularını yanıtladı.

"KARATE BİR ERKEK BRANŞI OLARAK BİLİNİR AMA AİLEM ASLA ÖYLE DÜŞÜNMEDİ"

İlk olarak spor hayatına bir arkadaşının tavsiyesi üzerine başladığını fakat bunun öncesinde spora yeteneğinin olduğunu söyleyen Arapoğlu, "Cimnastiği çok seviyordum aslında, bu branşla uğraşmayı da istiyordum. Daha sonrasında evimizin yakınlarında bir kulüp olmadığı için ne yazık ki ilerleyemedim. Sonrasında bir arkadaşım sayesinde karateye yazıldım. Benim aklımda hiç yoktu. Konuyu aileme açtım. Ailem de en başından itibaren hep bana destek oldu. Karate bir erkek branşı olarak bilinir ama ailem asla öyle düşünmedi. Bana hep destek oldular" ifadelerini kullandı.

"BİR SPORCU İDOL OLARAK BİRİSİNİ GÖRMEMELİ, KENDİ İDOL OLMALI"

Kendisinin spora başladığında ilk olarak bir idolü olmadığını belirten Arapoğlu "Sosyal medya o zamanlar çok gelişmediği için kim daha başarılı, kim idol olarak görülür gibi konuların çok farkında olamıyorsunuz. Ne yazık ki kendime idol olarak gördüğüm bir sporcu olmadı. Ama başarısını taktir ettiğim, tekniğini çok beğendiğim sporcular tabii ki oldu. Ama ben hep şunu söylerdim 'aslında bir sporcu idol olarak birisini görmemeli, kendi idol olmalı.' O yüzden ben de bunu başardığıma inanıyorum. Şu an yaş itibari ile karatenin en deneyimli ve hala aktif olarak devam eden sporcusuyum" diye konuştu.

"İSTİKLAL MARŞI'NI OKUTMA TUTKUSU ÇOK BÜYÜK BİR GURUR"

2015 Bakü Avrupa Oyunları'nda Türkiye'ye ilk altın madalya getiren milli sporcu, "Avrupa Oyunları'na kota alınarak gidiliyor. Avrupa'nın en iyi 8 sporcusu orada olabiliyor. Ben orada finale kaldım ve altın madalya aldım. Birden basın ordusu gelmişti. Ne olduğunu anlayamamıştım. Ben sadece finali kazanmak istiyordum. Ama oyunlar tarihinin ilk altın madalyasını kazanmışım, bunu orada öğrendim. Daha sonrasında bunun ne kadar önemli olduğunu anladım. Başarıyı kazandıktan sonra anladım. İlk Avrupa Oyunları'nda ilk altın madalyayı kazanmak benim için büyük bir gurur oldu" şeklinde konuştu.

Türkiye'yi temsil etmenin ağırlığını omuzlarında hissettiğini de vurgulayan başarılı sporcu, "Her uluslararası milli takım müsabakalarında bu sorumluluğu omuzlarımıza alıyoruz. Ama Bakü'de düzenlendiği için hiç yabancılık çekmedik. Azerbaycanlı arkadaşlarımız bizi çok desteklemişlerdi. Hatta ben onların sporcusunu yenerek gruptan çıkmıştım. Ona rağmen beni finalde desteklemişlerdi. Gittiğimiz her müsabakanın sorumluğu çok fazla çünkü sen bir bayrağı temsil ediyorsun ve onu layık olduğu yere getirmek istiyorsun. Bazen bunu başarabiliyorsun, bazen de başaramıyorsun. İstiklal Marşı'nı okutma tutkusu çok büyük bir gurur olduğu için hep onu yaşamak istiyorsun. Biz de bu sorumlulukla ilerliyoruz" ifadelerine yer verdi.

