Tecavüze Uğrayan Kadını Ailesi Dışlıyor
Uzman Psikiyatrist Sabri Yurdakul, tecavüz olaylarının önlenmesine yönelik ebeveynlere verdiği tavsiyede “Erkek çocuklarını yetiştirirken bunun bir insanı öldürmekten farklı olmadığı düşüncesini vermeliyiz.
Uzman Psikiyatrist Sabri Yurdakul, tecavüz olaylarının önlenmesine yönelik ebeveynlere verdiği tavsiyede "Erkek çocuklarını yetiştirirken bunun bir insanı öldürmekten farklı olmadığı düşüncesini vermeliyiz. Yoksa bu suçu önlemede cezai yöntemlerin yeterli olmadığını unutmamalıyız" dedi.
Günümüzde ailelerin tutumunun çok katı ve acımasız olduğunu ifade eden Yurdakul, "Tecavüze uğrayan kadını eşi boşuyor, ailesi dışlıyor hatta töre cinayetleri ile namusu temizlemek adına yaşamına son veriliyor. Bu durumda yaşadıklarını anlatamadığı gibi olayın tekrarlanmasını da engelleyemiyorlar" dedi.
"TECAVÜZCÜ GENELDE TANIDIKLAR"
Tecavüzün bir insanlık suçu olduğunu ve tecavüze uğrayan kadınların hayatının hiç düzelmemecesine etkilendiğini belirten Yurdakul, "Bunun da en büyük nedeni tecavüz eden kişinin cezalandırılmadığı düşüncesi. Tecavüzün çok azı tanımadık insanlar tarafından işleniyor. Çok büyük bir kısmı tanıdık, aileye yakın olan, hatta akraba insanlar tarafından gerçekleştiriliyor. Bunu anlatamayan, yaşadıklarını dile getiremeyen kadınlar ise bunu içlerine attıklarında acı ve öfkeleri giderek büyüyor. Bunun sonucunda kendilerini suçlu, aşağılanmış ve kirletilmiş hissediyorlar. Hiç haketmedikleri halde iki kere mağdur duruma düşüyorlar" diye konuştu.
"ERKEKLERDEN NEFRET EDİYORDU"
Yurdakul, konuyla ilgili yaşanmış bir örneği de şöyle dile getirdi:
"28 yaşında olan bir danışanım 14 yaşındayken amcaoğlunun taciz ve tecavüzüne uğramış, bu durumu annesine anlattığında annesinin kendisine kimseye söylememesi gerektiğini tembih ettiğini ve bu durumu senelerce saklamak zorunda kaldığını söylemişti. Bu durumda annesinden nefret ediyor ve bu başına gelenlerden onu da suçluyordu. Senelerce kendisini kötü hissetmiş, hiç kimse ile paylaşamamıştı. Bir kaç kez intihar etmeyi denemiş, her seferinde yakınları kurtarmış ama artık yaşamak istemediğini söylüyor ve sürekli ağlıyordu. Bu olaydan dolayı erkeklerden nefret ettiğini, hayatına kimseyi almadığını ve artık evlenmek de istemediğini söylüyordu. Senelerce kendisini suçladığını, kendisini değersiz hissettiğini söyleyen danışanım ancak uzun terapilerden sonra toparlanmış ve bu duygularını yenmişti. Ama bu yaşına kadar yaşadıklarını geri getirmek mümkün değildi."
Sonuç olarak tecavüzün sadece o anda kalmadığını ifade eden Yurdakul, "O insanın ruh sağlığını derinden etkileyip mutsuz ediyor, kendine olan güvenini kaybettiriyor. Bu nedenle tecavüz konusunda toplum olarak hassasiyetimizi arttırmalı, erkek çocuklarını yetiştirirken bunun bir insanı öldürmekten farklı olmadığı düşüncesini vermeliyiz. Yoksa bu suçu önlemede cezai yöntemlerin yeterli olmadığını unutmamalıyız" dedi. - ADANA
