Tarlada Eğitim
Okullar kapandı, mevsimlik tarım işçilerinin çocukları ise karne günü heyecanı yaşayamadı.
Henüz okullar kapanmadan evlerinden ayrılıp, ülkenin farklı bölgelerindeki tarlalara gidiyorlar. Yaz aylarında ailelerinin ekmek kapıları bu tarlalar. Çocukların bir kısmı yevmiye karşılığında tarlalarda çalışıyor, işgücüne katılıyor. Bu da eğitimde büyük sorun yaratıyor. Mevsimlik tarım işçilerinin çocukları, her yıl bu sebeple eğitim öğretim yılının başında ve sonunda haftalarca okula gidemiyor. Derslerinden geri kalıyorÖZETLE
Çadır okullarda eğitim
Tarım işçisi çocuklar
Karne günü heyecanı yaşayamıyorlar
Tarlada çadır okul
Türkiye'de 6-17 yaş arası 893 bin çocuk işçi var. Türkiye İstatistik Kurumu 2012 verilerine göre, bu sayının yüzde 44.7'si tarım işçisi çocuklar.
Çocukların eğitimine devam edebilmeleri için Milli Eğitim Bakanlığı birkaç yıldır çadır okullar kuruyor. Bunlardan biri de, Şereflikoçhisar Çadırkent İlkokulu. Bu yıl çadır okulun ikinci yılı. Okulda ilkokul birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar 25 öğrenci var. Şereflikoçhisar Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün girişimiyle kurulan okul tarlaların yakınında.
Okul, çoğunluğu Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay'dan gelen ailelerin kaldığı çadırlara komşu. Anne ve babalar sabahın erken saatlerinde tarlaya çalışmaya giderken artık ilkokul çağındaki çocuklarını da yanlarında götürmek yerine çadır okula bırakıyorlar.
Çocuklar bu okulda eksik kaldıkları konuları tamamlıyor. Sıcak havada öğrencileri bunaltmak istemeyen öğretmen Murat Gültekin, gün içinde çocuklarla oyunlar oynayıp müzik ve resim dersleri de yapıyor.
[Al Jazeera - Osman Baytürk]8 yaşındaki Aynur, yarım bıraktığı ödevlerini burada tamamlıyor.
Mayıs ayında ailesiyle birlikte Hatay'dan Şereflikoçhisar'a kavun tarlalarında çalışmaya gelen sekiz yaşındaki Aynur, "Matematiğim çok kötüydü çünkü hep son dersleri kaçırıyordum, ama burada öğretmenimle çalışıyoruz, üzerinden geçiyoruz" diye anlatıyor okulunu.
Başarılı öğrenciler aileden ayrılmak zorunda kalmıyor
Bazı öğrenciler okulda çok başarılı. Böyle olunca okulu yarıda bırakmasına ailesi razı olmuyor ve çocukları geldikleri yerde bırakıyor. Okullar kapanınca birkaç gün için evlerine dönüp, çocuklarını da alıp geliyor. 12 yaşındaki Fatoş başarılı bir öğrenci. Önceki yıllarda ailesi okulu bırakmasına razı gelmiyormuş. Tarlaya gelmek için okulun kapanmasını bekliyormuş. Ama bu sene buna gerek kalmamış çünkü çadır okulda da derslerine devam etme şansı olmuş:
"Biz Mersin'den geliyoruz. Her sene mayıs ayından sonra ben ağabeyimle birlikte evde yalnız kalıyordum, okulu bırakmak istemiyorduk. Ama bu sene annemlerle birlikte gelebildik, çünkü benim burada da öğretmenim var, ders çalışmaya devam edebiliyorum."
[Al Jazeera - Osman Baytürk]12 yaşındaki Fatoş'un notları çok iyi, okulu yarıda bırakmak istemiyor.
Çadır okulların olmadığı yerlerde çocuklar tarlaya gitmek zorunda kalıyor. Şereflikoçhisar'daki çadır okulda okuyan öğrenciler, tarlada çalışmaktansa okula geldikleri için çok mutlular. 10 yaşındaki Mehmet önceki yıl çadır okul olmadığı için Sivas'ta çalışmak zorunda kaldığını anlatıyor:
"Geçen yıl Sivas'taydık, köydeki okula gidebilirdik ama uzaktı. Ben de onun yerine annemle tarlaya gidip çapa yapıyordum. Bu sene okula geliyorum, burası çok daha eğlenceli. Türkçe dersim de ilerledi. Ama okul kapanınca annemle burada da tarlaya gideceğim."
Hatay'dan gelen ilkokul dördüncü sınıf öğrencisi Nazar da önceki yıllarda tarlada getir götür işlerini yapıyordu:
"Ben her sene annemlerle tarlaya gider, onlara orada çay yapar, sandviç götürür, taşınacakları çadırla tarla arasında getirip götürürdüm. Çünkü tarla işlerini bana daha öğretmediler. Belki bu okul kapanınca yine yaparım."
