Tayfun Felaketinin Vurduğu Filipinler
Pasifik Okyanusu'nun batısında Güneydoğu Asya'da bir ada ülkesi olan Filipinler, 7107 adadan oluşuyor ve Luzon, Visayas ve Mindanao adı verilen üç ana coğrafi bölgeye ayrılıyor.
Pasifik Okyanusu'nun batısında Güneydoğu Asya'da bir ada ülkesi olan Filipinler, 7107 adadan oluşuyor ve Luzon, Visayas ve Mindanao adı verilen üç ana coğrafi bölgeye ayrılıyor.
Pasifik'te "Ateş Çemberi" diye adlandırılan bölgede bulunması ve ekvatora yakınlığından dolayı tayfunlar ve depremlere açık hale gelen Filipinler, dünyanın biyoçeşitliliği en fazla olan ülkelerinden biri olarak görülüyor.
Başkenti Manila, en kalabalık şehri Quezon City olan Filipinler'in nüfusu 105 milyon. Bunun yanı sıra 12 milyon Filipinlinin yurt dışında yaşadığı, dünyanın en büyük ve en etkili diyasporalarından birini oluşturduğu biliniyor.
Asya'da en kalabalık 7. ve dünyada 12. ülke olan Filipinler'de çeşitli etnisiteler ve kültürler mevcut.
Ülke tarihi ve kültürel yapısı
Tarih öncesi dönemlerde Filipinler'in ilk yerleşimcileri Negritolarken, bölgede daha sonraları Malay, Hindu ve İslam topluluklarının etkileri görüldü.
Çin ile ticaret Filipinler'in Çin kültürüyle tanışmasını sağlarken, Portekiz denizci Ferdinand Macellan'ın 1521'de bölgeye gelmesi, İspanyol çıkarlarının ve sömürgeleşmeyle son bulan dönemin başlangıcı oldu.
1543'de İspanyol kaşif Ruy López de Villalobos, takımadalara İspanyol Kralı 2. Philip'in onuruna Las Islas Filipinas adını verdi.
1898'de Küba'da başlayan İspanya-ABD savaşı Filipinler'e ulaştı ve Filipinler'in egemenliği için önce İspanya'ya, sonra ABD'ye karşı mücadele veren Filipinli önder Emilio Aguinaldo, 12 Haziran 1898'de İspanya'dan bağımsızlık ilan etti, bir yıl sonra isyancı İlk Filipin Cumhuriyeti kuruldu.
Öte yandan İspanya, 10 Aralık 1898'de imzaladığı Paris Anlaşması'yla adaları ABD'ye verdi.
ABD'nin İlk Filipin Cumhuriyeti'ni tanımayacağının netleşmesinin ardından Filipin-Amerika savaşı patlak verdi. ABD, İlk Filipin Cumhuriyeti'ni yıktı ve adalar üzerinde tam kontrolü sağladı.
Filipinler'e 1935 yılında eyalet statüsü verildi, sonraki 10 yılda bağımsızlık planları İkinci Dünya Savaşı nedeniyle sekteye uğradı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya İmparatorluğu bölgeyi işgal etti ve kukla bir hükümet kurdu.
Savaş sırasında Filipinler, Manila katliamı dahil olmak üzere vahşete ve savaş suçlarına sahne oldu, müttefik kuvvetleri 1945 yılında Japonları yenilgiye uğratırken, savaşın sonuna kadar bir milyondan fazla Filipinlinin hayatını kaybetti.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra 4 Temmuz 1946'da Manila Anlaşması ile Filipinler Cumhuriyeti bağımsız bir ülke oldu.
Bağımsızlığından bu yana sıklıkla çalkantılı bir demokrasi deneyimi yaşayan Filipinler'in büyüklüğü ve ekonomik potansiyeli, ülkeyi orta sınıf bir güç olarak sınıflandırdı.
Marcos dönemi
Ülkenin bir dönemine damgasını vuran Ferdinand Marcos, 1965-1986 yılları arasında devlet başkanlığı yaptı.
Kurduğu otoriter rejim, yolsuzluklar ve baskı uygulamaları nedeniyle büyük tepki uyandıran Marcos, güçlü öğrenci gösterileri ve kent gerillasının yükselen mücadelesiyle karşılaşınca 1972'de komünist ve yıkıcı güçleri gerekçe göstererek sıkıyönetim ilan etti.
1973'te ilan ettiği yeni anayasayla yetkilerini artıran ve parlamenter bir sistem oluşturarak başbakanlığı da üstlenen Marcos, sıkıyönetim 1981'de kaldırılsa da aynı yıl yapılan seçimlerde sözde bir muhalefete karşı seçimleri kazandı ve 30 Haziran 1981'de altı yıllık bir dönem için yeniden devlet başkanı oldu.
