TBMM Başkanı Kahraman: 'Hiçbir Devlet Ordusuz Olmaz Ama Ordunun Yeri Kışlasıdır'
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, hiçbir milletin devletsiz; hiçbir devletin ordusuz olmayacağını belirterek, "Ama ordunun yeri kışlasıdır.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, hiçbir milletin devletsiz; hiçbir devletin ordusuz olmayacağını belirterek, "Ama ordunun yeri kışlasıdır." dedi.
Kahraman, Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil ve beraberindeki Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti.
Pakdil, Kahraman'a, darbeye ilk teşebbüs anından itibaren geçen süreç içindeki davranışı, vakur duruşu ve millet iradesini gerçek şekilde temsil etmesi dolayısıyla teşekkür etti.
Darbe girişiminin ilk duyulmasından itibaren Kahraman'ı aradığını, "Bize emriniz, istediğiniz, talimatınız var mı?" diye sorduğunu anlatan Pakdil, Kahraman'ın, kendilerinden önce Meclise geldiğini belirtti.
Pakdil, Kahraman'ın, Meclisin neden açık tutulması gerektiği, milli iradenin ne olduğunu, tecrübelerini güzel bir şekilde milletvekillerine aktardığını ifade etti.
Kahraman'ın, Meclisi açık tutacağını, Meclis iradesini kimsenin gasp edemeyeceğini ifade ederek, kendilerine moral, cesaret verdiğini anlatan Pakdil, Kahraman'ın, Mecliste temsil edilen AK Parti, CHP, MHP grup başkanvekillerine Meclis Başkanlık Divanı kürsüsünden söz verdiğini anımsattı.
Pakdil, Kahraman'ın, bombalar Meclis'e atılmaya başladığı andan itibaren yerinden kalkmadığını, "Çalışmalarımıza devam edeceğiz" dediğini dile getirerek, Meclis görüşmeleri tamamlandığınında sığınağa indiklerini söyledi.
Meclis, o gün açık olmasaydı, böyle bir darbe girişimini zımnen de olsa kabul etmiş görünseydi, Türkiye'nin çok farklı yere gidebileceğini vurgulayan Pakdil, "Bu süreçte bizim ağabeyimiz, büyüğümüz, Meclis Başkanı olarak beklediğimiz asil, vakur davranışı gösterdiğiniz, size yakışanı yaptığınız için milletimizin hislerine tercüman olduğunuz için arkadaşlarımız olarak teşekkürlerimizi, şükranlarımızı ifade ediyoruz." dedi.
-"Demokrasi ve millet galip geldi"
TBMM Başkanı Kahraman, demokrasinin ve milletin galip geldiğini, darbenin yenildiğini belirtti. Türkiye'nin bir bütün olduğuna işaret eden Kahraman, bir badireden kurtulduklarını kaydetti.
Milletin demokrasiye sahip çıkması ve meydanları doldurmasının, ileride böyle bir düşünce içinde olanların düşüncelerine son verdirdiğini belirten Kahraman, "İnancım ve temennim, bundan böyle Türkiye'de darbe bir tarihtir. Gelişmiş ülkelerde de darbeler yok, niye, demokrasi kültürü yerleşmiş, halk kabul etmez. Diyelim ki 15 Temmuz 2016 başarılı oldu, bunun 16 Temmuz'u var, Türkiye var, 80 milyon var, ekonomisi, sosyal barışı, sosyal yapısı, dış münasebetleri var, nasıl yürütecekler?" diye sordu.
Kahraman, 1960, 1971, 1980'de askerin geldiğini, sonuç alınamadığını, Türkiye'nin çok kayba uğradığını anımsattı. Bunun tekrar yaşanmaması gerektiğine işaret eden Kahraman, "Hiçbir millet devletsiz; hiçbir devlet ordusuz olmaz ama ordunun yeri kışlasıdır. Dışarıya çıkmayacak. Talihsiz bir vaka yaşadık. Bir musibet bin nasihattan evladır. Çok dersler çıkarmamız gereken bir hadiseyi yaşadık. Milletimize geçmiş olsun. Burada bir derecelendirme yapıyorlar. Darbe önlendi, hep beraber önlendi. Evet önlendi. Önlendi de bir numarada kim var, tartışmasız Cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanımızın daveti olmasaydı, böyle bir ayağa kalkış olmazdı." diye konuştu.
-"Yekvücut olmak şart"
Meclis'in açılmasında herhangi bir telkin, teklifin olmadığını, kendi iradesiyle açtığını vurgulayan Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eski darbeleri bilen bir kişi olarak, tecrübeli olarak biliyorum, kaptan gemisini terk etmez. Gemi batmaya başlarsa, en önce fareler kaçıyor. Farelik bize yakışmaz. Milletin temsilcisiyiz biz. Açtık, hiçbir parti ayrımı gözetmeksiniz, gerek o akşam sabah saat 11.00'e katan süren toplantımızın devamı, arkasındanda da olağanüstü toplantımızda yekvücut olundu. Yekvücut olmak bize elzem, şart. Gerekli dersleri aldık. Derslerden biri bu. Bir diğer ders, ileride böyle heveslilerin böyle yollara tevessül etmemesi gerektiğinin ispatıdır. Öyle 'Sabahleyin aldım, radyoyu ele geçirdim, idareye el koyduk, NATO'ya bağlıyız, TSK iradeye el koymuştur...' Koyamayacaksınız. El koymak yok. Demokrasi, millet, milletin hakimiyeti var. Milli hakimiyet ne bir silahlı güce ne bir şahsa ne bir gruba ait değildir, millete aittir. Bunun ispatı oldu. Hep beraber üzüntü yaşadık ama geleceğe ümitle bakıyoruz. Kısa zamanda yaramızı saracağız, yaralarımızın iyileşeceğine inanıyorum. Şehit olanlara rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Başımız sağolsun, geçmiş olsun."