Teis: Eczacılar Af Değil, İnsaf Bekliyor
TÜRKİYE'de son 11 yıldır yaşanan sağlıkta dönüşüm projesiyle vatandaşların yüzde 99'unun sosyal güvence kapsamına alındığı ve bu değişim sürecinde eczacıların yaşadıkları mağduriyetleri giderecek düzenlemelere bir türlü kavuşamadığı belirtildi.
TÜRKİYE'de son 11 yıldır yaşanan sağlıkta dönüşüm projesiyle vatandaşların yüzde 99'unun sosyal güvence kapsamına alındığı ve bu değişim sürecinde eczacıların yaşadıkları mağduriyetleri giderecek düzenlemelere bir türlü kavuşamadığı belirtildi. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Nurten Saydan yaptığı açıklamada, "Eczacılar olarak işlemediğimiz bir suçtan dolayı 'af' değil, hayata geçirilen uygulamalarda oluşan kayıplarımızı telafi edecek 'insaf'lı düzenlemeler talep etmekteyiz" dedi.
TEİS Genel Başkanı, Eczacı Saydan açıklamasında, eczanelerdeki satışların tamamının, fatura ve fiş kesilerek yapıldığını ve bu satışların da yüzde 90'lık bölümünün SGK'ya yapıldığı için reçete karşılığı olduğunu belirtti. Saydan, "Her ilacın da 'İlaç Takip Sistemi' kaydı olduğundan dolayı, eczanelerimizde kayıt dışılık istesek de istemesek de mümkün olmamaktadır. Eczanelerimizde olmadığı halde sisteme göre eczanelerimizde görünen ilaç sorunu, gerek İlaç Takip Sistemi'nden (İTS), gerek Telekom altyapısından, gerekse eczanelerimizdeki paket program veya Medula Sisteminden kaynaklanan sorunlar yüzünden sistemden düşülemeyen kayıtlardan oluşan bir sorundur" ifadelerini kullandı.
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen yüzde 2,5'luk kayıt hatasının, eczacıların başarısı olduğunu ileri süren Saydan, şu açıklamalarda bulundu: "Yetkililerin de çok iyi bildiği üzere bu hatalı kayıtlar; sistemin hayata geçmesinden bu yana yıllar boyunca birikmiş kayıtlar olup, yılların birikiminin bir günde çıkması sonucu oluşan astronomik rakamları çok büyük bir yolsuzluk imasıyla lanse etmek, yılda yaklaşık eczanelerimizde 2 milyar kutu ilaç satılırken, yıllar içinde biriken 49 milyon kutuyu, yani bir yıllık ilaç satışının yüzde 2,5'uğunu bu şekilde değerlendirmek insaf sınırları dışındadır. Söz konusu 49 milyon kutu ilaç, reçeteli olarak, fiş ve faturası kesilerek seneler içinde verilen ilaçlardır. Ama gerek İTS'den, gerekse kullandığımız eczane programlarının teknik yetersizliğinden dolayı sistemde kalmış olan karekodlardır"
"İTS, TÜM ECZACILARCA AZAMİ ÖZEN GÖSTERİLEREK UYGULANMAKTADIR"
Nurten Saydan, ilaç sahteciliğini ve ilaç kaçakçılığını önleyip, akılcı ilaç kullanımı açısından önemli veriler elde etmek amacıyla kurulan İTS'nin; amacını aşarak, sadece eczaneye ağır yaptırımlar ve sorumluluklar yükleyen bir sisteme dönüşmesini hedeflemenin, sektörün hiçbir paydaşına ve kamuya bir faydasının bulunmadığını savundu. Saydan, "İlacın tüm aşamalarının kayıt altına alındığı İlaç Takip Sistemi, tüm eczanelerde gerek reçeteli satışlarda, gerekse ücretli satışlarda azami özen gösterilerek uygulanmaktadır. Hiçbir eczanede satılan ilacın kasıtlı olarak eczane programına okutulmadan 'kayıt dışı' diye tabir edilecek şekilde satışı yapılmamaktadır. Dolayısıyla yetkililerce 'elden satıp da sistemden düşürmediğiniz ilaçları bildirin' şeklinde yapılan açıklamayla yaratılmaya çalışılan 'kayıt dışı satış' algısını eczacılar olarak asla kabul etmiyoruz" dedi.
"BU ÜLKEDE EN İYİ KONTROL EDİLEN ÜRÜN İLAÇTIR"
Saydan, İTS'nin ülke genelinde üretilen ve satışı yapılan ilaçların anlık durumunu ve geçmiş kayıtlarını mercek altına alan bir sistem olduğunu belirtirken, "Bu sistemi mali bir süreç gibi değerlendirip, İTS'ye bildiriminde sorun yaşanmış bir satışı 'mali bir kaçak' olarak değerlendirmek hem İTS'nin işleyişini, hem de eczanelerdeki süreci bilmeden yapılmış talihsiz bir açıklamadır. İTS bildirimlerinde yaşanabilen olası sorunların, eczacının vergi yükümlülüklerini aksatması şeklinde yorumlanması kesinlikle kabul edilemez bir değerlendirmedir. Bu ülkede en iyi kontrol edilen ürün ilaçtır. Bu ülkenin en düzgün vergi veren meslek kollarından biri de eczacılıktır" ifadelerini kullandı.
TEİS Genel Başkanı Saydan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: " Türkiye'deki ilaç satışlarının çok büyük bir kısmı Sosyal Güvenlik kapsamındaki hastalara reçeteler aracılığıyla ulaştırılmaktadır. Eczacılar; hastaların bilinçsizce ilaç kullanmasına karşı olup, ilaçların hekim reçetesiyle ve eczacı kontrolünde verilmesi tüm meslektaşlarımızın da ortak hedefidir. Ancak; gece çocuğunun antibiyotik şurubunu kırıp yenisini almak isteyen anneye, çocuğunun epilepsi ilacını yazdırmayı unutan babaya, diş hekiminin telefonla kanal tedavisi öncesinde 'şu antibiyotiği kullan' dediği hastaya, ya da eczanemize soluk soluğa gelip daha parasını ödemeden kutusunu yırtıp nefes açıcı ilacını alan hastalara 'reçetesiz bu ilacı veremiyoruz, öncelikle hekiminize tekrar gidin' demek ne meslek yeminimize, ne de günlük hayatın akışına uygun değildir. Yetkililer tarafından eczane pratiğine uygun, hasta sağılığını önceleyen düzenlemeler yapılmasını, eczacılara mağduriyet yaşatılmamasını, yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesini ve bunun için de tüm dünyada olduğu gibi eczacıların görüşlerinin alınmasını istiyoruz"
- Ankara