Şurup kutusundan süper kahramana (2)
Lise öğrencisi Burak Deniz Karakul, çocukken şurup kutularıyla tren yaparak çıktığı yolda hayranı olduğu süper kahramanların kostümlerini ve aksesuarlarını kartonla yaparak ilerliyor.
Lise öğrencisi Burak Deniz Karakul, çocukken şurup kutularıyla tren yaparak çıktığı yolda hayranı olduğu süper kahramanların kostümlerini ve aksesuarlarını kartonla yaparak ilerliyor.
Ankara Çiğdem Anadolu Lisesi 1. Sınıf öğrencisi Karakul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sevdiği karakterlerin aksesuarlarını yapmaktan çok keyif aldığını vurgulayarak, "Ben 'Marvel'ı çok seviyorum, o karakterlerin kullandığı eşyaları yapıyorum. Thor'un çekici, Iron Man zırhı, Kaptan Amerika'nın kalkanı gibi. Bana zor gelmiyor, yaparken çok keyif alıyorum." dedi.
Filmlerdeki süper kahramanları çok sevdiğini ve onların özelliklerinin kendisinde de olmasını istediğini söyleyen Karakul, şöyle konuştu:
"Thor'u çok seviyorum, her zaman çekicimle dışarı çıkıyorum. Süper kahraman olmak isterdim, özellikle Thor olmak, şimşekleri kontrol etmek isterdim. Filmdeki gibi çekicim olsun isterdim. Filmleri izlerken çok sevmiştim, çekicini ve zırhını özellikle çok beğenmiştim. İnternetten araştırdım ilk başta, sonra şablonlarını çıkartmaya başladım. İnsanlar çok güzel olmuş diyor, nereden aldığımı soruyorlar, bazen bakıp gidiyorlar. Arkadaşlarımın dikkatini çekmesi hoşuma gidiyor. Iron Man'in elini, ark reaktörünü, kaskını istiyorlar genelde. Çekici isteyenler oldu ama kimseye vermedim."
"Kızım senin oğlan garip şeyler giyip aşağıya iniyor"
Burak Deniz'in annesi Gamze Karakul ise oğlunun bu çalışmalara küçük yaşlarda başladığını belirterek, "İlk başta şurup kutularından tren yapardık, pet şişenin kapaklarından teker, pipetlerle bağlantılarını sağlardık. 2010 yılı Türkiye'deki Japon yılıydı; bir alışveriş merkezine gitmiştik, orada origami standını görmüştü, 'Anne bunlar nedir' dedi. Origami olduğunu, kağıtları katlayarak hayvan şekilleri ya da başka türlü şeylerin yapıldığından bahsettim. 'Neden biz de yapmıyoruz, biz de yapalım' dedi. O şekilde origamiye başladık." diye konuştu.
Origami konusunda kendilerini geliştirmek için kursa da gittiklerini anlatan anne Karakul, "Burak Deniz, 3-4 yıl kadar origami yaptı. Sonrasında origamiden sıkılmış olacak ki, izlediği filmlerdeki karakterlerin kullandığı aksesuarları yapmak istedi. İlk başta kartondan ve evadan aksesuarlar yapmaya başladı. Sonrasında kullandığı malzemelere ek olarak ahşapla da çalıştı. Tahtaları alıyoruz, onların üzerinde kesiyor boyuyor ve bir şeyler yapmaya çalışıyor." ifadelerini kullandı.
İlk başlarda Burak Deniz'i kostümle gezmesinin dışarıda çok hoş karşılanmayabileceği, tepki alabileceği yönünde uyardığını, aksesuarları evde bırakmasını söylediğini dile getiren Karakul, şunları kaydetti:
"Oğlum bu konuda çok rahattır, başkalarından ne tepki alacağını çok umursamıyor. O sadece yaptığı aksesuarları giyip, dışarıda gezmek, arkadaşlarına göstermek istiyor. Kendisi rahat olunca, 'Olumsuz tepkilere de tamam diyorsan benim için sıkıntı yok' dedim. Hatta cesaretini takdir ediyorum, ben onun yaptığı gibi giyip çıkamam, bir başkasının ne diyeceğini önemserim. Ama Burak Deniz öyle değil, giyiyor ve geziyor. Bir seferinde apartman yöneticisi, 'Kızım senin oğlan garip şeyler giyip aşağıya iniyor' dedi. Ben de 'Biliyoruz, onu kendisi yapıyor' demiştim."
Kullanılan malzemeleri Ostim'deki kağıtçılardan, bir kısmını çöplere atılan temiz kağıtlardan, bir kısmını da kırtasiyeden aldıklarını, Burak'ın yapacağı aksesuarların büyüklüğüne göre kullandıkları malzemenin değişkenlik gösterdiğini ancak çoğunlukla atık karton kullandıklarını aktaran Karakul, bu olayın algıda seçiciliğe döndüğüne işaret etti.
Karakul, "Yan tarafa yeni bir arkadaş taşındı. Onun eşyaları geldiğinde, kolilerini bir kenara bırakmış, ben de temiz bir koli Burak Deniz'in işine yarar alayım diye düşündüm. Ama sonra toplayıcılığa dönmesin diye vazgeçtim. Benim almadığım koliyi bir saat sonra oğlum eve gelirken almış gelmiş." dedi.