Trabzonspor'un 71. Olağan Mali Genel Kurulu
Trabzonspor Kulübünün 71. olağan mali genel kurulu gerçekleştirildi.
Trabzonspor Kulübünün 71. olağan mali genel kurulu gerçekleştirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan genel kurula, Trabzonspor Kulübü Başkanı Muharrem Usta, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, eski başkanlardan İbrahim Hacıosmanoğlu ile Ahmet Celal Ataman ve delegeler katıldı.
Genel kurul, divan kurulu başkanlığına Şükrü Kuleyin'in seçilmesinin ardından saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Yönetimin idari ve mali raporlarının görüşülmesi, denetleme kurulu raporunun okunmasının ardından yönetimin idari ve mali ibrası oy çokluğu ile kabul edildi.
Trabzonspor Genel Müdürü Sinan Zengin, idari ve mali raporlar hakkında delegeleri bilgilendirdi. Denetleme Kurulu Başkanı Mahmut Ören ise Trabzonspor Kulübü ve bağlı şirketlerin mali ve idari denetime tabi tutulduğunu anımsatarak, kulübün net borcunun 559 milyon 308 bin 817 lira olduğunu belirtti.
Genel kurulda konuşan Trabzonspor Kulübü Başkanı Muharrem Usta, eleştirilere yanıt verdi.
Sorumluluk alan herkesin doğal olarak da eleştirildiğini belirten Usta, "Kulübümüzde bugüne kadar hangi başkanımız görev aldıysa, başarılı olduğu dönemlerde bile çok eleştirildikleri olmuştur. Haliyle İbrahim başkan biraz önce sitem etti ama onu da eleştirdiler başkanlık döneminde. Başkanlığı dönemde kendisine kanımın son damlasına kadar destek vermiş birisiyim. Hiç onu üzmedim, muhalefet yapmadım buna herkes şahittir. Şimdi biz bu görevdeyiz." diye konuştu.
Usta, daha sonra kulübün borç artışının da içerisinde yer aldığı sunum yaparak, şu ifadeleri kullandı:
"Kulübümüzün şuandaki durumunu birlikte bir görelim. Derdimiz ve amacımız kulübün içerisinde bulunduğu durumdan çıkarmak ise bence hep birlikte hatamızla, sevabımızla sarılmasını bilelim. Borcumuz 2007'de 38 milyon, 2008'de 70 milyon, sonra devam ediyor. Şampiyon olduğumuz 2010-2011 yılında 105 milyon. 2015'te bizim seçime girdiğimiz dönem 397 milyon liraydı. Bu raporla seçime girdik. 2015 Aralık ayı bizim göreve geldiğimiz dönemde asıl borcumuz 566 milyon liraydı. Şu anda borç 559 milyon lira. Bu borçların bir kısmında İbrahim beyin döneminde olduğu gibi bir kısmı da yılların birikimleri var. Kongrelerde genelde 'mümkün olduğunca borcumuz az görünürse iyi olur.' mantığı var. Ben burada şeffaf bir şekilde herkese şunu söylüyorum, Trabzonspor'un borcu şu an itibariyle 559 milyon. Halı altına gitmiş tek kuruş yok."
Usta, 2015 yılında 30 Ekim'den 10 Aralık'a kadar olan 40 günlük sürede oyunculara 15,5 milyon lira ödeme yapıldığını belirterek, katılımcılarla ekonomi verilerini paylaştı:
"Oyuncu tazminatları olarak 14 milyon lira, icra kapama farkı karşılığı 7 milyon lira, ecrimisil 8 milyon lira, UEFA uzlaşma gideri karşılığı 3,5 milyon lira. Yapılandırma vergisinin bozulması 10 milyon lira, maaş vergi sigortası 3 milyon lira, tahakkuk ettirilmemiş futbolcu stopajı 68 milyon lira, Opet davası karşılığı 40 milyon lira toplamda 169 milyon liradır. Yani 397 milyon diye devraldığımız rakam, başladığımız gün 566 milyon liraya ulaştı. Bizim durumumuzu bilmemiz ve hep birlikte ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız lazım. Herkesin birbiriyle sorunları olabilir bunlar normal ama bunu kabul edeceğiz işin doğasında var. Bir şeyden vazgeçemeyiz Trabzonspor'un durumunu bilmek zorundayız."
