TBMM BAŞKANI ŞENTOP: TÜRKİYE FİKRİ, TÜRKİYE'DEN DAHA BÜYÜKTÜR
Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC) tarafından, 60'ıncı kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında Hasan Basri Çantay Gazetecilik Ödülleri töreninde konuşan TBMM Başkanı Prof. Dr.
Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC) tarafından, 60'ıncı kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında Hasan Basri Çantay Gazetecilik Ödülleri töreninde konuşan TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, düşünce, açıklama ve ifade hürriyetin doğru olduğunu belirterek, tek tek insanların ve bir taraftan toplumun, bir taraftan da devlet faaliyetlerinin güvenliğinin sağlanması da bir başka önemli konu olduğuna dikkat çekti. Şentop, "Hem internet gazeteciliğiyle ilgili hem de internet üzerindeki yayınlar ve sosyal medya ile ilgili düzenlemeler, farklı siyasi partilerle de görüşülerek tartışılıyor şu anda. Yakın zamanda bir kanun değişikliği düzenlemesiyle karşımıza gelecek" dedi.
Hasan Basri Çantay'ın, Balıkesir'in yetiştirdiği müstesna bir insan olduğunu belirten TBMM Başkanı Şentop, Çantay'a, ahde vefayı gösterme imkanı bulduğu için memnuniyet duyduğunu belirterek, "Çantay ülkemize gazetecilik, dil ve edebiyat, sanat ve bediiyat ve dini ilimler sahasında; eserleriyle, siyasi mücadelesiyle ciddi hizmetler yapan çok yönlü bir alim idi" dedi.
'DÜNYA KÜRESELLEŞTİKÇE, YERELİN DEĞERİ ARTMAKTADIR'
Eski dönemler Ankara, İstanbul gazeteciliği gibi, parlamento, siyaset, ekonomi muhabirliği gibi ayrımlar olduğunu kaydeden Meclis Başkanı Mustafa Şentop, şunları söyledi:
"Bugün teknoloji bütün bu ayrımları çok anlamsız hale getirmiştir. Balıkesir'de bir muhabir veya gazeteci dünya kamuoyunu etkileyecek haberler yapabilir. Teknolojik imkanlar, gazeteciliği ve gazeteciliğin sınırlarını genişletmiştir. Kamuoyunu etkilemede yerel, ulusal ve küresel ayrımlar da aslında ortadan kalkmıştır. Görülen odur ki, dünya küreselleştikçe esasen, bir yandan da yerelin de değeri artmaktadır. İmkanların çokluğu, gazetecilerin meslek etiğini çok önemli hale getirmiştir. Artık gazetecinin, muhabirin önüne gelen çok fazla detay ayıklamak, doğruluğunu birçok farklı kaynaktan teyit etmek sorumluluğu çok daha hayati önem kazanmıştır. Biz bunun önemini korona salgını sürecinde gördük. Bütün devletler salgınla birlikte bir de infodemi ile mücadele etmek zorunda kaldılar. İnfodamiyi bilgi salgını olarak çevirsek de esas kastedilen bilgi kirliliği salgınıdır."
'YALAN HABER, BÜTÜN PARLAMENTO BAŞKANLARININ ŞİKAYET KONUSU'
Böyle bir ortamda doğru bilgiyle, yanlış bilgiyi ayırt edebilen gazetecilerin kıymetinin çok daha fazla ortaya çıktığını belirten TBMM Başkanı Şentop, sözlerine şöyle devam etti:
"Eğer gazetecilerin kulağına veya önüne gelen haberi sorgulama ve doğrulatma yükümlülüğü ihmal edilecek olursa, kötü niyetlilerin bu haberler aracılığıyla kendi çıkarlarına ortam hazırlamalarına imkan verilmiş olur. Bugün malumunuz Türkiye Büyük Millet Meclisimizde özellikle sosyal medya ve internet üzerindeki yayınlarla ilgili ve bu arada internet gazeteciliği, yayıncılığıyla ilgili bir kanun hazırlığı yapılmaktadır. Bu konu Türkiye'de bazı marjinal grupların anlatmaya çalıştığı gibi Türkiye'ye mahsus bir konu değildir. Eylül'ün 6- 7'sinde Viyana'da dünya parlamento başkanları toplantısı olmuştu. Bu toplantıda 87 ülkeden parlamento başkanı düzeyinde katılım oldu. Gün boyunca konuşulan 3 ana gündem vardı. Bunlardan birisi de yalan haber ve internet üzerinden işlenen suçlar, saldırılar üzerine idi. Orada gördük ki, konu üzerine konuşan bütün parlamento başkanlarının istisnasız şikayet konusu buydu. Yalan haber ve internet yayıncılığı üzerinde yapılan denetlemelerin ve düzenlemelerin yetersizliğiydi."
'ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERİN HUKUK KURALLARINA UYMAYA ZORLAYACAK HÜKÜMLER GETİRMELİYİZ'
Genel değerlendirmelerin düşünce ve ifade özgürlüğü ile devletin düzenleme yükümlülüğü, kişisel haklar ve kişi dokunulmazlığıyla ilgili hususlar bağlamında ele alındığını söyleyen TBMM Başkanı Mustafa Şentop, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Ben konunun iki ayak üzerinden tartışılmasının çok doğru olmayacağını, esas üçüncü bir ayağının bulunduğunu ifade ettim. Çok uluslu şirketlerin ticaret yapma ve karlılık meselesi. Çünkü tamamen masum, kişisel görüş açıklama, ifade açıklama meselesi değil mesele. Bu görüşü, bu ifadeyi açıkladığınız mecra ve bu mecranın kar marjı ve faaliyet gösterdiği alandaki ticari hesapları da işin içerisinde var. Bugünlerde mesela Facebook'ta üst düzey yöneticilik yapmış bazı kişilerin ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamaları dinliyoruz. Ulusal düzenlemeler şüphesiz önemli, gerekli. Çünkü bir tarafta, şüphesiz düşünce açıklama ve ifade hürriyeti doğrudur. Fakat onunla beraber tek tek insanların ve bir taraftan toplumun, bir taraftan da devlet faaliyetlerinin güvenliğinin sağlanması da bir başka önemli konu. Çok uluslu şirketlerin, kendi kurallarını kendi koymaya çalışan şirketlerin; bu çalışma tarzlarına sadece ulusal düzenlemelerle mücadele etmek yeterli değil. Uluslararası alanda yapılacak olan bazı düzenlemelerle, anlaşmalarla da bu çok uluslu şirketlerin hukuk kurallarına uymaya zorlayacak hükümler getirmeliyiz. Bu konuda birçok değerlendirmeyi ikili görüşmelerde de yaptık. Muhtemelen bu ayın sonunda İspanya'da parlamentolar arası birlik toplantısında da bu konu gündemin en önemli maddesi olacak diye düşünüyorum. Dolayısıyla yeni gelişen bir alanda hem vatandaşlarımızı ve tek tek vatandaşlarımızın hukukunu korumak meselesi hem de gerek devlet faaliyetleri gerekse toplum hayatındaki huzuru koruma konusunda herkesin hukuka uymasını sağlayacak ve hukuk kuralları içerisinde hareket etmesini sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç var. Bu bakımdan hem internet gazeteciliğiyle ilgili hem de internet üzerindeki yayınlar ve sosyal medya ile ilgili düzenlemeler, farklı siyasi partilerle de görüşülerek tartışılıyor şu anda. Yakın zamanda bir kanun değişikliği düzenlemesiyle karşımıza gelecek. Ben gazeteciliğin ve gazetecileri olmadığı bir dünyayı tıpkı gözleri görmeyen, kulakları duymayan, burnu koku almayan insanların durumuna benzetiyorum. Gazetecilik işinin o kadar önemli olduğunu düşünüyorum ama bunun ön şartı meslek etiğini göz ardı etmemek, bu konuda azami hassasiyet göstermektedir. Tabii nihayetinde gazetecilerin itibarının tek kaynağı vardır o da okullarının güvenidir" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un şeref konuğu olarak katıldığı törende yerel basın ve ajans temsilcileriyle birlikte ilçede bulunan kamu kuruluşları yöneticilerine de katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.
DHA'YA 2 ÖDÜL
Törende, merhum Reşit Kıpçak özel plaketi Demirören Haber Ajansı'na (DHA) verildi. DHA'ya ayrıca Balıkesir'e tanıtımı ve katkısından dolayı da teşekkür plaketi takdim edildi. Plaketleri, DHA Balıkesir muhabiri Fatih Emrah Erdoğan, TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop'un elinden aldı.