TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan - New
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili ABD'deki temaslarında en fazla duydukları kelimenin işbirliği olduğunu ve ilgili makamların FETÖ'ye karşı atılacak adımlarda bundan sonra işbirliği içinde olacaklarını söylediklerini iletti.
Tbmm Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili ABD'deki temaslarında en fazla duydukları kelimenin işbirliği olduğunu ve ilgili makamların FETÖ'ye karşı atılacak adımlarda bundan sonra işbirliği içinde olacaklarını söylediklerini iletti.
Özhan, CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı ve MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın'dan oluşan TBMM heyetinin, ABD ziyaretinin son ayağı olan New York'taki temasları sona erdi.
World Policy Institute adlı düşünce kuruluşu temsilcileriyle görüşen TBMM Dışişleri Komisyonu heyeti, ardından Birleşmiş Milletler'de (BM) resmi temaslarda bulundu. Heyet, New York ve civarında yaşayan Türk toplum temsilcileriyle bir araya gelerek ABD'deki programını tamamladı.
Heyet, Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vitaly Churkin, Malezya'nın BM Daimi Temsilcisi Ramlan İbrahim, BM Genel Sekreterliği İnsan Haklarından Sorumlu Direktörü Andrew Gilmour ve BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Taye-Brook Zerihoun'la bir görüşme gerçekleştirdi.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Özhan, AA muhabirine heyetin ABD temaslarını değerlendirdi.
Özhan, "Burda Ulusal Güvenlik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Pentagon'la yaptığımız görüşmelerde edindiğimiz izlenim ve en fazla duyduğumuz kelime, işbirliği oldu. Fetullah Gülen'in iadesiyle ilgili sürecin de hukuki bir süreç olduğunun altını çizerek söylediler." dedi.
Hukuki sürecin ilk adımı
Türkiye'nin beklentisinin de bu olduğunu belirten Özhan, hukuki süreçin ilk adımının, Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmada yer aldığı şekilde, bu terör örgütü liderinin örgütün diğer mensuplarıyla ilişkisinin kesilmesi olduğunu söyledi.
Özhan şöyle devam etti:
"Türkiye'ye ve dünyaya tehdit olmaktan uzaklaştıracak şekilde Amerikan güvenlik makamlarının ve Adalet Bakanlığının harakete geçmesi gerektiğini, bu kişinin ivedi bir şekilde gözaltına alınıp, tutuklanması gerektiğini, hem geçmişteki işlenen suçlardan buraya ulaştırılmış dosyalardan dolayı hem de Türk milletinin yüzde 100'ünün son kanlı darbenin arkasında bu şahsı ve örgütü gördüğünden dolayı hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdik ve bu konuda bilgilendirmeler yaptık."
Açıklamasında ABD makamlarının kendilerine "Fetullah Gülen terör örgütüne dair bundan sonra atılacak adımlarda işbirliği içine olacaklarını" dile getirdiklerini aktaran Özhan, "Biz de onlara bunun temenninin ötesine geçip hukuki süreçlere dönüşmesinin hızla gerçekleşmesi gerektiğini ilettik." dedi.
Okullar uyarısı ve sivil toplum kisvesi altındaki faaliyetler
Özhan en açık şekilde altını çizerek anlattıkları bir konunun da okullar, sivil toplum kuruluşları (STK) konusu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Burda 145 civarında okulları, üniversiteleri olduğunu ve bunun dışında birçok alanda birbiriyle çelişkili alanda sivil toplum kisvesi altında faaliyetleri, benzer bir sürecin Türkiye'de yaşandığını ancak sonucunun kanlı bir terör eylemiyle bittiğini uyarılarımızla beraber, hem resmi hem gayrı resmi makamlara ve hem de medyaya burda bizi takip eden gazetecilerin de gördüğü şekliyle defalarca altını çizerek en açık şekilde ilettik."
ABD'deki makamlara, Türkiye'de bu işin aynen ABD'de olduğu gibi STK ve eğitim görünümlü bir şekilde başladığını anlattıklarını dile getiren Özhan, "Hızla bu örgütün elini kana bulaştırdığını, geçmişte bütün siyasi partilere tuzak kurduğunu, entelektüellere, gazetecilere, Türkiye'nin dış politikasını etkileyecek provokatif eylemler yaptıklarını, yüzbinlerce kişiyi dinlediklerini, insanların özel hayatlarına girdiklerini birçok örneğiyle birlikte anlattık." diye konuştu.
