Haberler

Tasarımlarıyla Hollywood Filmlerinden Sonra Baby Brown'ı da Etkiledi

Abone Ol

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Tasarımlardan detaylar Tasarımların yapım aşaması detayları Tasarımcı Sağtan'ın açıklaması Klip yönetmeni Yalçın Birol'un açıklaması Tasarımlarıyla Hollywood filmlerinden sonra Baby Brown'ı da etkiledi Birçok Hollywood yapımının yanı sıra dönem dizilerine takı ve obje tasarlayan Hüseyin Sağtan'ın eserleri 'Oriental Poison 2'de kullanıldı Tasarımcı Sağtan: "Truva, Boleyn Kızı, Eragon, Pamuk Prenses, Hobbit ve daha birçok filme takı yaptık. Türkiye'de oynayan Muhteşem Yüzyıl ve Diriliş'e, şu anda da Kösem Sultan'a takı yapıyoruz" "Ben okulunu okumadım bu işin.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

Tasarımlardan detaylar

Tasarımların yapım aşaması detayları

Tasarımcı Sağtan'ın açıklaması

Klip yönetmeni Yalçın Birol'un açıklaması Tasarımlarıyla Hollywood filmlerinden sonra Baby Brown'ı da etkiledi

Birçok Hollywood yapımının yanı sıra dönem dizilerine takı ve obje tasarlayan Hüseyin Sağtan'ın eserleri 'Oriental Poison 2'de kullanıldı

Tasarımcı Sağtan:

"Truva, Boleyn Kızı, Eragon, Pamuk Prenses, Hobbit ve daha birçok filme takı yaptık. Türkiye'de oynayan Muhteşem Yüzyıl ve Diriliş'e, şu anda da Kösem Sultan'a takı yapıyoruz"

"Ben okulunu okumadım bu işin. Karalama yaparım. Onlar benim hafızamda"

"Ecdadın bundan 100, 200, 300 yıl önce yaptığı şeyleri, biz bugünkü zamanda, bugünkü teknolojiye göre değil, aynı el tekniğiyle yapmaya çalışıyoruz"

HİLAL UŞTUK - Kapalıçarşı'daki atölyesinde tasarladığı göz alıcı takı ve objelerle Hollywood yapımcılarının da uzun yıllardır dikkatini çeken Hüseyin Sağtan'ın eserleri, son olarak Baby Brown'ın Albeezy ile düet yaptığı "Oriental Poison 2" klibinde kullanıldı.

Sürekli tarih kitapları karıştıran, evinde çizimler yapan ve çizdiklerini küçük atölyesinde hayata geçiren Sağtan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tasarladığı takı ve objelerin bugüne kadar çok sayıda film ve dizide yer aldığını belirterek, "Truva, Boleyn Kızı, Eragon, Pamuk Prenses, Hobbit ve daha bilmediğimiz birçok filme takı yaptık. Türkiye'de oynayan Muhteşem Yüzyıl ve Diriliş'e, şu anda da Kösem Sultan'a takı yapıyoruz. Klipler için de bazı şeyler yaptık" diye konuştu.

Hüseyin Sağtan, her tasarıma önce çizerek başladığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Tabii ki bunlar çizmeden olmuyor. Kafada çiziyorsunuz bazı şeyleri. Not almak için karalamalar yapıyorum. Ben okulunu okumadım bu işin. Karalama yaparım. Onlar benim hafızamda. Onu (çizimi) gördüğüm zaman ne yapacağımı görürüm veya karşımda bir objeyi gördüğüm zaman da ben onu farklı görürüm. Farklı düşünüp farklı bir objeye çevirebilirim. Takıda da aynı. Çizimler hep benim beynimde."

Hiçbir zaman bir ustası olmadığına dikkati çeken Sağtan, "Bu bende olan bir yetenek, benim ustam yok. Hiçbir ustanın çırağı da olmadım. Allah'ın verdiği bir yetenekti bu bendeki. Yani neyi elimi alsam becerebilirim. Sevdiğim bir şey olduktan sonra yapmak hiç zor değil. Kılıçlar, miğferler, nar ağaçları yapıyoruz. Topkapı Sarayı'nda görülen çoğu şeyin replikasını da yapabiliyoruz" ifadelerini kullandı.

Başarılı tasarımcı, 9 yaşındayken babasını kaybettiğini aktararak, bu nedenle annesi ve kardeşleriyle Diyarbakır'dan İstanbul'a geldiklerini söyledi.

Sağtan: "Dünya beni takı üzerine tanıyacak, diye hep bir hayalim vardı"

Takı işine başlamadan önceki hayallerinden de söz eden Sağtan, "Benim, 'bir gün takı yaparsam en güzelini yapacağım, yani dünya beni takı üzerine tanıyacak', diye hep bir hayalim vardı. Bir gün geldi o takıyı yaptım. Yapınca da işte Hollywood'dan ve dünyanın her yerinden gelip benim takılarımı kullandılar. Buna da şükür ediyorum. Çünkü şimdi kitaplara da bakıyorum. Boleyn Kızı'nın kitaplarında benim yaptığım takı başta duruyor. Belediye otobüslerinin arkasında benim yaptığım takılar var. Filmlerde görüyorum. Hollywood'da hiç bilmediğim filmlerde görüyorum bazen kendi takılarımı. Sanat dergilerinde görüyorum. Tabii ki gurur duyuyorum" dedi.

