Tarihçi Yazar Abdurrahman Kütük Açıklaması
Çukurova Üniversitesi Öğretim Görevlisi Tarihçi Yazar Abdurrahman Kütük, Kozan Kalesi eteklerinde bulunan Sis Kilikya Ayasofya Manastırı ve arazi mülkiyetinin Kilikya Katolikosluğu’na iadesi talebiyle Ermenilerin, Anayasa Mahkemesi’ne açtığı davanın gereksiz olduğunu, Türk-Ermeni ilişkilerine bir katkı sağlamayacağını söyledi.
Çukurova Üniversitesi Öğretim Görevlisi Tarihçi Yazar Abdurrahman Kütük, Kozan Kalesi eteklerinde bulunan Sis Kilikya Ayasofya Manastırı ve arazi mülkiyetinin Kilikya Katolikosluğu'na iadesi talebiyle Ermenilerin, Anayasa Mahkemesi'ne açtığı davanın gereksiz olduğunu, Türk-Ermeni ilişkilerine bir katkı sağlamayacağını söyledi. Kütük, "Van'da Akdamar Adası'nda Ermenilerin diğer ruhani merkezini devlet kendi eliyle yaptı ve ibadete açtı. Mahkeme gereksizdi" dedi.
Kütük, yaptığı açıklamada, Sis Kilikya Ayasofya Manastırı'nın Ermenilerin kutsal mekanı olan Ermeni Kilikya Kateglosluğu olduğunu belirterek, "Ermeniler Kafkasya'dan buraya 1080'li yıllarda gelmişler ve burada bölgesel bir Ermeni Krallığı kurmuşlar ve Ermenilerin ruhani merkezi olarak da bu bölge yaklaşık 750 yıl Adana'nın Kozan ilçesinde varlıklarını sürdürdü. Türklerin hakimiyetindeki dönemde de dinlerine herhangi bir müdahale edilmemiş, her türlü dini vecibelerini yerine getirmişler. 1919 yılında Fransız işgaline uğramış, Fransa işgali sırasında da Ermenilerin Fransızlarla işbirliği yapması nedeniyle Fransa buradan çekilirken Ermeniler de kendi rızaları ile çekilmişlerdir. Yani Ermeniler hiçbir zaman Türkler tarafından kovulmamış, Fransızların buradan çekilmesi ile kendi rızaları ile ayrılmışlardır" dedi.
"ERMENİLER KOZAN'DA HAC GÖREVİNDE BULUNURDU"
1940'lı yıllarda, dönemin yerel yetkilileri tarafından manastırın taşlarının okul yapmak, mezarlık etrafı çevirmek gibi değişik amaçla kullanıldığını ve mabedin günümüzde harabe şekilde bulunduğunu vurgulayan Kütük, "Ermeniler müstakil bir Hristiyan gruptur. Bu grup Ermenilerin resmi mezhebi Gregoryandır. Yani Gregoryan Ermenilerinin de ruhani başkanı kateglosluk denir. Dünyada en yetkili kateglosluk makamı Kozan'da bulunmaktaydı. Dünyadaki bütün Ermeniler kateglosluk makamı olarak burayı tanımaktalar. Bundan dolayı burası Ermeniler için kutsal bir mekan ve buraya gelerek hac görevinde bulunurlar" diye konuştu.
Manastırın yaklaşık 100 dönüm arazisi bulunduğunu ve Kozan Kalesi eteğinde kurulduğunu kaydeden Kütük, "Ermeniler buranın kendilerine iade edilmesi için ilk önce Anayasa Mahkemesine buradan bir sonuç çıkmaz ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dava açacaklarını söylüyorlar. Ermenilerin bence buradaki en yanlış noktası şu: Türk hükümetine müracaat ederek bu bölgenin kendileri için kutsal olduğunu, Van Akdamar Adası gibi bir nevi anlaşarak, rica ederek mabedin kendilerine iade edilmesini istese daha uygun bir şeydi ama bir nevi bizi suçlayarak mahkemeye vermesinin kabul edilebilir bir yönü yoktur. Ayrıca buradaki Ermenilerin sadece niyetlerinin buradaki mabedi almak mı yoksa bir sonraki aşamaya geçmek mi bilinmiyor. Ermenilerin kendi mahkemeye sundukları önergede yani kendilerinin burasının ruhani bir merkezi olduğunu ve Türklerin burayı gasp ettiği gibi bir iftira ile karşı karşıyayız. Hiçbir şekilde Ermenilerin buraya gelmesine, bu mabedi ziyaret etmesine, burayı görmesine hiçbir zaman karşı çıkılmamış, 1920'li yıllardan, 30'lu, 40'lı yıllardan günümüze kadar zaman zaman kısım kısım Ermeniler buraya gelmişler ve bu kutsal mekanı ziyaret etmişler. Yani Türklerin Ermenilere karşı bir husumeti söz konusu değil, devletin onlara karşı bir ön yargısı veya burayı yasaklaması söz konusu değil" ifadelerini kaydetti.
"ERMENİLER TÜRK HÜKÜMETİ İLE UZLAŞABİLİRLERDİ"
Ermenilerin peşinen suçlayarak mahkemeye vermesi niyetlerinin çok halisane olmadığını gösterdiğini ifade eden Tarihçi Yazar Abdurrahman Kütük, şöyle devam etti:
"Bakın Van Akdamar Adasında Ermenilerin diğer ruhani merkezini devlet kendi eliyle yaptı ve ibadete açtı. Dolayısıyla böyle bir mahkemenin Türk-Ermeni ilişkilerine bir katkı sağlamayacağını düşünüyorum. Eğer Ermeniler gerçekten mantıklı, akıllı, hoşgörülü şekilde buradaki, bu bölgedeki bu mabetlerine tekrar gelmek istiyorlarsa Türk hükümeti ile uzlaşarak ve dertlerini anlatarak gelmesi lazım. Burası tabiri caizse Ermenilerin kabesi gibidir. Dünyadaki Gregoryan Ermenilerinin. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok güçlü bir devlettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile çatışarak veya mahkemeye vererek Ermenilerin burayı ele geçirmesi bence hiç hoş olmaz. Bölge halkı da buna tepki göstermekte. Kozan halkı bu olaya çok tepki gösterdi. Tabi bu bir bilgilendirme eksikliğinden dolayı olmuştur. Ermeniler keşke devletin yetkilileri ile görüşüp buradaki manastırı tekrar açma düşüncelerini iletselerdi, bir netice almayınca mahkeme yoluna gitselerdi. Ne yazık ki bunu tercih etmemişler. Bu da Ermenilerin niyetlerinin gerçekten böyle olup olmadığı hakkında Türk kamuoyunda büyük şüpheler uyandırmaktadır." - ADANA