Tezcan'dan Mezeköy Tepkisi: Hasadı Bile Beklemeden Bahçelere Tarlalara Girdiler! Çed Burada Gerekli Değilse Nerede Arayacaksınız?
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Aydın’da Mezeköy ve Uzundere mahallelerinde Jeotermal Enerji Santrali (JES) firmasının iş makineleri ile arazilerine girmeye çalışmasına ve giriş çıkış yasağı getirilmesine tepki gösterdi. Tezcan, “Hasadı bile beklemeden bahçelerine, tarlalarına girdiler, el koydular. Vatandaşın ürününü çiğneye çiğneye, köylüyü kendi tarlasından, bahçesinden çiğne çiğneye darp ederek attılar. Niye? Bir JES şirketinin menfaatleri için… İncir bahçelerinin, zeytin bahçelerinin, ceviz ağaçlarının olduğu yerde ‘gerekli değildir’ diyorsanız nerede arayacaksınız” tepkisi gösterdi.
BÜLENT TEZCAN'DAN MEZEKÖY TEPKİSİ: HASADI BİLE BEKLEMEDEN BAHÇELERE TARLALARA GİRDİLER! BİR JES ŞİRKETİNİN MENFAATLERİ İÇİN… ÇED BURADA GEREKLİ DEĞİLSE NEREDE ARAYACAKSINIZ?
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Aydın'da Mezeköy ve Uzundere mahallelerinde Jeotermal Enerji Santrali (JES) firmasının iş makineleri ile arazilerine girmeye çalışmasına ve giriş çıkış yasağı getirilmesine tepki gösterdi. Tezcan, "Hasadı bile beklemeden bahçelerine, tarlalarına girdiler, el koydular. Vatandaşın ürününü çiğneye çiğneye, köylüyü kendi tarlasından, bahçesinden darp ederek attılar. Bir JES şirketinin menfaatleri için… ÇED burada gerekli değilse nerede ÇED gerekli olacak, nerede isteyeceksiniz ÇED'i? İncir bahçelerinin, zeytin bahçelerinin, ceviz ağaçlarının olduğu yerde 'gerekli değildir' diyorsanız nerede arayacaksınız?" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Aydın'da Mezeköy ve Uzundere mahallelerinde yargı süreci sonuçlanmadan Jeotermal Enerji Santrali (JES) firmasının iş makineleri ile arazilerine girmeye çalışmasına ve giriş çıkış yasağı getirilmesi hakkında TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Tezcan, "3 günden bu yana Aydın'ın Köşk ilçesinde çok ciddi problemler yaşıyoruz. Mezeköy Mahallesi'nde… Alın teri ile ekmeğini topraktan çıkarmaya çalışan vatandaşlarımızın yaşadığı bir yerde üç günden bu yana vatandaşlarımız; bahçesi, tarlasını, bağını devletin güvenlik güçlerine karşı, onlarla beraber olan şirketlere karşı korumak zorunda kalıyorlar. Vatandaşlarımızın tarlalarına paletlerle, postallarla girdiler. Burada JES kuracağız diye, vatandaşın arazisine el koymak için, mahkemeden çıkacak kararı bile beklemeden alelacele tarlalarına girdiler" dedi.
Bülent Tezcan, "Mezeköy'de birinci sınıf tarım arazisi var. Fabrika yapmaya kalktığınız zaman bile özel izin almak zorundasınız. Burada zeytin ağaçları var, ceviz ağaçları var, incir bahçeleri var, sebze bahçeleri var. Hasat zamanı. Hasadı bile beklemeden bahçelerine, tarlalarına girdiler, el koydular. Vatandaşın ürününü çiğneye çiğneye, köylüyü kendi tarlasından, bahçesinden çiğne çiğneye darp ederek attılar. Niye? Bir JES şirketinin menfaatleri için, çıkarları için, bir şirketin karı için, alın teriyle ekmeğini çıkarmak isteyen çiftçiler, bir kere daha ayaklar altında ezilmeye başladı" diye konuştu.
"ÇED BURADA GEREKLİ DEĞİLSE NEREDE GEREKLİ?"