SON 7 SANİYEDE GÜMÜŞ MADALYA

2020 Tokyo Olimpiyatları'nda son 7 saniyede rakibine yenilerek gümüş madalya kazanan 35 yaşındaki sporcu, "Tokyo Olimpiyatları'nda karate branşı ilk kez yer almıştı ve son kez olmuştu. Bir kez şansımız vardı. Ben oraya dünyanın bir numarası ve en favori sporcu olarak gitmiştim. İlk karşılaştığım rakibimle kota müsabakasında sayısız kez müsabakaya çıktık. 5-2 öndeydim ve son 7 saniye vardı. Ben, normal şartlar altında öndeyken çok rahat hareket edebilen bir sporcuyum. Ama orada bir rehavete kapıldım ve son saniye rakibim 3 puanlık bir teknikle beni yendi. Orada gerçekten hezimete uğradım. Çok üzüldüm. Çünkü onun için çok çalıştım. Hedefim orada şampiyon olmaktı. Tek eksik madalyam oydu. Belki çok istediğim için kendime çok stres, kaygı, baskı yaptım. O yüzden istediğim performansı olimpiyatlarda sergileyemedim. Herkesin 'altın madalyamız geliyor' yorumlarına maruz kalmıştım. Bedensel olarak çok iyi hazırlandım ama zihinsel olarak eksik kaldım" dedi.

"BİR SPORCUYU GÜMÜŞ MADALYA KADAR ÜZEN BAŞKA BİR ŞEY YOK"

Son olarak İspanya'da düzenlenen 58. Avrupa Karate Şampiyonası'nda da gümüş madalya kazan Arapoğlu, "Avrupa Şampiyonası'nda da son 3 yılın finalistiyim. 2 altın madalya kazandım. Bu sene gümüş madalya oldu. Burada da yine son 7 saniye kala rakibime kaybettim. Bu sefer fiziksel olarak üstündüm fakat orada da atak mı yapsam yoksa berabere bırakarak hakem kararına mı gitsem diye düşünüyordum. O sırada bir boşlukta bulundum. Sonrasında maçı kaybettim. Daha sonrasında tekrardan Avrupa Oyunları'na gitmeye hak kazandım. Avrupa şampiyonluğunda büyükler branşında 6 altın ve 2 gümüş madalyam var. Fakat bir sporcuyu gümüş madalya kadar üzen başka bir şey yok. Çünkü kaybederek ikinci oluyorsunuz, üçüncü olsanız kazanarak bronz madalyayı elde ediyorsunuz. Gümüş madalya teselli oluyor" diye konuştu.

"BAYRAĞIMIZI GÖNDERE ÇEKMEK İSTİYORUM"

Budapeşte'de Ekim 25-29 tarihleri arasında dünya şampiyonası olduğunu ve ona hazırlandığını söyleyen milli karateci, "Geçen hafta Türkiye şampiyonamız oldu. Orada 1. olarak şampiyonaya katılmaya hak kazandım. Şu an sıfırdan başlayarak en iyi motivasyonla, en iyi antrenmanla hazırlanmak istiyorum. Dünya şampiyonası iki senede gelen bir fırsat. Bunu en iyi şekilde değerlendirmem gerektiğini düşünüyorum. En büyük amacım, hayalim olan altın madalyayı kazanmak. Onun için çalışıyorum. Bazen çok küçük detaylar sonucu belirleyebiliyor. O yüzden sağlam bir şekilde hazırlanıp kafa olarak rahat bir şekilde oraya gitmek ve bayrağımızı göndere çekmek istiyorum" ifadelerine yer verdi.

"YENİLDİĞİM MAÇLARI DA UNUTAMIYORUM"

Birçok başarıya ulaşan başarılı sporcu, yaşamış olduğu en unutulmaz müsabakaları ise şöyle anlattı;

"İlk kez altın madalya kazandığım Avrupa Oyunları benim için unutulmaz bir turnuvaydı. Bir de 2014 Dünya Şampiyonu olmuştum. O atmosferi de asla unutamam. Ama ben yenildiğim maçları da unutamıyorum. Mesela Tokyo Olimpiyatları müsabakasını asla unutamam. Bazıları güzel bir şekilde, bazıları ise unutmak istediğim bir şekilde hafızamda.

