Sürgündeki Kürt Parlamentosu" Davası
''Sürgündeki Kürt Parlamentosu'' ve ''Kürdistan Ulusal Kongresi''nin oluşumunda yer aldıkları gerekçesiyle yargılanan Kılınç ve Buldan Türkiye'ye döndü.
"Sürgündeki Kürt Parlamentosu" ve "Kürdistan Ulusal Kongresi"nin oluşumunda yer aldıkları gerekçesiyle yargılanan Mahmut Kılınç ve Necdet Buldan Türkiye'ye döndü.
Davayı gören Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanıklar hakkında verdiği 'tutuklanmama güvencesi' üzerine dün gece Almanya'dan Esenboğa Havalimanı'na gelen Kılınç ve Buldan, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındı.
Kılınç ve Buldan emniyetteki işlemlerinin ardından sabah saatlerinde adli kontrol için hastaneye sevk edildi.
Hastanedeki işlemlerinin ardından Ankara Adliyesi'ne getirilen Kılınç ve Buldan, 31 sanığın silahlı örgüt kurmak ve yönetmek suçundan yargılandığı davaya katıldı.
Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklardan Kılınç ve Buldan ile bazı sanık avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Kılınç, "Parlamento, Kürt halkının meşru haklarının savunmaya yönelik akademik çalışmalar yapmak amacıyla kuruldu" dedi.
Parlamentonun tüzük gereği kendini fesh etmeden önce istifa ettiğini belirten Kılınç, parlamentonun kuruluş amacında Türkiye'nin bölünmesine yönelik herhangi bir faaliyetin söz konusu olmadığını ileri sürdü.
Herhangi bir terör eylem ya da silahlı eyleme katılmadığını ifade eden Kılınç, şu görüşleri savundu:
"Şiddeti destekleyen hiçbir beyanatım olmadı. Bu çeşit faaliyet gösterenleri de hiçbir şekilde desteklemedim. Kuruluşun amacı Türkiye'de federatif bir yapının daha uygun olacağını dile getirmek idi. Türkiye'de sadece Kürtlere değil, bu coğrafyada yaşayan tüm toplumlara aynı asimilasyon ve baskılar yapılmıştır. Türk halkına da kültürel asimilasyon yapıldığını düşünüyorum. Bu sorunlar giderilmediği takdirde ülke refaha kavuşacaktır."
Parlamentonun Avrupa'da faaliyet gösteren bir kurum olduğunu hatırlatan sanık Buldan ise "Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Katıldığımız seminerlerde, televizyon programlarında ve çeşitli toplantılarda Türkiye'nin bölünmesini istediğimiz şeklinde bir sözden bahsetmedik. Eğer böyle bir fikir ileri sürerek Avrupa ülkelerinden yardım isteseydik bu talebimize sadece gülerlerdi" diye konuştu.
Buldan'ın avukatı Sedat Buldan ve Kılınç'ın avukatı Ruşen Arslan, müvekkilleri hakkında yakalama kararının kaldırılmasını, mal varlıklarına konulan tedbir kararlarının kaldırılmasını ve duruşmalardan vareste tutulmalarını talep etti.
Mahkeme, Kılınç ve Buldan'nın yakalama kararlarının kaldırılmasına, mal varlıkları üzerindeki tedbir kararının kaldırılmasına ve duruşmalardan vareste tutulmalarına karar verdi.
Sanık avukatlarından Yusuf Alataş ise söz alarak, bazı müvekkillerinin yurtdışında nüfus cüzdanı ve pasaport çıkartmada sorunlar yaşadığını belirterek mahkemeden ek süre talep etti.
Avukat Ruşen Arslan da bazı müvekkillerinin hakkında yakalama kararı bulunduğu için konsolosluklarda zorluklar çıkartıldığı ve bundan dolayı mahkemeye gelemediklerini ileri sürdü.
Mahkeme, ifade vermeyen 21 sanığın 4 ay içerisinde mahkemeye gelerek ifade vermeleri durumunda CMK'nın "Sanığa verilecek güvence belgesi" başlıklı 246. maddesi uyarınca tutuklanmama güvencesi verdi. - Ankara