Çevre örgütleri, milletvekilleri ve köylülerin bir arada olduğunu ifade eden Tezcan, "Bir tarafta açgözlü şirketlerle el ele veren hükümet, iktidar ve onun kontrol ettiği güvenlik güçleri öbür tarafta bağını, bahçesini, tarlasını korumak isteyen çiftçilerle, köylülerle, vatandaşlarla onlara destek olanlar. Bakın, karar vermişler 'ÇED gerekli değildir' demişler. Yani jeotermal santral yapacaklar. Toprağı zehirleyecek, kontrolsüz olursa havayı zehirleyecek, suyu zehirleyecek. Bunu kurmak için 'çevresel etki değerlendirme raporuna gerek yok' demişler, elinizi vicdanınıza koyun. Hangi vicdan bunun hesabını ödeyebilir, hangi vicdan bunu kabul edebilir? ÇED burada gerekli değilse nerede ÇED gerekli olacak, nerede isteyeceksiniz ÇED'i? ÇED'in birinci sınıf tarım arazisinde kent 'gerekli değil' diyorsanız, incir bahçelerinin, zeytin bahçelerinin, ceviz ağaçlarının olduğu yerde 'gerekli değildir' diyorsanız nerede arayacaksınız?" diye sordu.
"ŞİRKETİN KARINI GARANTİ ALTINA ALABİLMEK İÇİN TALİMAT"
Tarlasını ve bahçesini korumak isteyen vatandaşların üzerine yüründüğünü ve 26 vatandaşın gözaltına alındığını aktaran Tezcan, "Milletvekillerinin üzerine yürüdüler. Kadınlar, analarımız, bacılarımız çiğnendi. 26 gözaltı yakışıyor mu? Aydın'a bu yakışıyor mu? Aydın iline böyle bir muamele, orada yaşayan vatandaşlarımıza böyle bir muamele yakışıyor mu? Hangi vicdan kabul eder bunu? Zorla arazisine sökeceksin bir şirketin karını garanti altına alabilmek için zorla arazisine çekeceksin, ondan sonra da o araziyi korumak isteyen vatandaşın üzerine güvenlik güçlerine talimat verip saldırtacaksın" tepkisini gösterdi.
"VATANDAŞIN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNİ ÇİĞNEMEYİ KASTETMİŞ"
Köye giriş çıkış yasağı konulmasına da tepki gösteren Tezcan, şunları söyledi:
"Sen bir köye giriş çıkış yasağını nasıl koyarsın? Bakın kararın gerekçesi çok ilginç. İl İdaresi Kanunu'na, kamu güvenliğiyle ilgili diyor ki, 'başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak için bu kararı alıyoruz' diyor. Başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak için. Kimin hak ve özgürlükleri? Oradaki çiftçinin tarlası var, bağı var, bahçesi var, inciri var, zeytini var, cevizi var, çevresi var, meyvesi var. Kimin hak ve özgürlükleri? Şirketin hak ve özgürlükleri, orada yatırım yapan şirketin alelacele garanti altına alınacak kararları var. Arkasında kim var bilmiyoruz. Arkasından hangi siyasetçi çıkar, hangi iktidar ilişkisi çıkar, hangi başka bir güç ilişkisi çıkar onu zaman içerisinde göreceğiz. Ama şu anda başkalarının hak ve özgürlüklerini korumaktan kastettikleri şey, vatandaşın hak ve özgürlüklerini çiğnemeyi kastetmiş. Şirketin hak ve özgürlüklerini korumak için giriş çıkış yasağı alıyor kaymakam."
"BU İNSANLARIN YÜZÜNE BAKACAKSINIZ"
Tezcan, köylülerin AKP'ye 158 oy, MHP'ye 38 oy, CHP'ye 15 oy, İYİ Parti'ye 11 oy, Saadet Partisi'ne 11 oy verdiğini belirterek; "AK Parti Aydın Milletvekillerine soruyorum. Neredesiniz? Bu insanlar sandıkta gitmişler, size kucak dolusu oy vermişler, destek vermişler, sizi baş tacı etmişler, sizin sözünüze inanmışlar, omuz vermişler. Şimdi siz el birliğiyle onları ayaklar altında geziyorsunuz. Neredesiniz? Bu insanların yüzüne bakacaksınız" diye sordu.