TBMM Fetö'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili Özdağ Açıklaması
TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili, Selçuk Özdağ, "Meselemiz şu; bir daha Türkiye'de darbe olmasın.
TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili, Selçuk Özdağ, "Meselemiz şu; bir daha Türkiye'de darbe olmasın. Komisyonun görevi bu. Bu Fethullahçı Terör Örgütü'nün belli bir dönem içinde palazlandığı yalan. Bu kesinlikle doğru değil. 50 yıldır bu yola çıkmış olan, hain bir yapı." dedi.
Özdağ, Şehzadeler ilçesinde "Selçuk Özdağ irtibat bürosu" ile aynı binada yer alan "Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Manisa Şubesi" ve bir internet haber sitesinin irtibat bürolarının açılışını gerçekleştirdi.
Açılışın ardından gazetecilere açıklamada bulunan Özdağ, TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonunda Fetullah Gülen'in ilişkilerini ortaya çıkarmak adına çalışmalar yürüttüklerine dikkati çekti.
Gülen'in Hacettepe Üniversitesinden aldığı raporla "tedavim Türkiye'de mümkün değil, onun için ABD'ye gidiyorum" izlenimi oluşturup yurt dışına gittiğini belirten Özdağ, kendisine bir koruma polisinin eşlik ettiğini ve bu kişinin halen ABD'de bulunduğuna ilişkin iddiaların araştırılması için İçişleri Bakanlığına dilekçe verdiklerini, Gülen'in yurt dışına çıktığı uçaktaki yolcu listesini talep ettiklerini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 17-25 Aralık tarihindeki eylemlerin bir hafta öncesinde ABD'ye gittiğini, burada Gülen'e ait bir enstitüde FETÖ'cülerle bir araya geldiğini aktaran Özdağ, buna ilişkin de "Dışişleri Bakanlığının yetkilileri kendilerine eşlik ettiler mi? Ne konuşuldu, ne sohbeti yapıldı?" sorularına yanıt beklediklerini belirtti.
Özdağ, Papa ile Gülen görüşmesine de değinerek "Papa, Gülen'i mi davet etti Vatikan'a yoksa Gülen mi Papa'yla görüşmek istedi. Bunu öğrenmek istiyoruz, aynı zamanda aracı kimdi... Aracıyla ilgili de Vatikan'a Dışişleri Bakanlığı kanalıyla yazı yazılmasını, bu aracının Vatikan'dan öğrenilmesini talep ettim. Dün de Fehmi Koru bir yazı yazarak bu aracıyı bildiğini söyledi, beni teyit etti." ifadesini kullandı.
Bu konuda gazetecilerin kendisine yönelttiği soruya, "Vatikan'dan yazı geldikten sonra açıklama yapacaklarını" karşılığını verdiğini aktaran Özdağ, "Vatikan'a gitmeden bir ay kadar önce Sayın Süleyman Demirel'le, bir hafta önce Sayın Bülent Ecevit ile bir görüşme yaptığını söyledim. Yoksa aracı konusunda Sayın Bülent Ecevit ismini kullanmadım. Vatikan'dan yazı geldikten sonra kamuoyu zaten öğrenecek." diyerek açıklamalarının yanlış değerlendirildiğini bildirdi.
"FETÖ 50 yıllık kirli bir yapı"
FETÖ'nün dışarı "hizmet, ibadet ve eğitim" görüntüsü veren, görünmeyen kısmında ise "iktidarları terbiye etmeye, yönlendirmeye, yönetmeye, ele geçirmeye, aynı zamanda devleti ele geçirmeye yönelik vesayetçi 50 yıllık kirli bir yapı olduğunu" vurgulayan Özdağ, arkasında da bazı güçlerin bulunduğuna işaret etti.
Özdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Konuşmalarında 'Amerika'da Kasım Gülek'in baldızı Pentagon'da çalışıyordu, referans oldu. Abromoviç, Graham Fuller bana referans oldu' gibi ifadeler kullanıyor. CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek'in cenaze namazını kıldırmıştı. Tayyibe Gülek, torunu bana bir açıklama gönderdi. Gülek'in vasiyetini komisyonumuza göndermelerini istedik, ama cenaze namazını Fethullah Gülen'in kıldırdığı kesin. Aynı zamanda Kasım Gülek'in hanımının da İstanbul Beylikdüzü'nde 70 dönüm bir araziyi bunların üniversitesine bağışladığını söylemiştim. Bununla ilgili de doğru mudur değil midir bir araştırmamız var.
Meselemiz şu; bir daha Türkiye'de darbe olmasın. Komisyonun görevi bu. Bu FETÖ'nün belli bir dönem içinde palazlandığı yalan. Bu kesinlikle doğru değil. 50 yıldır bu yola çıkmış olan, hain bir yapı. Önce ibadet, sonra hizmet, sonra ticaret, sonra istismar ettiği bir ticaret. Ardından bu ticareti zimmete dönüştüren zimmeti de ihanete dönüştüren bir yapı. Bu yapıyla mücadele etmek herkesin, parlamentodaki milletvekillerinin tamamının, CHP'nin, MHP'nin AK Parti'nin görevi. Aynı zamanda Türkiye'deki 78 milyonun, bütün sivil toplum kuruluşlarının görevi."