"İstisnai yetenek"ten oturum izni aldı
ABD'nin Fetullah Gülen'e sürekli oturum iznini, "istisnai yetenekleri olan bir yabancı" statüsüyle verdiğini söyleyen Özhan, "Amerikan vatandaşı olup olmaması meseleyi değiştirmiyor. Bu hala Türk vatandaşı. Burda belli bir oturma izniyle bulunuyor." dedi.
Özhan şöyle devam etti:
"Geçmişte nasıl terör örgütleriyle mücadele edilirken Amerika-Türkiye arasında geri iade süreçleri hayata geçtiyse ya da herhangi bir suçluyla ilgili defalarca Amerika-Türkiye arasında geri iade süreçler hayata geçtiyse; sadece Fetullah Gülen için değil, bu örgütün burdaki diğer unsuları da Türk makamları tarafından eğer aranıyorsa ki öyle, bunlar hakkındaki dosyalar Amerikan makamlarına ulaştırılmışsa aynen o geçmişteki sıradan suçlar ve terör suçlarıyla ilgili yapılan muamelenin ivedilikle yapılması gerektiğini dile getirdik."
Bunu sadece Türkiye-Amerika ve bölgede yaşanan gelişmelerin değil aynı zamanda küresel terörle mücadelenin bir parçası olduğunu dile getirdiklerini kaydeden Özhan, "Aynı şekilde böylesine tehlikeli bir örgütün Amerika içinde var olamasının da burda olan insanlar için bir tehdit oluşturduğunun altını çizerek söyledik." diye konuştu.
BM temasları
Açıklamasında, Rusya ve Malezya'nın BM Daimi temsilcileri ve ve BM Genel Sekreter Yardımcılarıyla görüştüklerini aktaran Özhan, bu örgütün küresel olması tabiatıyla bu ülkelerin daimi temsilcilerinin hem kendi ülkelerinde böylesi bir tehditle karşılaşmamaları hem de bu terör örgütünün farkında olmaları açısından BM'deki temaslarının önemli olduğunu kaydetti.
Medyanın gazetecilik ahlakına yakışmayan tavırları
Düşünce kuruluşları ve medyayla hem Washington'da hem de New York'ta yoğun şekilde görüşmeler gerçekleştirdiklerini bildiren Özhan, şunları söyledi:
"Özellikle New York Times'la yaptığımız görüşmede yayın politikalarını, Türkiye'yi ele alış biçimlerini ve bu örgütü ele alış biçimlerindeki hem tutarsızlıkları hem çarpıtmaları hem de gerçekten gazetecilik ahlakına yakışmayacak tavırların da çok açık bir şekilde altını çizerek kendilerine ilettik."
Düşünce kuruluşundaki FETÖ üyesi
New York'ta ziyaret ettikleri düşünce kuruluşunda yaşadıkları ilginç bir deneyimi anlatan Özhan, şöyle devam etti:
"Bugün bir düşünce kuruluşu ziyaretimiz oldu. O kuruluş adına bu meseleyi alan şahsın FETÖ mensubu olduğunu gördük. Geçmişte polis olan bir şahıs. Darbeyi de çok açık bir şekilde desteklemiş bir şahsa yazı yazdırdıklarını, analiz yaptırdıklarını gördük. Bunu kendilerine hemen sadece Twitter mesajlarıyla ayaküstü ispatlayınca, çok şaşırdıklarını ve daha fazla da tedirgin olduklarını, nasıl tuzağa düşürüldüklerini gördük. Çünkü o yüzünü bilmiyorlardı. Ama bizim açımızdan bunları tespit etmek bu düzeyde bile çok kolay."
FETÖ'nün artık kendini tutamadığını söyleyen Özhan, "Türkiye'ye her türlü zararı verebilmek için elinden geleni olabilecek en şümullü ve en aktif bir şekilde yapmaya çalışıyor." dedi.
Usame Bin Ladin örneği
Konuyu Amerikalılara anlatırken, ABD için Usame Bin Ladin ne ise Türkiye için de Fetullah Gülen'in aynı manaya geldiğini anlattıklarını belirten Özhan, "Şu cümleyi kendilerine tekrarladık, 11 Eylül nasıl Afganistan'da bir mağaradan Usame Bin Ladin tarafından gerçekleştirilmişse bizim açımızdan 15 Temmuz da Pensilvanya'da küçük bir kasabadan FETÖ terör örgütü ve Gülen tarafından gerçekleştirilmiş acımasızca bir katliam eylemidir. Bunun altını çizerek kendilerine söyledik." ifadelerini kullandı.