"Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri" konferansı düzenlendi
Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'da, Şuşa Beyannamesi'nin birinci yıl dönümüne ithaf edilen "Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri: Kafkasya'da Barış ve İstikrar" başlıklı uluslararası konferansta, Azerbaycan ve Türkiye ilişkilerinin bölgenin huzur ve istikrarına katkılarına vurgu yapıldı.
Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'da, Şuşa Beyannamesi'nin birinci yıl dönümüne ithaf edilen "Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri: Kafkasya'da Barış ve İstikrar" başlıklı uluslararası konferansta, Azerbaycan ve Türkiye ilişkilerinin bölgenin huzur ve istikrarına katkılarına vurgu yapıldı.
Türkiye'den AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala ile MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, MHP Genel Başkan Yardımcıları İsmail Özdemir ile Kamil Aydın gibi isimlerin katıldığı konferans, "Uluslararası Siyaset ve Güvenlik Alanlarında Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri" başlıklı panelle sona erdi.
Panelde, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ve Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere birer konuşma yaptı.
Kıran, konuşmasında katılımcılara Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun selamlarını iletti.
Azerbaycan'ın kendileri için hiçbir zaman herhangi bir ülke olmadığını belirten Kıran, bu hassasiyeti taşımanın Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığında çalışan her bir Türk diplomatı için asli görev olduğunu kaydetti.
Kıran, Türk diplomatların dünyanın dört bir tarafında Türkiye Cumhuriyeti'nin olduğu kadar Azerbaycan'ın da hak ve menfaatlerini savunma gururunu yaşadığını vurguladı.
Azerbaycan ve Türkiye'nin dayanışması ile Karabağ'da başarı elde edildiğini ifade eden Kıran, şöyle konuştu:
"Biz bu başarıyı elde ederken açıkçası uluslararası toplumun bazı hususları sorgulaması gerektiği çok açık. Esasen Karabağ'daki işgalin son bulması belki de diplomasinin iflas etmesinin bir sonucuydu. Çünkü yıllarca Birleşmiş Milletler kendi aldığı kararlara uymayarak, bu sorunun çözümü için kurulmuş AGİT Minsk Grubu, çözüm değil de statükonun devamını teşvik ederken Cumhurbaşkanı (İlham) Aliyev'in artık diplomatik çabaların sonucu üretmediğinin görmesi ile Azerbaycan ordusunun 44 günde bu zaferi elde etmesi bir milattır."
Kıran, o güne kadar uluslararası toplumun yetersizliğinden, küresel sistemin adaletsizliğinden nemalananların, 8 Kasım 2020 günü Azerbaycan halkının yumruğunu gördüğünü kaydetti.
Karabağ zaferinin bir gurur vesilesi olduğunu vurgulayan Kıran, "İşgalin sonlandırılması sadece Azerbaycan'ın topraklarına kavuşması, sadece göçmen kardeşlerimizin kendi topraklarına dönüşü anlamına gelmiyor aynı zamanda geniş bir ölçekte bölgemizin barış ve istikrar kuşağına dönüşmesi için çok değerli bir fırsat teşkil ediyor. İşte Şuşa Beyannamesi bütün bu hedef ve eylem birlikteliğinin tarihe vurulmuş bir mühür niteliği taşımaktadır." dedi.
Kıran, Türkiye olarak Azerbaycan'ın kalkınması ve istikrarı için seferberlik ruhuyla üzerlerine düşeni yerine getirmeye devam edeceklerini vurguladı.
"Ortak tarihimiz, ortak kültürümüz, ortak gönül birlikteliğimizden aldığımız güçle geleceğe çok daha emin adımlarla yürümek istiyoruz." diyen Kıran, bugüne kadarki başarılarla yetinmediklerini, bölgesel istikrar ve barış için çok daha fazla başarı elde edeceklerine inandıklarını belirtti.
Türkiye ve Azerbaycan'ın ortak projelerine ilişkin Kıran, "Sahada ve masada gösterdiğimiz dirayetle elde ettiğimiz zaferi bölge halklarının refahına dönüştürmek için çok daha büyük adımları 3 + 3 platformu başta olmak üzere diplomasi yoluyla hayata geçirmeye çalışıyoruz. O yüzden bugün hala diplomasiye, diyaloğa bir şans verilecekse Türkiye ve Azerbaycan olarak bu diplomasi fırsatını, bu fırsat pencerelerini bütün bölge halklarının istifadesine açıyoruz." diye konuştu.
"Milli Teknoloji hamlesinin Azerbaycan'a taşınması, iki devletin birliği ve gücünü artıracak"
Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere de konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti halkı ve ordusunun, haklı mücadelesinde Azerbaycan halkı ve ordusunun yanında yer aldığını söyledi.
Türkiye'nin Azerbaycan'da askeri alandaki desteklerinden bahseden Dere, 2. Karabağ Savaşı'ndan alınan dersler sonucunda Azerbaycan ordusunun yeniden yapılandırılmasına yönelik tecrübe aktarımı ile yeni karargah yapısının teşkil edildiğini bildirdi.
Dere, Türk Silahlı Kuvvetleri ile uyumlu teşkilat yapısı oluşturulması kapsamında kolorduları bünyesinde toplayan Kara Kuvvetleri Komutanlığı, tüm eğitim kurumlarını birleştiren Milli Savunma Üniversitesi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında Deniz Özel Kuvvetler Tugayı, Hava Kuvvetleri Komutanlığında Muharip Hava Kuvvetleri, komando tugayları, İHA tugayı ve özel maksatlı mayın temizleme taburunun kurulması çalışmalarının tamamlandığını belirtti.
İki ülke arasındaki askeri eğitim ve iş birliği kapsamında bu süreçte 20 tatbikat ile 225 kurs düzenlendiğini bildiren Dere, yaklaşık 28 bin Azerbaycan askeri personeline eğitim desteği sağlandığını aktardı.
Bakü'de yakın dönemde gerçekleştirilen TEKNOFEST Azerbaycan'dan da bahseden Dere, şunları kaydetti:
"Yerli ve milli teknoloji hamlemizi Azerbaycan'a taşımanın, iki devletin birliği ve gücünü artıracağına kuvvetle inanıyoruz. Bu amaçla, Azerbaycan ordusunun güçlü konumunun korunması ve gelişimine yönelik olarak Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunan modern, milli ve yerli silah sistemlerinin kardeş Azerbaycan ordusu tarafından da kullanılması, Azerbaycan ordusunun silah ve araçlarının modernizasyonu, ortak üretimi ve onarım imkan kabiliyetlerinin artırılması için askeri fabrika ve tersanelerin modernizasyonu, Azerbaycan uçaklarının modernizasyonu gibi faaliyetlerimiz de Azerbaycanlı kardeşlerimizle iş birliği halinde devam etmektedir."
Tek millet, iki devlet anlayışı ile "Türkiye'nin güvenliği Azerbaycan'dan Azerbaycan'ın güvenliği Türkiye'den geçer" prensibi çerçevesinde ortak güvenlik stratejisini uygulamaya devam edeceklerini vurgulayan Dere, konuşmasını "Güçlü Azerbaycan, güçlü Türkiye inancı doğrultusunda Azerbaycan ordusunun yeniden yapılandırılmasını, modern silah ve araçlarla teçhiz edilmesini, ordunun her an harbe hazır olmasını sağlayacak şekilde Türkiye Cumhuriyet olarak kardeş ülke Azerbaycan'a desteğimizi büyük azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz." şeklinde tamamladı.