"Bu kartopu gittikçe büyüyor"
İşlerinin kolay olmadığını bildiklerini vurgulayan Usta, şöyle devam etti:
"Bu kartopu gittikçe büyüyor. Trabzonspor'un borcunun 350 milyon lirası banka borcu. Biz göreve geldiğimizde İbrahim Hacıosmanoğlu dedi ya 'ben geldiğimde 100 milyon liraydı.' diye. Biz geldiğimizde 240 milyona ihtiyaç vardı. Son 1 yılda kur artışı ve faizden kaynaklanan borç artışı 63 milyon yani dükkanı kapat, hiç bir şey yapma, yaklaşık 65 trilyon eski parayla borcunuz var. Niye? Çünkü kulübümüzün içerisinde bulunduğu durum bu. Trabzonspor'un ortalama yıllık anapara ve faiz ödemesi 80 milyon gideri var. Şu anda futbolcuların bütçesi çok düşük 19.5 milyon avro. 65 milyon liralık bütçesiyle beraber giderimiz 150 milyonu buluyor. Senelik 230 milyon liraya ihtiyacımız var. Bunu bulursa borcu sabit duruyor. Ortalama 70 milyon naklen yayın geliri, 20 milyon sponsor ve reklam gelirleri var. Bunu bir şekilde hep beraber çözmeliyiz. 3 milyon seyirci geliri var. Son 5 yılda ortalama toplam 93 milyonluk gelir, 230 milyon da gider var. Bir düşünelim burası bizim evimiz olsa, nasıl çıkacağız bu işin içerisinden."
Usta, genel kurul üyesi bir kişinin 'niye başkan oldun o zaman?' sorusu üzerine, "Tamam o zaman yarın ben bırakayım sen olursun halledersin. Konu o değil. Başka bir şey anlatıyorum. Trabzonspor canımız, ciğerimiz. Bir şeyler yapılacaksa beraber yapacağız. Bu herhangi birimizin buraya gelip çözebileceği bir sorun değildir. Bir camianın ölümüne kilitlenip çözebileceği bir şeydir." yanıtını verdi.
Yöneticilerin bağışta bulunabileceği yönündeki söylemlere ilişkin Usta, "Kulübe ister siz, ister ben isterse bir başkası versin sonunda borç veriyor. Bu şirket borsaya açık bir şirkettir. İçeriye verilen parayı Trabzonspor ona ödeyecek ancak canımız yanıyor icra geliyor, oyuncu serbest kalıyor ya ancak onun döndürmesine fayda sağlar. Yönetim kuruluna giren birisinin Trabzonspor'a yapacağı en büyük iyilik sıkışık dönemlerde çözüm üretmeye katkı sağlamaktır, durum bu." değerlendirmesinde bulundu.
Usta, kulübü bir kaç kişinin bu hale getirmediğine işaret ederek, " Türkiye'de yarıştığımız kulüplerin inanılmaz seyirci gelirleri var. Mesela Konyaspor ve Bursaspor bizim beş katımız. İstanbul takımları 50-60 katımız. 2013-2014 yılında 7 milyon lira seyirci gelirimiz var. Bu yıl ise 2,5 milyon lira. Yeni stada geçiyoruz. Trabzonspor'un mevcut Avni Aker'in yıllık gideri 3 milyon lira. Yeni stadın aylık gideri yaklaşık 1 milyon ile 1 milyon 200 bin lira. Trabzonspor yeni stada geçiyor ama yıllık 15 milyon daha yeni bir maliyet üzerine alarak geçecek." şeklinde konuştu.
Trabzonspor'un 50 yıllık maziyle şehitler vermiş, rahmetli olmuş binlerce insanın omuzlarında yükselmiş bir kulüp olduğunu anlatan Usta, şunları kaydetti:
"Bizler emanetçiyiz, aynen diğer başkanlar gibi. Hepimiz buradan geçip gideceğiz. İyi ya da kötü tarih hepimizi yazacak. Gerçekten emanetçi olduğumuz bilincinde olmak bizim birinci şartımız. Neden? Buranın sahibi sizlersiniz. Buranın sahibi Trabzonspor'un milyonlarca sevdalılarıdır. Bu kulübü gelecek 50 yıla taşıma görevi buradakilerin ve bizleri izleyenlerdir. Biz elbette iki yoldan birini seçebiliriz, hep birlikte kol kola gireceğiz, hep birlikte camiayı zor günlerden iyi günlere taşıyacağız. Ben zor günlerin sadece bizimle ilgili olduğunu söylemiyorum. Kulübümüz gerçekten zor durumda. Kulübümüzü beraber ayağa kaldırabilmek adına bir emanetçi olarak sizin karşınızdayım. Onun için hep birlikte kulübümüzü mutlu olacağımız bir noktaya taşıyabilirsek, herkes evinde huzurlu olacak. Umarım bunu başarabiliriz."