"İlk kez yürüyen arabayı durdurmak için muhalefeti destekledi"
Özdağ, Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye geldiğini, Fethullah Gülen'in ise ABD'ye götürüldüğünü belirtti. Gülen'e darbeyle alakası yoksa hesap vermek için Türkiye'ye gelmesi çağrısında bulunan Özdağ, "Muhsin Yazıcıoğlu, Erbakan, Ecevit, Demirel hepsi bedel ödediler. Ben de dahil olmak üzere 1980'lerde Türkiye'nin cezaevlerinde yattık, tutuklandık. Buralarda kaldık ama başka ülkeye ruhumuzu satmadık. Eğer Fethullah Gülen bu darbeyle ilişkisi yoksa, gelip hesap vermeli. ABD'ye sesleniyorum; Fethullah Gülen'i Türkiye'ye teslim etmelisiniz." diye konuştu.
Gülen'in 1997 yılında ABD'de gidip bir yıl kaldığını, o dönem yeşil pasaporta dahi vize uygulandığına değinen Özdağ, kendisine bu özel vizeyi Vatikan'ın mı yoksa dönemin idarecilerinin mi verdiğinin, yeşil pasaportu kimden aldığının sorularına yanıt aradıklarını aktardı.
Özdağ, şu görüşlere yer verdi:
"Yapı daima yürüyen arabaya bindi, duran arabaya binmedi, durakta beklemedi. Hiçbir zaman muhalefeti desteklemeyen bu yapı ilk defa 30 Mart seçimlerinde yürüyen araba AK Part'yi durdurmak için ilk defa muhalefeti destekledi. 7 Haziran seçimlerinde AK Parti iktidardan uzaklaşsın diyerek, Zaman gazetesinde bazı köşe yazarları çare HDP diye yazılar yazdı. Kendileri Güneydoğu Anadolu'da HDP'yi, geri kalan yerlerde de CHP'yi desteklediler. Mücadele ettikleri, devirmek istedikleri kişi Recep Tayyip Erdoğan'dı, AK Parti iktidarıydı. Çünkü gayelerine ulaşmak için önlerindeki en büyük engel Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarıydı."
"CHP'den Güler'in ihraç dosyasını istedik"
Partisinden ayrılan eski CHP Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in de talebi üzerine komisyona davet edildiğini belirten Özdağ, "Birgül Ayman Güler, 30 Mart seçimleri öncesinde CHP paralelle, yani bu FETÖ ile işbirliği yaptı demişti. Şimdi bu dosyanın tamamını CHP Genel Merkezi'nden istedik. Bize gönderecekler. Birgül Ayman Güler ne demiş, nasıl ihraç edilmiş, ne sormuşlar. Daha önce Atatürk'ün kurduğu partide Hüseyin Aygün adlı Tunceli milletvekili, 'Ege'de Kurtuluş Savaşı öncesi 40 bin Rum'u öldürdük ve soykırım yaptık' demişti. Bunu söyleyen CHP'li milletvekiline bir disiplin soruşturması, ihraç yok ama 'paralelle işbirliği yaptık' diyen milletvekili, o zaman ki genel başkan yardımcısı partiden ihraç edilmişti. Bu ihraç dosyasının tamamını görmemiz gerekiyor." dedi.
Özdağ, bir soru üzerine 15 Temmuz'un karanlıkta kalan bir anı olmayacağını vurgulayarak, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin parçalarını sökenler, 'helikopter hobimiz var, helikopter parçaları biriktiriyoruz' diyerek tahliye edilenler, aynı zamanda Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın otelini basan aynı adamlar." ifadesini kullandı.
Özdağ, görevdeki ve eski başbakan ile cumhurbaşkanlarının da komisyona davet edileceğini, talepleri doğrultusunda yazılı ya da sözlü görüşlerinin alınacağını belirtti.
Vatikan'dan cevap gelmeden önce bu konuda yapılacak isim spekülasyonlarına inanılmamasını isteyen Özdağ, şunları kaydetti:
"Konu önemli bir konu. Bir din adamı papanın ayağına gitmemeliydi. Eğer din adamıysa, eğer Papa davet etmişse daveti kabul etmemeliydi. Bizim İslam, tasavvuf geleneğimizi biliyoruz. Fettullah Gülen buradan anlaşılıyor ki bir din adamı değildir. O bir şarlatan, darbeci bir şahıs, demokrasiyi kişiselleştirememiş. Gönül adamlığını içselleştirememiş darbeci ve vesayetçiliğe soyunmuş bir uşak."