Çadır okul, kreş görevi de görüyor
Çadır okulda okul çağı öncesi 2-5 yaş arası çocuklar da var. Gaziantep'ten gelen 12 yaşındaki Bedir çadır okul sıralarında 3 yaşındaki kardeşiyle birlikte oturuyor. O ders dinlerken, kardeşi yanında resim yapıyor. Bedir kardeşinin çok uslu olduğunu ama tarlada ilgilenmenin çok zor olduğunu söylüyor:
[Al Jazeera - Osman Baytürk]Bedir'in kardeşi Abdülkadir, 3 yaşında.
"Ben aslında annemle tarlaya giderdim; bir yandan çalışırdım, bir yandan kardeşime göz kulak olurdum. Annem de sinirleniyordu, 'bu çocuk işimi aksatıyor' diye. Şimdi benimle okula geliyor, Çok uslu, beni hiç üzmüyor. Annem burada okul olduğunu duyunca çok sevindi, bizi hemen gönderdi. Ama artık okul kapanıyor, belki de bizi bu çadırda bırakır, bilmiyorum ne yapacak..."
Çocuk bazı aileler için 'işgücü' demek
Bazı aileler çocuklarını okula göndermek yerine tarlada çalıştırıp aile bütçesine katkı sağlamayı tercih ediyor. İlçe Milli Eğitim Müdürvekili Hasan Arıoğlu, hem Şereflikoçhisar Kaymakamlığı'nın hem de İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü'nün devam zorunluluğu olmayan bu okula öğrenci toplamak için yoğun şekilde çalıştığını söylüyor:
"Aileleri ikna etmek zor oluyor, çocuğu işgücü olarak görüyorlar. 25 öğrencinin ailesi kabul etti, onların da devamlarında bir sorun olmadı. Ama kabul etmeyenler var, aileye maddi katkı sağlamasını daha kıymetli görüyorlar."
Şanlıurfa'dan gelen 9 yaşındaki Ayşe de okula gelmeyi çok istedi, anne ve babasını o ikna etti. Ama bir şartla:
"Aslında çadır okulla tarlaların arasında biraz mesafe var ama annemler yine de okul çıkışı gidip çalışmamı istiyor. Okulda derslerim bitince tarlaya gidip ben de çapa yapıyorum. Okul bitsin, bütün gün çalışacağım."
'Tek yapmaları gereken gelip sıralara oturmak'
[Al Jazeera - Osman Baytürk]Arıoğlu, her yıl onlarca ailenin ilçeye bağlı köylerde çalışmaya geldiğini söylüyor.
Mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarını çadır okullara göndermek için hiçbir masraf yapması gerekmiyor. Hasan Arıoğlu bu durumun öğrenci sayısını da artırdığını söylüyor:
"Çocuklara kalemlerini, defterlerini, kitaplarını, tüm kırtasiye malzemelerini biz alıyoruz. Böyle olunca bu yıl öğrenci sayısı geçen seneye göre arttı. Artık onların tek yapması gereken sabah gidip sıralarına oturup dersi dinlemek."
'Son gün heyecanı yaşasınlar diye' karne veriliyor
Mevsimlik işçilerin çocukları okul bitmeden tarlaya gitmek zorunda kaldığı için karnelerini ancak yaz sonunda evlerine döndüklerinde alabiliyorlar.
[Al Jazeera - Osman Baytürk]Öğretmen Murat Gültekin, farklı yaşlardaki öğrencileriyle tek tek ilgileniyor.
Bu sebeple Şereflikoçhisar'daki çadır okulda, çocuklara 'son gün heyecanı' yaşatmak için 'okul bitirme belgesi' dağıtıldı. Çocukların gerçek karneleri olduğu için bu okulda karne verilemiyor, ancak çadır okulun öğretmeni Murat Gültekin'e göre bu belgelerde de son bir aydaki başarı durumunu görmek mümkün olacak:
"Ben burada notlama yapamıyorum, çünkü aylarca okudukları asıl okulları var, karneleri orada veriliyor. Ben son haftalardaki devam durumlarını, derslerdeki başarılarını gözden geçiriyorum. Teşvik amaçlı olumlu notlar düşüyorum belgelerine. Çok mutlu oluyorlar."
Şereflikoçhisar'ın köylerine gelen mevsimlik işçilerin çocukları, diğerlerine göre şanslı. Bu eğitim sorununa bazı bölgelerde çadır okul yoluyla geçici bir çözüm bulundu. Ancak yaklaşık 445 bin çocuk her yıl eğitimlerini yarıda kesip tarlalarda çalışmaya devam ediyor.