Kartal Projesi tartışması
Usta, genel kurulun 8. maddesinde, Kartal'da yer alan arsayla ilgili yetki verilmesi konusunda talep konulduğunu söyledi.
Burada bir proje yaparak kulübe katkı sağlamayı amaçladıklarını belirten Usta, "Önce devletten buranın satın alınması gerekiyor. Orada keşif yapıldı, ben de gittim görüştüm metrekaresi 11 bin lira. Yaklaşık olarak KDV ile 180 milyona alacağız. Önce bunun devletten satın alınması gerekiyor. Bu arazinin Trabzonspor'a alınması lazım. Aldıktan sonra proje yapılıp değerlendirilmesi lazım. 8. maddede istenen yetki budur. Mülkümüz sadece Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'dir. Biz maddeyi açtık istediğimiz birincisi Akyazı'nın devir alınması diğeri de Kartal. Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri bu maddede hiç yok. Olmayan bir şeyi satın almak, değerlendirmek ve Akyazı'nın devriyle ilgilidir 8. madde." ifadelerini kullandı.
Dilek ve temenniler bölümünde konuşan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ise en çok ihtiyaç duydukları şeyin birlik ve beraberlik olduğuna işaret ederek, "Eğer mücadele ettiğimiz güçler bizden daha çok yukarıdaysa ancak bir ve beraberce mücadele edeceğiz. Hukukçu olduğum için söz aldım. FETÖ'nün kumpas soruşturmasından medet uman Fenerbahçe Spor Kulübünün başkanı şikeye en çok battığı zaman da bile o camia dimdik arkasında durdu. Biz en temiz zamanımızda bile Sadri Şener'in arkasında duramadık. İbrahim Hacıosmanoğlu'nun arkasında kalamadık. Muharrem Usta'nın arkasında duralım. Mücadele devam ediyor." dedi.
Genel kurulda, 8. maddeyle ilgili zaman zaman tartışmalar yaşandı.
Bunun üzerine Usta, tekrar söz alarak, 8. maddede revizyona gittiklerini ve arazinin satılması maddesini içerikten çıkardıklarını ifade ederek, "Akyazı Stadı'nın devralınması ve Kartal'daki arazinin satın alınması ile projelendirilmesi olarak değiştirdik." diye konuştu.
Usta'nın konuşmasının ardından bu madde de oy çokluğu ile kabul edildi.
Konuşmaların ardından genel kurul, denetleme, disiplin, arşiv ve müze kurulları seçimlerine gidildi.
"Biz sanki gül bahçesi devraldık"
Kulübün eski başkanı Hacıosmanoğlu ise yaklaşık 1 yıldır Muharrem Usta ve yönetiminin bütün faturaları kendilerine çıkardığını ileri sürdü.
Bütün faturaları ödeyebileceğini ancak bunun karşılığında başarı gelmesi gerektiğini vurgulayan Hacıosmanoğlu, şöyle devam etti:
"Onlar dikenli bahçe devraldı, biz sanki gül bahçesi devraldık. Kulübü 200 milyon borçla devraldık. Kulübün döndürülebilecek hali kalmamıştı. O yüzden bırakıp gittiler. Biz kulübü bu şekilde devraldık ve hiç şikayet etmedik ama devrettiğimiz kulübün borcu 400 milyonlara çıkmıştı. Kulübün ağabeyleri 'insanlarla kavga ederek bir yere varmazsınız.' dediler, 8 ay konuşmadık. İçimiz kabul etmediği halde federasyonu bile destekleyerek yolumuza baktık. Seçildiğimiz günden beri 'başarısız olalım.' diye bu şehrin ağabeyleri bile bizimle uğraştı."