Hem Marcos'a, hem de gittikçe güçlenen Yeni Halk Ordusu'na siyasi bir alternatif oluşturmak umuduyla 21 Ağustos 1983'te Manila'ya dönen Benigno Aquino Jr. uçaktan inerken vurularak öldürüldü.
Başkanlığı sürdürmek isteyen Marcos, 1986'da seçimlerin yapılacağını ilan ederken, Aquino'nun dul eşi Corazon Aquino kısa sürede güçlendi ve muhalefetin başkan adayı oldu.
Marcos, 7 Şubat 1986'da yapılan seçimleri kazandığını ilan ettiyse de seçimlere hile karıştırdığı iddiaları üzerine Filipinler ordusu, Marcos yandaşlarıyla başkanlığın Aquino'nun yasal hakkı olduğunu savunanlar arasında bölündü.
Artan gerginlik, ABD'nin desteğini çekmesi ve Marcos'un 1986'da Hawaii'ye sürgüne gitmesi üzerine sona erdi.
Aquino sonrası
Ülkede demokrasiye dönüş ve hükümet reformları, iç borç, yolsuzluklar, darbe girişimleri, ısrarcı komünist direniş ve ayrılıkçı İslamcılara ordunun müdahalesi nedeniyle aksadı.
Filipinler'de ekonomi, 1992 yılında devlet başkanı seçilen Fidel V. Ramos döneminde iyileşti. Bu iyileşmeler, 1997'de Doğu Asya finansal krizinden olumsuz etkilendi, 2001 yılında da Ramos'un halefi Joseph Estrada yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı ve halk devrimiyle iktidardan indirildi.
Yerine geçen Gloria Macapagal-Arroyo'nun 9 yıl süren iktidarı da rüşvet, yolsuzluk ve çok sayıda siyasi skandala sahne oldu. 2010 yılındaki seçimlerde Benigno "Noynoy" Aquino ülkenin 15. devlet başkanı seçildi.
Yönetim
Devlet başkanlığı sistemiyle yönetilen anayasal bir cumhuriyet olan Filipinler'de Müslümanların yaşadığı Mindanao, özerk bir bölge.
Ülkede 6 yıllığına seçilen devlet başkanı, kabineyi atıyor ve yönetiyor.
Çift meclisli Kongre, üyeleri 6 yıllığına seçilen Senato ve üyeleri 3 yıllığına seçilen Temsilciler Meclisi'nden oluşuyor.
Güvenlik ve Savunma
Özerk Mindanao bölgesinde, ayrılıkçı Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi günümüzde hükümetle siyasi açıdan ilişki içinde. Moro İslami Kurtuluş Cephesi, komünist Yeni Halkın Ordusu ve Ebu Seyyaf gibi diğer militan örgütler, hala bölgede faaliyet gösteriyor, öte yandan etkilerinin, Filipinler hükümetinin başarılı güvenlik önlemleri sayesinde son yıllarda azaldığı biliniyor.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ABD'nin müttefiki olan Filipinler, Soğuk Savaş sırasında Amerikan politikalarını destekledi, Kore ve Vietnam savaşlarına katıldı.
Terörle savaşın başında Irak'ta ABD'nin liderliğindeki koalisyonun üyesi olan Filipinler, ABD tarafından NATO üyesi olmayan başlıca müttefik olarak adlandırıldı. Ülke, günümüzde ABD'nin yardımıyla içerdeki isyancı hareketlere son vermeye çalışıyor.
BM'nin kurucu ve aktif üyelerinden biri olan Filipinler, İnsan Hakları Konseyi'nin ve Doğu Timor'daki başta olmak üzere barış gücü misyonlarının aktif bir katılımcısı.
Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği'nin (ASEAN) de kurucu ve aktif üyesi olan Filipinler, Ortadoğu ülkeleriyle de dostane ilişkiler içinde.
Ortadoğu ülkelerinde 2 milyondan fazla Filipinlinin yaşadığı ve Filipinler'in, İslam İşbirliği Teşkilatı'nda gözlemci statüsüne sahip olmak istediği biliniyor.
Komünizmin eskisi gibi tehdit olarak algılanmaması nedeniyle Filipinler'in Çin Halk Cumhuriyeti ile de ilişkileri gelişti.
Filipinler'de İslam
Filipinler'de kaydedilen en eski tek tanrılı din olan İslam ile tanışma, bölgeye 14. yüzyılda Basra Körfezi, Güney Hindistan ve Malay adalarındaki sultanlıklardan gelen tüccarlar sayesinde oldu.
Günümüzde Müslümanların, Filipinler nüfusunun yüzde 5 ila 9'unu oluşturduğu, büyük bölümünün Sünni olduğu ve Şii azınlığın bulunduğu belirtiliyor. - Ankara