Toroslar'ın Elması Damlarda Kurutulup "Çerçi"Lere Satılıyor
Karaman'ın Sarıveliler İlçesinde, elma hasadı devam ederken üreticiler satamadıkları meyveleri kurutarak değerlendiriyor.
MEHMET ÇETİN - Karaman'ın Sarıveliler İlçesinde, elma hasadı devam ederken üreticiler satamadıkları meyveleri kurutarak değerlendiriyor.
Toros Dağları'nın üzerinde kurulu, ekonomisi tarım ve hayvancılığı dayalı Karaman'ın ikinci büyük ilçesi Sarıveliler'de meyvecilik önemli bir geçim kaynağı. Çok geniş tarım arazisi olmamasına rağmen, dağlık alandaki küçük arazilerde meyve ve sebze yetiştirmeye çalışan üreticiler, geçimlerini sağlamaya çalışıyor.
Sarıvelilerli kadınlar, bağ ve bahçeden kalkan hiçbir ürünün ziyan olmaması için uğraş veriyor. Zorlu coğrafi konumu ve ulaşım güçlüğü nedeniyle çok fazla tüccarın uğramadığı bölgede, bahar aylarının gelmesi ile tarlada çalışmaya başlayan kadınlar, hasat döneminde de ürün para etmediği zaman bu meyveleri kurutarak değerlendiriyor.
Bu yıl ilçedeki elma üreticileri, ürünün fazla para etmemesinden şikayetçi. Satılmayıp elde kalan elmalar, çürümemesi için damlarda kurutuluyor. İlçeye yüksekten bakıldığında, çatısız evlerin damlarına serilen kurutmalık elmalar dikkati çekiyor.
Sarıveliler Belediye Başkanı Hayri Samur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçelerinde üretilen meyvelerin tat ve aroma bakımından farklı olduğunu söyledi.
Ciddi pazarlama sorunu yaşadıklarını belirten Samur, "İlçe halkının büyük çoğunluğu dar gelirli. Burada yaşam şartları çok zor. İnsanımız çalışkan, üretken fakat ürettiği para etmiyor. Bu sene de elma para etmedi. Bu da insanlarımızın geçimini olumsuz yönde etkiliyor." dedi.
Elma kurusu verip ihtiyaçlarını alıyorlar
Elma alıcı bulmayınca, kadınlara büyük iş düştüğünü anlatan Samur, şöyle devam etti:
"Cefakar, eli nasırlı kadınlarımız, analarımız her yıl ıskarta dediğimiz elmaları keserek damlarda kuruturlardı. Bu yıl elma satılmayınca tümünü kurutmaya çalışıyorlar. Toplanan elmalar bıçaklarla kesilerek damlara seriliyor. Kuruduktan sonra toplanan bu elma kuruları, ilçeye gelen çerçi dediğimiz tüccarlara satılıyor. Elma kurusunu çerçiler genellikle para ile almaz. Elma kurusu verirsin, karşılığında çeşitli ihtiyaçlarını alırsın. Bu çay olur, şeker olur, patates olur, çocukların defteri kalemi olur. Aslında bu yöntemle de ürün değerinde satılmış olmuyor fakat ürün çürümemiş oluyor. Az da olsa ihtiyaçlar karşılanıyor."
Samur, ürünlerin çok daha iyi şekilde değerlendirilebileceğine işaret ederek, "Bu ürünler meyve özü, meyve çayı üreten yerlere satılıyor. Tamamen doğal ürünler. Güneşte kurutuluyor. Daha modern ve hijyenik şekilde üretilip paketlense, piyasaya sürülse değeri artabilir. Belediye olarak proje hazırlıyoruz." diye konuştu.
"Düğün yapacağım, çeyiz hazırlayacağım"
Evinin tamında elma kurutan kadınlardan Anakadın Dirice de "Köyümüzün hali belli. Ekiyoruz, dikiyoruz. Şimdi döküm zamanı. İyi fiyat veren yok. Tüccar gelsin diye bekleyeceğimize dilerek, kurutuyoruz. Kuruttuktan sonra, tüccara veririz. Fiyatını bilmeyiz, ne derlerse verir, ihtiyaçlarımızı alırız. Elmamız bu şekilde çürüyüp çöpe gitmiyor, değerlenmiş oluyor." ifadelerini kullandı.
Medine Çakır ise evlenme çağında iki oğlu bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bu dönemde dağdan yabani erik, kuşburnu, kızılcık toplar kuruturuz. Satılmayan elmaları keser, kuruması için damlara sereriz. Bunlarla da çay, şeker, un gibi ihtiyaçlarımız alırız. İki oğlumun harçlıklarını bundan karşılıyorum. Düğün yapacağım, çeyiz hazırlayacağım. İhtiyaç çok. Onun için durmadan çalışıyoruz."