TRT World Forum - "Kurumsal Sosyal Sorumluluğu Destekleme" Paneli - İstanbul
TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, kamu yayıncısı TRT World'ün amacının kar olmadığını, habercilik sektöründe fark yaratmak için insanı haberin ortasına koyduklarını belirterek, "Bir ülkede bir şey olduğu zaman biz ilk, dünyadaki büyük güçlere olan etkisine bakmıyoruz.
TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, kamu yayıncısı TRT World'ün amacının kar olmadığını, habercilik sektöründe fark yaratmak için insanı haberin ortasına koyduklarını belirterek, "Bir ülkede bir şey olduğu zaman biz ilk, dünyadaki büyük güçlere olan etkisine bakmıyoruz. İnsanların hayatlarıyla ilgili hesaplar da yapmıyoruz. Biz izleyicilerimiz anlasın, hissetsin istiyoruz. Olayın olduğu yerdeki halk ne hissediyor, anlatabilmek istiyoruz. Onun için insanı haberin ortasına koymaya çalıştık. Böyle yapmak zor. Çünkü genel uygulamada uluslararası alanda ' haber her şeyden önemli' yönünde. Biz de dedik ki TRT, haberden fazlası." dedi.
Eren, Anadolu Ajansı'nın (AA) global iletişim ortağı olduğu TRT World Forum'un "Büyük Markalar Büyük Çözümler: Kurumsal Sosyal Sorumluluğu Destekleme" oturumunda yaptığı konuşmada, "TRT World Dünya Vatandaşı İnisiyatifi'ni başlatmak için ne ilham verdi size? İnsanları nasıl ikna ettiniz fikirlerini değiştirmeleri için?" sorusu üzerine, şu yanıtı verdi.
Dünya Vatandaşı projesinin, TRT World'ün bir yan ürünü olduğunu anlatan Eren, çünkü TRT zihniyetinin Dünya Vatandaşı ile aynı olduğunu belirtti.
TRT World'ü lanse etmeye karar verdiklerinde, bir fark yaratmak istediklerini ve bunu da habercilik alanında yaptıklarını ifade eden Eren, konuşmasına şöyle devam etti:
"Pazar araştırması yaptık. Uluslararası rakip haber kanallarına ve Türkiye'nin kültürüne baktık. Biz kamu yayıncısıyız ana amacımız kar değil. Bizler devletin yayıncılarıyız. 'Devlet yayıncısı olarak bunu nasıl kullanabiliriz ve habercilik sektöründe nasıl da bir fark yaratabiliriz.' dedik. Yani insanı haberin ortasına koyduk. Bir ülkede bir şey olduğu zaman biz, ilk dünyadaki büyük güçlere olan etkisine bakmıyoruz. İnsanların hayatlarıyla ilgili hesaplar da yapmıyoruz. Biz izleyicilerimiz anlasın, hissetsin istiyoruz. Olayın olduğu yerdeki halk ne hissediyor, anlatabilmek istiyoruz. Onun için insanı haberin ortasına koymaya çalıştık. Böyle yapmak zor. Çünkü genel uygulamada uluslararası alanda 'haber her şeyden önemli' yönünde. Biz de dedik ki TRT, haberden fazlası."
Eren, moderatör Craig Copetas'ın "İnsanların doğru şeyi yapmasını sağlamak ne kadar zor?" sorusu üzerine, bazen TRT World'daki haberlerinin, insanları doğru şeyi yapmaya yönlendirmeye çalıştığını ama pek çok insanın da doğru şeyi yapmayı istemeyebildiğini söyledi.
Kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak dünyayı değiştiremeyeceklerini bildiğini ifade eden Eren, "Dünyayı değiştiremem ama kendimi ve kendi kurumumu değiştirebilirim. Bu, değişime ilham olabilir. Dünya Vatandaşı İnisiyatifi de benzer fikirle ortaya çıktı. Herkes, her zaman aynı anda haklı olamaz ya da doğru şeyi yapamaz. Bazen kötü şeyler de yapabiliyoruz. Olayın özü şu; doğru şeyi yapmaya çalıştığımız zaman ve kurumun felsefesini de işin içine kattığımız zaman insanlar ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Kurumda olumlu bir hava varsa insanlar ellerinden geleni yapıyorlar." diye konuştu.
İbrahim Eren, Türkiye'de insanların çoğunun, Türkiye insani yardımlar açısından dünyada ikinci sıradayken, milli gelir açısından ilk ona girememesini sorgulamadığını, tam tersi gurur duyduğunu dile getirdi.
Ekonominin aynı olmadığını, algı ekonomisinin ise hiç aynı olmadığını ifade eden Eren, "Ekonominin algısı ve işle ilgili derin kültürel farklar var." dedi.
"İki numara olmaktan gurur duyuyoruz"
Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, moderatör Craig Copetas'ın "THY, Somali'ye yaptığı uçuşlardan para kazanıyor mu?" sorusu üzerine, "THY Somali'ye destek oluyor" diye bir kampanya başlattıklarını ve bunu Türk Kızılayı ve TİKA iş birliğiyle yürüttüklerini hatırlattı.
Kampanyanın ölçeğini büyüterek THY'nin 50 bin çalışanına yaydıklarını, para topladıklarını, şirketin kampanyasını dışarı yaydıklarını anlatan Aycı, topladıkları gıda ve ilaçları Somali'ye götürdüklerini söyledi.
Bazen küçük çözümler bir araya getirildiğinde, çok daha büyük çözümleri elde edilebilmenin mümkün olduğunu belirten Aycı, şunları kaydetti:
"Su kanalı açmak gibi. Su akıp yolunu buluyor. Yeter ki siz suyun akabileceği kanalı açın. Bu sebepten dolayı çok memnun oldum bunları duyduğum için. Çünkü insanların çalışmalarını kolaylaştırmak, onlara bir platform sağlamak, onlardan aldığınız şeyleri tekrar onlara geri verebilmek paha biçilmez. Bir çocuğun yüzünü, mutluluğunu, size gülümsemesini görmek gerçekten paha biçilmez. Milyonlarca liradan ya da dolardan, rakamlardan çok daha önemli o gülümsemeyi görmek.
Ben o çocukların mutlu olduğunu gördüm. Hayatta kalma şansları verilmesi ne kadar önemli. Hayatta kalma şansı vermediğiniz zaman hiçbir işe yaramıyor. Onlara eğitim için seferber olabilme yolunu açtığınız zaman, onlara iletişim imkanı sağladığınız zaman bunlar çok önemli şeyler. Bütün çözümler bence daha iyi bir gelecek tesis etmek için önemlidir."
İlker Aycı, şeffaf ve açık olmanın önemine işaret ederek, "Hangi kültürden gelirlerse gelsinler samimiyettir önemli olan. Samimiyseniz, açıksanız, şeffafsanız, iş birliği yapıyorsanız, saygıya dayanarak bir şey yaparsan, kazan kazana dayanırsa teklif ettiğin ilişki, pratikte aynı insansan, söylediğin şeye göre hareket ediyorsan, o zaman sonuçlar hakikaten kim olduğunu teyit ediyor bir yerde." diye konuştu.
"Türkler niye iki numara insani yardımda?" sorusu üzerine Aycı, "İnsani yardım konusunda ABD'den sonra iki numara olmaktan gurur duyuyoruz. Bu da şu anlama geliyor; Türkler nasıl davranıyor, nasıl düşünüyor, nasıl konuşuyor ve Türklerin kalbi, hepsi aynı. Onun için samimiyet iki tarafın da rüyalarını gerçekleştiriyor. Sanıyorum çok daha yapıcı olunuyor." yanıtını verdi.