Bazen maçtan önce fiziksel olarak kendimi çok kötü hissedebiliyorum, fakat müsabakaya çıktığımda tam tersi bir performans sergiliyorum. Ummadığımdan çok üstün bir başarı sergileyebiliyorum. Bazen de vücudum çok iyi olduğunda hiçbir şey yapamıyorum. O nedenle fiziksel halim müsabaka içerisinde değişebiliyor. Birçok başarı elde ettim fakat şu ana kadar yaşadığım birçok fiziksel ve ruhsal durumların hepsini olimpiyatlarda yaşadım."

"AMELİYAT OLSAYDIM BELKİ SPOR HAYATIM BİTECEKTİ"

Birçok başarı elde etmesine rağmen ağır sakatlıklar da yaşayan milli karateci, "Karate branşında yumruk, tekme ve judo hareketleri kullanıyoruz. Ben çok tekme kullanan bir sporcuyum ve 2014 yılında kalçam çıkmıştı. Bana kesinlikle ameliyat olman gerektiği söylendi. Ama sonrasında başka bir doktor ile görüştüğümde iyi bir tedavi ile ameliyatsız bu süreci atlatabileceğimi öğrendim. Eğer ameliyat olsaydım belki spor hayatım bitecekti. Çünkü kalça ameliyatı sonradan düzelmesi çok zor bir ameliyattır. O dönemi ameliyatsız atlatarak halen aktif olarak spora devam ediyorum" dedi.

"YAŞADIĞIM DENEYİMLERİ, TECRÜBELERİ SPORCU KARDEŞLERİME AKTARMAK İSTERİM"

Şu an aktif olarak beden eğitimi öğretmenliği de yapan Arapoğlu, spor hayatından sonra deneyimlerini aktarmak istediğini belirterek, "Yıllarımı karate branşına verdiğim için yaşadığım deneyimleri, tecrübeleri sporcu kardeşlerime aktarmak isterim. Bu yüzden tabii ki antrenörlük yapmak isterim. Çünkü mücadeleye çıktığın zaman yaşadığın stresi, kaygıyı en iyi yaşayan bilir. Yaşayan bir örnek olarak bunu da sporculara aktarmak isterim. Ama öğretmenliği de çok seviyorum. Benim için ayrı bir pencere. Orada çocuklarla enerji topluyorsun, diğer tarafta müsabakayı bıraksan da hala o duyguları yaşayacaksın. Benim için ikisi de tamamdır" diye konuştu.

"BAŞARDIĞIN ZAMAN YENİ BAŞLIYORSUN"

Son olarak genç sporculara da tavsiyelerde bulunan deneyimli sporcu, "Şimdiki geçlere şunu söyleyebilirim; Bazen bir şeyleri çok kolay elde edip, ben başardım sanıp hemen bırakıyorlar. Aslında başardığın zaman yeni başlıyorsun. Senin o başarını koruman gerekiyor. Belki bir kere başardığında tesadüf olur ama bunu birkaç kere başarırsan gerçekten bunu yaptığını kanıtlayabilirsin. O yüzden kendilerine bir hedef koymaları gerektiğini ve o hedef doğrultusunda ne gerekiyorsa o şekilde çalışmaları gerektiğini düşünüyorum. Sadece fiziksel anlamda değil, mental olarak da zorluk yaşayabiliyoruz. Bu konuda zorluk yaşıyorlarsa gerekli desteği almaları gerektiğini söyleyebilirim. Bir kere ile değil, birkaç kere başardıkları zaman ondan sonra 'ben bunu başarabiliyorum' demeleri gerekir" diyerek sözlerini sonlandırdı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Serap Özçelik Ameliyat Gümüş Spor Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title