Tasarımlarında Osmanlı'dan esinlendiğine vurgu yapan Sağtan, şöyle devam etti:

"Bunlar geçmişte ecdadın yaptığı şeylerdi. Ecdat bize neler bıraktı? Biz ne getirebiliriz şimdi geleceğe? Onları yapıyoruz. Ecdadın bundan 100, 200, 300 yıl önce yaptığı şeyleri, biz bugünkü zamanda, bugünkü teknolojiye göre değil, aynı el tekniğiyle yapmaya çalışıyoruz. Bundan dolayıdır ki ona ruh veriyoruz. Ruh verdiğimiz için de yaptığımız takılar, objeler her yerde tutuluyor. Çünkü bir kadın severek takıyor onu. Normal bir obje olarak görmüyor. Ondan dolayı içinde bir ruh var. Hem tarihi bir ruh var hem de benim kattığım ruh var içinde."

Hüseyin Sağtan, Baby Brown'ın klip çekimi için kendisine teklif geldiğinde, Türkiye'nin tanıtımı yapılması dolayısıyla daha büyük bir uğraş verdiğini kaydederek, "Ona ve yaptığı sanata yardımcı olayım diye, elimden gelen bütün imkanları önüne serdim. Bende olmayan şeyleri de dışarıdan getirip, güzel bir şey çıksın diye uğraştım. Ülkeme bir katkı olduğu için destek verdim" diye konuştu.

Birol: "Klipte, Türk kültürünü, İstanbul'u ve Türkiye'yi anlatan bir şeyler yapmayı amaçladım"

Klibin yönetmeni Yalçın Birol da Almanya'da yaşayan İran asıllı şarkıcı Baby Brown ile ona eşlik eden Honduraslı şarkıcı Albeezy'nin klibinde Türk kültürünü, İstanbul'u ve Türkiye'yi anlatan bir şeyler yapmayı amaçladığını belirterek, "Onlara, 'size çekeceğim videonun içerisinde mutlaka Anadolu, Türkiye, İstanbul olacak. Türk tarihinden ve Türk kültüründen mutlaka objeler ve mekanlar olacak' dedim" ifadelerini kullandı.

Çekim öncesi araştırma yaparken Hüseyin Sağtan'ın ismini duyduğunu kaydeden Birol, şunları aktardı:

"Hüseyin abinin dükkanını gezerken, bana tarif ettiklerinde gözümde canlanan şeyi burada buldum. İçeri girdiğimde dedim ki sadece objeleri değil, mekanı da kullanayım. Çünkü bu mekanın ruhu, o tarihi, o dokuyu veriyor. Bir yandan da yansıtmak ve arka planda göstermek istediğim bütün objeleri hem gösteriyor hem de onları videoda yaşatıyorum. O yüzden Hüseyin abiye, biz bu dükkanı ikiye bölelim, bir tarafını Albeezy'ye bir tarafını Baby Brown'a verelim, onları giydirelim diye anlattım. Kendisi de sağ olsun sadece dükkanı vermekle kalmadı. Klipte kullandığım birçok objeyi bana bulmamda destek oldu ve klip bu şekilde oluştu."

Birol, klipte Çemberlitaş Hamamı'nın da klipte kullanıldığını söyleyerek, "Albeezy'yi Yeniçeri yaptım. Albeezy'nin karşısında belki yine bu topraklarda gösterebileceğim sanki gizemli bir insan modeli yarattım. Onu Çemberlitaş Hamamı'nın üstünde gezdirdim. Çünkü videoya bir gizem katmak istedim. Bizim yaşadığımız bölge, bulunduğumuz coğrafya, hem gizem hem mistik hem de bizim kültürümüzde var olan birçok şeyi bir araya getiriyor. O bütün gizemi, ruhu verebilecek şekilde organize ettim."

Yaptığı işten keyif aldığını sözlerine ekleyen Birol, klibin Baby Brown tarafından çok beğenildiğini belirterek, "Videonun içerisinde bayraklar kullandım. O bayrakta mesela yer alan Gazneliler, Karahanlılar, Selçuklular, Oğuz boylarının simgeleri var ve o simgeleri grafik anlatımla gösterdim. Ondan çok etkilenmişler. Merak ettiler, bu simgeler nedir diye" dedi.

Baby Brown'ın klibinin gördüğü ilginin ardından Jameikalı başka bir şarkıcıdan da teklif aldığını dile getiren Birol, şöyle konuştu:

"Bu kulaktan kulağa yayılıyor. Böylece ben yaptığım işten, kültürümü de dışarıya göstermekten memnunum. Onlardan gelen geri dönüşlerle, demek ki doğru bir şey yapmışız ve doğru noktaya gidiyor diye düşünüyorum. Umarım ileride yine bunun gibi kafamdaki fikirleri ve burada var olan bizim yaşadığımız bu havayı, bu dünyayı onlara gösterebilecek şeyler yaparım diye düşünüyorum."

Birol, Baby Brown'ın ününün de günden güne dünya çapında yayılacağını aktararak, Albeezy'nin özellikle Güney Amerika'da çok ünlü olduğunu ve müzik listelerinde yer aldığını aktardı.

Kaynak: AA / Güncel

Hollywood Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title