Taşkale Tahıl Ambarları Farklı Mimarisi ile İlgi Odağı
Karaman'ın Taşkale köyünde duvar gibi yükselen kayanın yontulmasıyla yapılan 350'den fazla mağaradan oluşan tahıl ambarlarını, bölgede turistik tesis olmamasına rağmen farklı mimari özelliği ile binlerce yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.
MEHMET ÇETİN - Karaman'ın Taşkale köyünde duvar gibi yükselen kayanın yontulmasıyla yapılan 350'den fazla mağaradan oluşan tahıl ambarlarını, bölgede turistik tesis olmamasına rağmen farklı mimari özelliği ile binlerce yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.
Killi kireç taşından, yüksek bir kaya üzerine insan eliyle yapılan tek ya da iki odalı tahıl ambarlarına kaya yüzeyine yontulan nişlere tutunularak çıkılıyor. Makara sistemiyle taşınan tahıllar, killi kireç taşının nemi ve ısıyı sabit tutması sayesinde uzun süre bozulmadan muhafaza edilebiliyor.
İlk ambarların erken Hristiyanlık döneminde yapıldığı sanılıyor. Yukarıdaki mağaraların depo olarak kullanıldığı, zemine yakın olanların ise barınak görevi gördüğü biliniyor. Tek odalı olabildiği gibi, 2 odalı olanları da bulunan mağaralara, kayalar oyularak dolaplar yapılmış, pencereler açılmış. Ambarların yanında tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmeyen ve bugün mescit olarak kullanılan 2 katlı bir ibadethane bulunuyor.
Eskiden belde olan köyde, yaşam koşullarının güçlüğü nedeniyle nüfus gün geçtikçe azalıyor. Ambarlar artık kullanılmıyor. Köyde turizm ile ilgili hiçbir yatırım olmaması dikkati çekiyor. Birkaç köylü kadının el emeği ürünlerini ziyaretçilere satmaya çalıştığı gözlenirken, özellikle hafta sonları artan ziyaretçi gruplarına önceden haber vermeleri halinde sıkma, börek ve yayık ayranı gibi yöresel lezzetler ikram ediliyor.
Yıllarca köyde gönüllü rehberlik yapan, yaklaşık bir yıldır da İl Özel İdaresi tarafından görevlendirilen Hasan Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tahıl ambarlarının tamamının insan yapısı olduğunu söyledi.
"Yaklaşık 750 yılda 352 ambar kazılmış"
Tarihi kaynaklara göre, 1. yüzyılın başında Hatay çevresindeki Hristiyanların baskılardan kaçarak Toros Dağlarına sığındıklarını belirten Karaca, "Bu bölgeye gelen insanlar kayaları kazarak sığınaklar yapmış. Önce 2 katlı büyük bir yer kazılmış. Burası şimdi mescit olarak kullanılıyor. Bölge daha sonra Türklerin egemenliğine geçtikten sonra, gelenek devam ettirilmiş ve bu ambarlar kazılmış. Yaklaşık 750 yılda 352 ambar kazılmış." diye konuştu.
En yeni ambarların 50-60 yıl öncesinde kazıldığı tespit ettiklerini anlatan Karaca, şöyle devam etti:
"9 ila 22 ton arasında tahılın depolanabildiği ambarlar var. Yöre halkı 20 yıl öncesine kadar burada tahıllarını saklıyorlardı. Her ambarın bir sahibi var. 1974 yılında konulan buğdayın 4 sene önce yapılan tahlilinde yüzde 2'lik bir unlanma tespit edildi. Bu da gösteriyor ki 100 senede yaklaşık yüzde 5'lik bir unlanma oluyor. Kışın en soğuk havada bile sıcaklık 13 derece civarında oluyor. Yazın ise sıcaklık 17 derece. Hiç nem yok. Bu da hububatı uzun süre muhafaza ediyor. Ambar sahipleri bu ambarlara tahılları makara sistemiyle çıkarıyordu. Taşa oyulan nişler aracılığıyla çıkıp, iniliyordu. Ambarlar artık kullanılmıyor."
Karaca, Taşkale tahıl ambarlarının dünyanın ender mimari eserlerinden biri olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada sarp bir yamaca bu kadar çok sayıda kazılmış odaların bulunduğu başka bir yer olmadığını biliyoruz. Burası eşsiz bir yerdir diyebiliriz. Bu yüzden dünyanın her yerinden görmeye geliyorlar. Özellikle yaz aylarında binlerce kişi ziyaret ediyor. Ama gelen misafirlere sunabileceğimiz hiçbir imkan yok. Gelen turistin buraya bir katkısı olmuyor. Lokanta, konaklama tesisi yok. Sadece birkaç köylü kadın el örgü işlerini satıyor. İnsanlar turizmden para kazanırsa göçün de önüne geçilir."
Turistik tesisler için proje hazırlandı
İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdullah Kılıç ise Taşkale'nin zengin kültürü, barındırdığı tarihi eserleri ve doğal güzellikleriyle insanların uğrak yeri olduğunu anlattı.
Köye özellikle tahıl ambarlarını görmek için yerli yabancı binlerce insanın geldiğini ifade eden Kılıç, şunları kaydetti:
"Tahıl ambarları herkesin görmesi gereken bir yer. Dünyada böyle bir oluşum yok diyebiliriz. En büyük özelliği de insan tahribatı olmaması. Yüzlerce yıl önce nasılsa, bugün de hemen hemen aynı durumda. Dağ bisikletiyle gezmeye gelen gruplar, motosiklet tutkunları, fotoğraf kulüplerinin en gözde mekanlarından biri. Ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılayacak mekanların olmaması büyük eksiklik. Bölgenin turizme daha fazla hizmet edebilmesi için proje hazırladık. Bu projeleri 2018 yatırımına alınması için Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığına sunduk. Ayrıca maden ocaklarına giden ağır tonajlı araçların tahıl ambarlarına ve köydeki otantik evlere zarar vermemesi için İl Özel idaresinin alternatif yol çalışması var. Yıl sonunda biteceğini düşünüyoruz."