Srebrenitsa Şehitleri Anıldı
Ertuğrul Günay, "Elbette Srebrenitsa'yı unutmayacağız, elbette Madımak'ı unutmayacağız" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay,
"Elbette Srebrenitsa'yı unutmayacağız, elbette Madımak'ı unutmayacağız, elbette
Başbağlar'ı unutmayacağız. Elbette Türkiye'de ve dünyada nerede bir acı
yaşanmışsa, nerede bir katliam, nerede bir haksızlık yaşanmışsa hepsinin acısını
yüreğimize gömeceğiz ve bir daha yaşanmasın diye, bu dünyada insanca, kardeşçe,
barış içinde yaşayacağız" dedi.
Günay, Srebrenitsa Anma Platformu tarafından Bayrampaşa Adapark'ta
düzenlenen Srebrenitsa şehitlerini anma programına katıldı.
Etkinlikte konuşan Günay, 11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da yaşananlar tekrar
yaşanmasın, bu acılar dünyanın hiçbir yerinde olmasın diye anmak, unutulmasın
diye seslerini, isyanlarını yükseltmek için toplandıklarını söyledi.
Srebrenitsa'da büyük bir acı yaşandığını vurgulayan Günay, ancak acıların
1992'de başladığını, 1995'de Srebrenitsa katliamından bir süre sonra da dünyanın
nihayet itiraz etme noktasına geldiğini ve savaşın durduğunu anlattı.
Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1992 ile 1995 arasında Balkan toprakları, gerçekten Avrupa'nın yüzünü
kızartan, insanlığın yüzünü kızartan acılara sahne oldu. 20. yüzyıl bence çok
talihsiz, çok acılı, çok çileli bir yüzyıldı. Balkan topraklarında büyük acılarla
başlamıştı ve yine 20. yüzyıl, Balkan topraklarında büyük acılarla sona erdi.
1992'nin 1993'e bağlandığı yeni yıl gecesini bir grup siyasi arkadaşımla birlikte
Bosna Hersek'te geçirmiştim. Daha savaşın başı gibiydi. Zagreb'e, oradan önce
Tuzla'ya, sonra Mostar'a, Amerikan kargo uçağı ile Saraybosna'ya gitmiştim. Hakkı
Turayliç, rahmetli Başkan Yardımcısı, o zaman sağdı. Kıştı, Aralık ayının sonu,
Ocak ayının başı, Başkanlık Sarayı'nda sevgili ve rahmetli Hakkı Turayliç,
paltosuyla oturuyordu. Yakacak yoktu. Isınacak herhangi bir şey yoktu. Bir hafta
sonra Hakkı Turayliç'i havaalanından gelirken yolda şehit ettiler.
O zaman arkadaşlarımızla Saraybosna'daki hastaneleri ziyaret etmiştik. Hiç
unutmuyorum, bir genç kız ve nişanlısı... Biri kolunu, biri bacağını kaybetmişti.
İkisi bir odada yan yana yataktaydılar. Biz onların yüzüne bakabilecek cesareti
bulmazken onlar gülümseyerek baktılar ve 'Biz bu savaşı kazanacağız' dediler.
Sonra biz içimize nice acıyı gömdük, birçok hatırayı geride bıraktık. Geldik
Türkiye'de yardımları toplamaya çalışarak görevlerimizi yerine getirmeye
çalıştık."
-"İnsanlığın gözünü kapatamayacağı büyük bir acı yaşandı"-
Ertuğrul Günay, Srebrenitsa'da insanlığın gözünü kapatamayacağı büyük bir
acı yaşandığını hatırlatarak, "O günlerde Türkiye'den insanlar gidiyor, bir yere
kadar... Biz bir grup arkadaş dedik ki 'Biz insan mıyız, Müslüman mıyız? Eğer
insansak orada masum insanlar yok ediliyor, katlediliyor. Onların önüne gidip kol
kola durup bir duvar oluşturmamız lazım. Yani buna insanlığın seyirci
kalmadığını, kalmayacağını, kalmayacak insanlar olduğunu bu dünyaya anlatmamız
lazım.' Bu çağrının basında yer alması 15-16 Temmuz'da... Milliyet ve Zaman
gazeteleri çok sahip çıktı. Birileri kulaklarını tıkadı, birileri bunu bir
kampanyaya dönüştürdü" diye konuştu.
Bu dönemde arkadaşlarıyla yaptıkları çalışmaları anlatan Günay, birbirini
daha önce tanımayan, aynı siyasi duruşta olmayan, ancak aynı insanlık duruşunda
olan, hangi inançta, kültürde olursa olsun ortak insanlık duruşunda bulunanların
bir araya geldiğini kaydetti.
O zaman üniversite öğrencisi olan oğlunu da yanında götürdüğünü belirten ve
insanlığın böyle sıkıntılı, kötü ve acı günler yaşamaması dileğinde bulunan
Günay, "Bu bizim için bir şeref sayfası oldu, bir fedakarlık değil. Allah nasip
etti, biz böyle bir şerefi yaşama fırsatını bulduk" dedi.