"FETÖ, ilk tehdidi bana yaptı"
Hacıosmanoğlu, FETÖ'nün kendisine baskı kurmaya yönelik bir takım girişimlerde bulunduğunu iddia ederek, şunları kaydetti:
"İçerideki ihanet şebekesi yetmedi, Türk futbolundaki ihanet şebekesi ortaya çıktı. Uluslararası alanda Türkiye'yi çökertmek isteyen FETÖ terör örgütü bizi hedef aldı. Biz bunların hepsiyle mücadele ettik. Bizi tehdit ettiler. Ben aday da olmayacaktım, 'tehditten dolayı kaçtı, gitti.' demesinler diye aday oldum. İlk tehdidi bana yaptılar. Savcılığa da müracaatımızı yaptık. Federasyondaki FETÖ'cüler bunun hesabını ağır bir şekilde verecekler, bundan emin olun."
Kendisine farklı zamanlarda görevi bırakması için mesajlar geldiğini anlatan Hacıosmanoğlu, "Bana, 'ulan yalan makinesi ya kendin bırak ya da rezil edeceğim seni. Senin birçok sapık kasetini yayınlamazsam şerefsizim. Yarın bana basın yoluyla bırakacağım mesajını ver, yoksa rezil videonu yayımlayacağım.' diyor Fuat Avni. Ardından da hayatımda belki 10 sefer gitmişimdir gazinoya, oradan bir görüntümü buluyorlar ve onu yayınlıyorlar cemaatin basını ve yandaşları vasıtasıyla." ifadelerini kullandı.
Hacıosmanoğlu, bu olayların ardından Türkiye Futbol Federasyonunda yaptığı ikili görüşmelere de değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçen sezon Galatasaray maçından sonra federasyona gidiyorum. 'İki senedir size hareket yapıyorum, iki senedir bana yapmadığınızı şimdi Trabzonspor'a yapıyorsunuz, derdiniz ne?' diyorum. 'Ya başkanım, biz şimdi hakemlerle konuşsak Trabzonspor'a hassas davranın desek ters mi teper diye onun endişesini duyuyoruz, dönemin merkez hakem kurulu başkanı Kuddusi Müftüoğlu ile bir görüşseniz.' diyorlar. Gidiyorum konuşmaya aynı şeyleri diyorum. Müftüoğlu bana, 'başkanım ben imam hatip mezunuyum, benim olduğum yerde bunlar olmaz.' diyor. Ben de orada 'FETÖ'nün köpekleri var burada.' diye ağır hakaretler ediyorum. Bunları yaparken Kuddusi Müftüoğlu'nun ses tonu değişiyor. Benden korktuğunu düşündüm, meğer 'Mesih' diye taptıkları adamlarına küfür ettiğim için ondan yüz şekli ve sesi değişiyormuş. 50 bin ByLock'cunun ilk bininin içerisinde Kuddusi Müftüoğlu var."
"Bu çetenin başı da Cüneyt Çakır'dır"
Yaşadıkları bu gelişmelerin ardından Trabzonspor'un kimyası ile oynandığını savunan Hacıosmanoğlu, "Baktılar, 'korkutarak bir şey yapamıyoruz. Aralıkta kongresi var. Galatasaray maçında bu adam lider, bu takımla yine başkan olur.' Galatasaray, Konya ve Gaziantepspor maçıyla bu şehrin kimyasıyla oynadılar." dedi.
Hacıosmanoğlu, bu tür işlerle uğraştıklarını dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Öyle bir çete var ki burada. Bu hakemlerin başı orada duruyor, kimse alamadı onu oradan. Bu çetenin başı da Cüneyt Çakır'dır. Babasını FETÖ terör örgütünden federasyondan attılar. O kadar gücü var korkuyorlar ki ondan, Merkez Hakem Kurulu Başkanı Yusuf Namoğlu'na açıklama yaptırıyorlar, '15 Temmuz akşamı istifasını vermişti.' diyorlar. Sanki, FETÖ haber gönderdi ona, 'ben darbe yapıyorum sen git istifanı ver.' diye. Oda istifasını 15 Temmuz akşamında verdi. Bizimle ilgili Trabzon'da hakemleri alıkoyduk diye dava açıyorlar. İtalya'da olduğu söylenen Avrupa Hakemler Federasyonu diye bir federasyon açıyor bu davayı. Ne kurumsal bir kimliği var ne de yeri var. Bunlar, Türkiye'de rezil hakemlik yapan ama Avrupa'da FETÖ'nün lobisiyle önemli yerlere gelen Cüneyt Çakır'ın organizasyonundan geliyor."