Suriyeli Kadınlardan Tutuklular İçin Seferberlik Çağrısı
Suriye Kadın Ağı, Suriye'deki tutukluların serbest bırakılması için seferberlik çağrısında bulundu Rejimin hapishanelerindeki işkence günlerini analatan Ola: "Her türlü psikolojik ve fiziksel işkenceye maruz kaldım" "Dikkatimi çeken şey, sorgu esnasında normal bir şekilde konuşan polis şefinin bir anda.
Suriye Kadın Ağı (SKA) adı altında organize olan Suriyeli kadınlar, Suriye rejimi tarafından alıkonulanların serbest bırakılması için seferberlik çağrısında bulundu.
Mazlumder İstanbul şubesinde SKA gönüllüleri ve aktivistlerin katıldığı toplantıda, Suriye'deki tutukluların maruz kaldığı şiddet tanıkların ifadeleriyle dile getirilirken, SKA ve Mazlumder adına hazırlanan bildiriler de okundu.
Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar tarafından okunan Mazlumder bildirisinde, "Suriye halkı 7 ayda 26 binin üzerinde şehit verdi. Onbinlerce tutuklu ve kayıp... Rejim kentleri yaktı, yıktı. İnsanlık Suriye'de tükenmiştir" denildi. Bildiride ayrıca, "BM ve tüm küresel güçler, Afganistan, Irak, Bosna, Çeçenistan, Somali, Arakan, Ruanda ve daha pek çok coğrafyada her zaman olduğu gibi çaresizlik maskesini takmıştır. Ürettikleri zulüm sisteminin taşeronları olan yerel zalimlerin yaktığı ateşte kavrulan mazlum halkı seyretmektedirler" ifadelerine yer verildi.
" Suriye, Hapis Değil Vatan" adı altında çalışma başlatan SKA'nın bildirisinde ise Cenevre-2 Konferansı'na katılan tüm taraflar, Cenevre-1 Konferansı'nın koşullarına saygı duyma ve BM Güvenlik Konseyi'nin 1325 sayılı kararına ve uluslarası anlaşmaları uygulamaya davet edilirken, tutukluların acilen serbest bırakılması, ilgili bütün tarafların bu konuda seferberlik ilan etmesi istendi.
Bildiride, Suriyeli ve uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından belgelenen ihlallerin çoğunun rejimin silahlı güçleriyle birlikte Şebbiha olarak bilinen rejim yanlısı milis güçler tarafından gerçekleştirildiği ifade edilirken, bazı silahlı yabancı grupların da sivilleri öldürmek ve rehin almak gibi şuçlar işlediği kaydedildi.
SKA'nın, cinsiyet eşitliği, demokrasinin pekiştirilmesi, insan hakları, geçiş döneminde ve gelecekte kadınların karar alma sürecine katılması için çalışan bireylerden oluştuğuna dikkat çekilen bildiride, kadınların tutuklunması ve güvenliklerinin tehdit edilmesinin olumsuz toplumsal boyutlarının bulunması nedeniyle harekete geçildiği vurgulandı.
-"İşkence gördüm, işkencelere şahit oldum"
Bir yıldan fazladır Suriye cezaevinde işkence altında kalan ve güvenlik nedeniyle adını sadece Ola olarak açıklayan Suriyeli kadın, cezaevinde maruz kaldığı baskı ve şiddeti anlattı. Bir kontrol noktasında gerekçe gösterilmeden tutuklandığını söyleyen Ola, günlerce işkence altında kaldığını ve bu süre zarfında işkencelere şahit olduğunu belirtti.
Ola, "Her türlü psikolojik ve fiziksel işkenceye maruz kaldım. 1 yıl 3 ay boyunca hapisanedeydim ve şimdi yeni bir yaşam umudu içerisindeyim. Tüm tutukluların da benim gibi serbest kalması için çaba göstereceğim" dedi.
Üç gün boyunca askeri cezaevinde tutulduğunu ve ardından da Deraya cezaevine atılarak 25 gün boyunca bir hücrede kaldığını ifade eden Ola, "Yoğun işkenceye maruz kaldım, dayak, elektirik ve falaka gibi çeşitli işkenceler gördüm. 25 gün sonunda da Filistin cezaevine götürüldüm. Burada da 6 gün boyunca Filistin askısında tutuldum" dedi.
Daha sonra bir polis şefinin, kendisini sorguya çektiğini ifade eden Ola, şunları kaydetti:
"Konuşacak bir şeyim yoktu. El-Ahdar el-İbrahimi ismini verdikleri bir jopla beni dövdüler, vücudumda büyük yaralar oluştu. Ardından ıslatıp elektirik verdiler. Daha sonra 3 ay boyunca sabah akşam darbettiler. Dikkatimi çeken, sorgu esnasında normal bir şekilde konuşan polis şefinin bir anda canavara dönüşmesiydi."
Daha sonra çeşitli cezaevlerinde kaldığını aktaran Ola, bir süre sonra hakkında delil bulunamadığı için serbest bırakıldığını ifade etti.
Suriye'nin Halep kentinde bir kontrol noktasında tutuklandığını belirten öğretmen Mahmud Neccar ise, "Tutuklandıktan sonra Şam'a götürüldüm. Gözlerim bağlı bir şekilde tutuklandım. Küçük bir hücrede yüz kişiyle birlikte tutuldum. Sıcaklık tahammül edilemez boyutlardaydı, şartlar gerçekten çok zordu" diye konuştu.
İşten atıldığını ve pasaportuna el konulduğunu dile getiren Neccar, "İşimden atıldım, pasaportuma el konuldu. Beni, silahlı gruplara ve gösterilere liderlik etmekle suçladılar, sonra da askeri istihbarata teslim ettiiler ve sorguya alındım. Bir hafta boyunca işkencenin her türlüsünü gördüm. İran jopu dedikleri şefaf plastikten yapılma jopla dövüldüm. Vurdukları her yerde yara açılıyordu" şeklinde konuştu.
Ayrıca cezaevinde küçük yaşta çocuklara da rastladığını ifade eden Neccar, bu kişilerin tüm suçlarının sadece bir kontrol noktasından geçmek olduğunu vurguladı. - Halep