Haberler

Tarım, Gıda ve Hayvancılık 2013 Çalıştayı

Abone Ol

Prof. Dr. Açıkgöz: "İsrail'den Türkiye'ye tohumdam ziyade genetik materyal geliyor.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin (TASAM), Cumhurbaşkanlığı himayesinde sürdürdüğü " Türkiye'nin Stratejik Vizyonu 2023" projesinin, "Stratejik Lokomotif Sektörler-Tarım, Gıda ve Hayvancılık 2023" çalışmaları kapsamında planlanan, "Tarım, Gıda ve Hayvancılık 2013" çalıştaylarının ikincisi yapıldı.

Gönen Otel'de düzenlenen çalıştayda, "Tarım, Gıda ve Hayvancılık Sektör Derinliği-AB Ortak Tarım Politikası ve Türkiye" ile "Biyo-Çeşitlilik ve GDO'lu Ürünler, Arz ve Gıda Güvenliği 2023" konuları ele alındı.

Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz çalıştayda yaptığı konuşmada, İsrail'den Türkiye'ye tohumdam ziyade genetik materyal geldiğini ve bu genetik materyalin karşılığının 3 milyon dolar civarında olduğunu belirterek, " Türkiye'nin ithal ettiği tohuma ödediği para ise 180 milyon dolar civarında. İsrail'den gelen materyalin GDO'yla ilgisi yok. Nasıl diğer ülkeler İsrail firmalarına gen ısmarlıyorsa, Türkiye'ye gelenler de direkt üretime girmeyen fakat tohumculukta, melezlemede kullanılan materyaller oluyor" dedi.

Dünya tohum pazarıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Açıkgöz, GDO'lu ürünlerin Türkiye ve dünyadaki yansımalarını anlattı. Yıllık 48 milyar dolarlık tohum pazarı olduğuna dikkati çeken Açıkgöz, bunun 12 milyar dolarlık bölümünün, çiftçinin kendi bünyesinde kullandığı tohuma ödediği bedel olduğunu vurguladı.

Tohumla ilgili verilere bakıldığında Türkiye'nin tohumculukta 18. sırada olduğunu ifade eden Açıkgöz, şunları kaydetti:

"Tarımda 7. sıradaydık, tohumda neden 18. sıradayız? Bütün ülkeler ve şirketler kendi ekolojileri için tohumda en iyi çeşidi geliştirmek isteyecektir. Fakat hiçbir şirket istediği tüm çeşitleri elde edemiyor. O nedenle, gen geliştiren firma, tohumcu firmanın önünde oluyor. Firmalar dünyaya nasıl hizmet veriyor. Milyarlık yatırımları olan araştırıcı kuruluşlar dahi, bu firmalara gen ısmarlıyor. Örneğin, sıcağa ve soğuya dayanıklı tohumlar ısmarlanıyor. Gen sağlama konusunda değişik stratejiler var. Pakistan bir gen satın alarak, ücretsiz olarak tüm ulusal tohumcu kuruluşların kullanımına sunuyor. Gerçi GDO için yapılan bir yatırım. Brezilya ise yalnız ülkesinde kullanılmak üzere bir çeşit ısmarlıyor."

Bazı ülkelerde tarımsal araştırmaya yönelik atılan adımlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Açıkgöz, tohumcu firmalar, üniversiteler ve Bakanlığın araştırma kuruluşlarının bir çatı altında toplandığını belirtti. Açıkgöz, Türkiye'de ise gen sağlayıcı bir birim olmadığını ifade etti.

GDO'lu ürünler

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Okumuş, GDO'lu ürünlerin Türkiye'de bir tehlike teşkil edip etmediği konusunda bilgi verdi.

Tohumun bir sonraki aşamasının "GDO" olduğunu ifade eden Okumuş, şöyle konuştu:

"Dünya piyasalarında ekonomi ve üretimden söz ediyoruz. Üretim içerisindeki en önemli konularından biri gıda güvenliğidir. Ayrıca maliyetlerin düşmesi de önem teşkil ediyor. Bu dengeyi oluşturmak gerçekten çok hassas çalışmalar gerektiriyor. GDO'nun geçmişine baktığımızda, önce fikir olarak ortaya çıkıyor. Olgunlaşması gereken bir domatesle gündeme gelen GDO uygulamaları, bir bakterideki herhangi bir genin aktarımına kadar gidiyor. Özellikle mısır, soya gibi bitkilerde çeşitli zararlara karşı mücadele için kullanılan bir önlem olarak görülüyor. Buradaki amaç, zararlılara karşı yapılan mücadelede ilaç tüketimini azaltmak ve doğal bir mücadele yapısını ortaya koymak olarak gündeme geliyor. Bunun üzerine birçok tartışma yapıldı. Zararlı mı zararsız mı? Hangi gen ne kadar aktarılmış? Türkiye'de tohum sektöründe GDO'nun üretimi yasak. Üretim yapamazsınız." - İstanbul

Kaynak: AA / Güncel

Türkiye İsrail Gönen Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title