TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu
İstanbul eski Valisi Erol Çakır, görev yaptığı süre boyunca askerlerin idareden, mevzuatın gereğini yapmalarını istediğini bildirdi.
İstanbul eski Valisi Erol Çakır, görev yaptığı süre boyunca askerlerin idareden, mevzuatın gereğini yapmalarını istediğini bildirdi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Çakır'ı dinledi.
Konuşmasına en iyi rejimin demokrasi olduğunu ancak demokrasinin kendine özgü sıkıntıları bulunduğunu belirterek başlayan Çakır, demokrasinin kitlelere
"örgütlenin" dediğini ardından da iktidara ulaşmak için yarış başladığını anlattı.
Erol Çakır, bütün bu sürecin mülki idari amirler için sıkıntılı olduğuna işaret etti. İktidarı ele geçiren partinin kendi görüşleri doğrultusunda taşraya yazı gönderdiğini belirten Çakır, valilerin söz konusu yazıların kanunlara uygun olup olmadığını denetlemekle yükümlü olduğunun altını çizdi.
İktidar mücadelesi için kimi zaman Atatürk'ün kimi zaman da dinin kullanıldığını anlatan Çakır, bürokrasi ile siyasetin işbirliğinin kesilmesi gerektiğini belirtti.
-" Adil Serdar Saçan, problemli bir polis müdürüydü"-
Konuşmasında İstanbul'da göreve başladığı dönemde şehrin şuç örgütleri tarafından sarıldığını anlatan Çakır, organize suç örgütlerinin polisle işbirliği yapmadan, destek görmeden varlık gösteremeyeceğine inandığını bildirdi.
Erol Çakır, konuyla ilgili etkili bir yasa olmadığı için gizli bir genelge yayınladığını ve polislerden söz konusu suç örgütleri ile görüşmeyi kesmelerini ve görev gereği görüşülmesi gerekirse üst amire bilgi verilmesini istediğini anlattı. Çakır, emniyet teşkilatının söz konusu örgütlerle ilgili bir liste hazırladığını da vurguladı.
Organize Suçlarla Mücadele yasasının çıkmasının ardından bir başka genelge ile önceki genelgeyi yürürlükten kaldırdığını belirten Çakır, bu süreç sonrasında İstanbul Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın görevini kötüye kullandığına ilişkin haberler çıktığını ifade etti.
"Adil Serdar Saçan, problemli bir polis müdürüydü" diyen Çakır, Saçan'ın, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın emriyle kendisi hakkında rapor tutturduğunu evine gelerek söylediğini, bu olayın gazeteci Tuncay Özkan tarafından "Polisten valiye korkunç tuzak" başlığı ile bir gazetede yayınlandığını söyledi.
Çakır, Adil Serdar Saçan'ın, Tantan'dan sonraki bakan Rüştü Kazım Yücelen'e
"yol göstericilik" yaptığını ve İstanbul ile ilgili kararlar aldığını kaydetti. Çakır, bütün bunların altında "İstanbul Valisi'ni görevden almak ve Tantan'ın Kafkas mikromilliyetçiliğini valilikte de yaygınlaştırmak" olduğunu söyledi.
-Okullarda türban sorunu-
Çakır, 28 Şubat sürecinde İstanbul'daki imam-hatip okullarında kız öğrencilerin başörtüsünün açılmasının istenmesi ile ilgili bir soruyu yanıtlarken, o zaman görevde olan İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey döneminde, askerlerin Milli Güvenlik dersine giren subayları kız öğrencilerin derslere başörtüsüyle girmesini sebep göstererek okullardan çektiğini anımsattı.
Daha sonrasında il güvenlik toplantısında, toplantıya katılan komutanın okullarda çekilmiş çeşitli fotoğrafları gösterdiğini anlatan Çakır, "Askerler idareden, mevzuatın gereğini yapmalarını istiyorlardı" dedi. Çakır, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve AİHM kararları doğrultusunda bu konuda askerlerin haklı olduğunu ifade etti. Çakır, başörtüsü konusuna müdahale ettiklerini, mevzuatın uygulandığını ve sürecin tamamlandığını söyledi.
Erol Çakır, "Toplantıda askerlerin size fotoğrafların gösterildiği bir sunum yapması normal mi-" sorusunu yanıtlarken, bütün asayiş toplantılarında bölücülük, irtica ve diğer yıkıcı faaliyetlerin ele alındığını bildirdi.
Çakır, "Veli Küçük'ü nereden tanıyorsunuz" sorusu üzerine, 2003 yılında emekli olduğunu ve yeterli ekonomik gücü olmadığı için özel güvenlik kuruluşu kurmak için teklif aldığını, kendisine ortaklar arasında bir jandarma paşasının olmasının sorun olup olmayacağının sorulduğunu ve "o kişinin adını bile duymadan mahsuru olmadığını söylediğini" böylece Veli Küçük ile ortak olduğunu anlattı.
Çakır, "Küçük'ün, gördüğüm çerçevede vatansever, dürüst, namuslu, ekonomik sıkıntılar çeken bir yapısı olduğunu müşaade ettim" dedi. Çakır, daha sonra ekonomik sıkıntılar dolayısıyla noter aracılığı ile şirketten ayrıldığını kaydetti.
Erol Çakır, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyetin Çin'e yapmayı planladığı gezinin iptal edilmesine ilişkin bir soru üzerine, kendisinin geziye değil, geziye katılacak iş adamlarının masraflarının belediye bütçesinden karşılanmasına karşı olduğunu bildirdi.
Çakır, Çevik Bir ile birlikte Aydın Doğan'ın evinde bir toplantıya katılıp katılmadığına ilişkin soruyu, "Böyle bir toplantı olmadı. 5 yıllık valiliğim döneminde hiç bir işadamının evine gitmedim" şeklinde yanıtladı.
Erol Çakır, Harbiye Orduevi'nde yapılan bir toplantıya katılıp katılmadığına ilişkin soru üzerine, görevi süresince Harbiye Orduevi'ne gitmediğini ve herhangi bir toplantıya katılmadığını bildirdi.
Çakır, Dünya Ehl-i Beyt Vakfı'nın kapatılması için katkı yaptığı yönündeki iddialara ilişkin bir idarenin kararı olmadığını bildirdi. Çakır, hukuka başvurulabileceğini kaydetti.
-"Asker-Vali ilişkileri İstanbul'da çok zordur"-
Erol Çakır, görevde olduğu 5 yıl boyunca Orgeneraller Atilla Ateş, Çevik Bir, Hilmi Özkök, Necdet Timur ve Çetin Doğan ile çalıştığını belirterek
"Asker-Vali ilişkileri İstanbul'da çok zordur" dedi.
Söz konusu komutanların sadece İstanbul'dan değil hemen hemen tüm Marmara'dan sorumlu olduğunu anlatan Çakır, söz konusu komutanların genellikle toplantılara bile katılmadığını bildirdi.
Çakır, bir başka soru üzerine Batı Çalışma Grubu ile temasının olmadığını ve kimseyi tanımadığını söyledi.
Muhabir: Cüneyt Ateş
Yayıncı: Kudret Topçu - TBMM