'Sürdürülebilir Balıkçılık İçin Ortak Yönetim '
WWF-Türkiye'nin düzenlediği "Ortak Balıkçılık Yönetimi Ulusal Çalıştayı"nda sürdürülebilir balıkçılığın ekonomik, ekolojik ve sosyal öneminin altı çizildi.
Küçük ölçekli balıkçılığın sürdürülebilirliği için çözümler üretmek üzere konunun tüm paydaşları bir araya geldi.
WWF–Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), ana çalışma konularından biri olan denizler ve sürdürülebilir balıkçılık kapsamında, 2018 yılından beri yerel paydaşlarla yürüttüğü "Küçük Ölçekli Balıkçılık Ortak Yönetimi Projesi" çerçevesinde, "Ortak Balıkçılık Yönetimi Ulusal Çalıştayı"nı gerçekleştirdi. Küçük ölçekli balıkçılığın ülkemizde sürdürülebilir bir ekonomik faaliyet hâline dönüştürülmesine katkı sağlamak üzere düzenlenen çalıştayda, balıkçılığın ortak yönetimi için dilbirliği oluşturabilmek, birlikte çalışmaya ve ortak bir yol haritası hazırlanmasına katkı vermek amacıyla ortak çözümler geliştirilmek için bir araya gelindi.
Aslı Pasinli: 'Balık milyarlarca insan için yaşamsal öneme sahip'
Konunun tüm paydaşlarını buluşturan çalıştay, WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli'nin açılış konuşmasıyla başladı. Pasinli konuşmasında, ülkemizde yaklaşık 13 bin küçük ölçekli balıkçılık teknesinin bulunduğunu; her bir teknede çalışan ortalama 2-3 kişi ve aileleri ile yan sektörler de dahil edildiğinde küçük ölçekli balıkçılığın ciddi bir iş kolu olduğunu vurguladı.
Pasinli, konuşmasına şu sözlerle devam etti: "BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) raporuna göre, dünyada 3 milyar insan, protein ihtiyacının en az %15'ini deniz balıklarından karşılıyor. Balık, dünyada milyarlarca insan için yaşamsal öneme sahip bir kaynak. Küçük ölçekli balıkçılık, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, beslenme, gıda güvenliği, sürdürülebilir geçim kaynakları ve yoksulluğun azaltılmasında önemli sosyal ve ekonomik katkılar sağlıyor. Ancak son 10 yıl içinde deniz balıkçılığı azalan bir grafik izliyor. Deniz canlılarının azaldığı ve balık stoklarının sonuna yaklaşıldığı yönünde karamsar senaryolar ortaya konuyor. Küresel ölçekte balıkçılığın sürdürülebilirliği için acil tedbirlerin alınması şart. Biz WWF olarak, küçük ölçekli balıkçıların balıkçılık yönetiminde ve ekosistemlerin korunmasında aktif rol oynamalarının sağlanması halinde, balıkçılık sektöründe sürdürülebilirliğin artırılabileceğine inanıyoruz."
Özkaya: "Bu denizler bize miras değil; emanet. Emanete ihanet etmeyeceğiz"
Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Ramazan Özkaya konuşmasında şu görüşlere yer verdi: "Denizlerimizde balık stokları açısından yaşanan sıkıntılarındüzeltilebilmesi için, karar alınırken, bugün bu çalıştayda olduğu gibi, bütün paydaşların bir arada olması gerekiyor. Kararları birlikte almak sorumluluğu da birlikte üstleneceğimiz anlamına geliyor. Bizler halkımıza erişilebilir balıksağlamak için mücadele ediyorsak, elimizi taşın altına koyuyorsak, karar alma mekanizmalarında da söz sahibi olalım. Kurulmasını arzu ettiğimiz ortak yönetimlerde, sektörde görünür olmaya ve güçlenmeye başlayan kadın balıkçıların da yer almasını ve söz sahibi olmasını da önemsiyoruz." Özkaya ayrıca, balıkçılıkta teknolojiden ne kadar yararlanılırsa yararlanılsın, stokların artırılamayacağını belirterek, "Denizlerimizde sürdürülebilirliği birlikte sağlayacağız. Unutmayalım, bu denizler, balıklar bize miras değil; emanet. Bu emanete ihanet etmeyeceğiz" dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Turgay Türkyılmaz da konuşmasında bakanlık olarak stokların korunması için paydaşlardan gelecek görüşleri dikkate almanın ötesinde, her bir balıkçıdan gelen görüşü önemsediklerini vurguladı. Türkyılmaz, "Biyolojik, ekolojik, sosyolojik ve ekonomik dengeleri gözeten bir sistem kurmayı hedefliyoruz. Bugün dünyada balık stokları açısından limitlere ulaşılmış durumda. Stokların daha kötüye gitmemesi için korumacı tedbirler almak zorundayız. WWF-Türkiye'nin koruma önlemleri talep etmenin ötesine geçerek, elini taşın altına koyması, bütün paydaşlarla birlikte sahada projeler yürütmesi bizi mutlu ediyor. Samimiyetle yürütülen bu türden çalışmaların eko sistemin korunduğu, sürdürülebilir balıkçılık ve ortak yönetimlerin kurulması için yararlı olacağını umuyoruz. Bakanlık olarak biz de bu çalışmaları desteklemek için elimizden geleni yapacağız" dedi.
Katalonya Özerk Yönetimi Balıkçılık ve Denizcilik Genel Müdürü Sergi Tudela ise Katalonya'da tüm paydaşların katılımı ile hayata geçirilen ortak balıkçılık yönetimi iyi uygulama deneyimini paylaştığı konuşmasında ortak yönetimin demokrasiyi ve güveni artırdığını vurguladı: "Balıkçılar geçmişten gelme bir alışkanlık ile yaşadıkları, avlandıkları denizlere bağlıdır. Zaman içinde kararlardan uzak tutulmaya başladılar, bu da süreçlere yabancılaşmalarına neden oldu. Ortak yönetimde ise yöneticiler, bilim insanları, sivil toplum ve balıkçılar ortak sorumluluk ilekararları birlikte almaya başladılar. Bu süreçte halkın balıkçılara bakışı değişti, mesleğin saygınlığı arttı."
Rahmi Koç Müzesi Konferans Salonu'nda düzenlenen çalıştayda; WWF-Türkiye Doğa Koruma Yönetmeni Aslı Gemci "Katılımcılık, Yönetişim ve Ortak Yönetim", WWF-Türkiye Balıkçılık Sorumlusu Timuçin Dinçer ise "Küçük Ölçekli Balıkçılık Ortak Yönetimi Projesi" başlıklı birer sunum gerçekleştirdiler. Çalıştayda ayrıca tüm paydaş temsilcilerinin ortak yönetim uygulamaları ile ilgili görüş ve önerilerini paylaştıları grup çalışmaları düzenlendi.