Bosna halkının inanılmaz bir direnç gösterdiğini, bir ordusu ve ciddi bir
maddi gücü bulunmadığını belirten Günay, ölenlerin içinde tanıdıkları bulunduğunu
da dile getirdi.
-"Müslüman bir halk, bütün dünyaya insanlık dersi verdi"-
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, savaşta camileri tahrip olurken Boşnakların
hiçbir kiliseyi yıkmadığını ifade ederek, "Sadece bir cephe savaşını
kazanmadılar, aynı zamanda bir insanlık savaşını, bir medeniyet savaşını da
kazandılar. Galiba Avrupa'nın ortasında Müslüman bir halk, Avrupa'ya ve bütün
dünyaya inanılmaz bir insanlık dersi verdi" dedi.
Savaşta hayatını kaybeden şehitleri rahmetle ve minnetle andıklarını dile
getiren Günay, "Elbette Srebrenitsa'yı unutmayacağız, elbette Madımak'ı
unutmayacağız, elbette Başbağlar'ı unutmayacağız. Elbette Türkiye'de ve dünyada
nerede bir acı yaşanmışsa, nerede bir katliam, nerede bir haksızlık yaşanmışsa
hepsinin acısını yüreğimize gömeceğiz ve bir daha yaşanmasın diye kimse kimsenin
burnunu kanatmayacak, bu dünyada insanca, kardeşçe, barış içinde yaşayacağız"
diye konuştu.
Günay, arkasındaki pankartta yazılanları göstererek, sözlerini şöyle
tamamladı:
"Burada '11 Temmuz 1995. Faili meçhul değil, katili tanıyoruz' diyor. Katil
ırkçılıktır. Katil, başka milletlerden kendisini üstün gören, bir başka milletin
varlığına kasteden o aşırı şovenizmdir, aşırı milliyetçiliktir ki bugün bunlar
insanlığın düşmanıdır. Bu abartılı milliyetçilik duyguları, 20. yüzyılı bir
katliama dönüştürdü. İnşallah 21. yüzyılı bu kötü duygulardan arındıracağız. Bizi
bir arada yaşatacak olan duygu barış, kardeşlik ve dayanışma duygusudur.
Bosna'nın acılarını da unutmayacağız, insanlığa verdiği o güzel dersleri de
unutmayacağız. Bosna seni hiçbir zaman unutmayacağız."
-Diğer konuşmalar-
Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner de Srebrenitsa'nın yürek kanatan
konulardan biri olduğunu ifade ederek, "17 yıl önce tarihin en kanlı
zulümlerinden biri yapılmıştır. Srebrenitsa katliamı, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra
Avrupa'da yapılan en büyük katliamdır. Srebrenitsa'da yapılan zulümler, Avrupa ve
Balkan tarihinin kara bir lekesi olmuştur" diye konuştu.
Aydıner, Srebrenitsa'da katledilen şehitleri duayla, minnetle andıklarını
dile getirerek, katliamın yıl dönümünün, önümüzdeki yıl Ramazan'ın ilk gününe
denk geleceğini, Bayrampaşa Belediyesi'nin organizasyonuyla orada büyük bir anma
töreni gerçekleştireceklerini söyledi.
Srebrenitsa Anma Platformu adına konuşan Mehmet Akif Göğüsgeren de "kirli"
ve "vahşi" savaşın başlangıcının 20. yılı olduğunu belirterek, "Daha önce
nasıl hedeflerine ulaşamadıysalar, bugün de, gelecekte de hiçbir zaman
ulaşamayacaklardır. Resmen soykırım olarak kabul edilmiş olan bu olayın perde
arkasındaki gerçeklerinin ortaya çıkarılmasını, suçluların cezalandırılmasını
istiyoruz" dedi.
Göğüsgeren, TBMM'de, Srebrenitsa'nın Sırplar tarafından işlenmiş bir
soykırım olduğunun karara bağlanmasını beklediklerini de ifade ederek, böyle bir
acıyı dünyada hiçbir toplumun yaşamaması dileğinde bulundu.
Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Muzaffer Güneş de
Srebrenitsa'da yaşananların tüm insanlığın geçmişinde yer alacağını ve
unutulmayacağını belirterek, "Rabbim orada yaşananları kimseye yaşatmasın"
dedi.
Bosna İçin İnsanlık Girişimi'ne katkıda bulunan aydınlardan ressam Mehmet
Güleryüz ise sanatçı gözüyle Bosna trajedisinde gördüklerini ve hissettiklerini
dile getirdi.
Törende İstiklal Marşı'nın okunması ve saygı duruşunda bulunulmasının
ardından Srebrenitsa ve Bosna'da yaşanan trajediyi anlatan bir sinevizyon
gösterisi sunuldu.
Daha sonra, şehitler için Boşnakça söylenen ağıt eşliğinde, şehit
edilenlerin ruhlarını simgeleyen balon ve güvercinler göğe bırakıldı.