TÜİK Verilerine Göre Diyarbakırlılar Mutluymuş
Türkiye İstatistik Kurumu'nun Diyarbakır'ın Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2013 sonuçlarını göre, Diyarbakırlıların yüzde 48,7'si mutluymuş.
Bizde sokaktaki Diyarbakırlıya sorduk 'mutlumuzunuz?' diye cevaplarda hiç mutlu olmadıklarını belirten Diyarbakırlılara göre mutluluk, para ile orantılı değişebiliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Diyarbakır Bölge Müdürü M. Salih Uras, Diyarbakır'ın Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2013 sonuçlarını açıkladı. Uras'ın verdiği bilgilere göre, Diyarbakırlıların yüzde 48,7'si kendini mutlu hissederken, yüzde 26,6'sı orta, yüzde 24,8'i ise mutsuz hissediyor. Uras, cinsiyete göre oranlara bakıldığında Diyarbakır'da erkeklerin yüzde 43,9'u mutlu, yüzde 27,7'si orta, yüzde 28,5'i ise mutsuz hissettiğini, kadınların ise yüzde 53,3'ü mutlu, yüzde 25,5'i orta, yüzde 21,2'si ise kendini mutsuz hissettiğini söyledi.
VATANDAŞ KAN AĞLIYOR BU NASIL MUTLULUK
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Diyarbakır'ın Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2013 sonuçlarını Diyarbakır halkını sokaktaki vatandaşa sorduk. Vatandaşlar, verdikleri cevaplarla hiçte mutlu olmadıkları net olarak ortaya çıkıyor.
"HİÇ BİRİNDEN MEMNUN DEĞİLİM"
Hasan Meşe, 54 yaşında serbest meslek işçi, "Ben Allah var, evimde mutluyum ama Allah'a olan inancımdan 'Allah'ım bana bunu uygun görmüş' şeklindeki itaatim ile mutluyum. Yok, eğer ben iyi maaş, iyi iş, iyi ev, iyi yiyecek iyi giyecek iyi gezme dersen bu yaşam memnuniyeti için hiç memnun değilim. Ne kendi evimde memnunum, ne evimin dışında memnunum, ne şehrimin temizliğinde memnunum ne ülkenin siyasetinden memnunum ne de insanların samimiyetinden hiç birinden memnun değilim"
"İNSANLAR NADİREN HER İSTEDİĞİNE ULAŞIR"
Sabahattin Geçinci, 35 yaşında esnaf, "İnsanlar bütün hayatını kendisini mutlu edeceğini sandığı bir şeyin peşinde çabalayarak geçirir; nadiren amacına ulaşır, ulaştığında da yalnızca düş kırıklığıyla karşılaşır. Ne olursa olsun insanlık bitmesin. İnsanlar birbirini mutsuz ediyor. Ben mesela bir manavdan alışveriş yapıyorum. Tezgahta ürünleri çok güzel, 'Ver kardeşim ondan bir kilo şundan iki kilo' diye adam güle eğlene dolduruyor isteklerimi malının karşılığı parasını alıyor yüzüme gülüyor bazen 'Tekrar bekleriz' de diyerek beni gönderiyor. Eve gidiyorum aldıklarının sevinciyle torbaya koyduğu ürünlerin yarısı hiç işe yaramaz çöpe atılması lazım. Ondan sonra ben evinde işimle kavga ediyorum. Sinirleniyorum çoluk çocuğumla kavga ediyorum. İnsanların ne kadar kötü olduklarını, kimseye güven kalmadığı yavaş yavaş bilincime yerleşiyor ve her alanda mutsuzluk başlıyor. Durum böyle olunca mutlu bir insan olacağını sanmıyorum"
"ÖZEL SEKTÖRÜN ACIMASIZLIĞI, MEMURLUĞU GÖZDE HALE GETİRMİŞTİR"
Emre Can Aksakal 27 yaşında üniversite öğrencisi; "Türkiye'de hiç iş güvencesi yok. Bir genç olarak yaşamını idame ettirebilmek için iş bulmak ve bu işte çalışarak geleceğime yön vermek hayalimiz ancak, iş güvencelerinin kalmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Özel sektörün acımasızlığı, memurluğu gözde hale getirmiştir. Memurlukta hem çalışma süreleri düzenli ve daha adaletli gözüküyor hem de saçma sapan nedenlerle işten atılma riski yoktur. Hem de sigorta güvencesi tıkır tıkır işlemektedir. Oysaki özel sektörde iş güvencesi yoktur. Kötü bir çalışan değilseniz bile sırf krizin zararlarından kurtulmak ya da patronun canı öyle istedi diye işten atılabilirsiniz. Beyaz yakalı değilseniz, sigortanızın olması bile büyük bir şanstır. Bugün, Türkiye'de sigortasız çalışan milyonlarca insan bulunmakta ve bu insanlar maaşlarını doğru düzgün bile alamamakta. Bunun örnekleriyle karşılaşmıyorsanız şaşırabilirsiniz ama Türkiye'de yaşadığınızı acı da olsa görmeniz gerekiyor. Bu ortamda mutluluktan bahsetmek ne kadar doğru olur? bunu de ben soruyorum"
"BU ŞARTLARDA BU MAAŞLA GEL SEN MUTLU OL"
Hamdulsena Çekenler 37 yaşında özel sektörde işçi, "Ben kesinlikle hayatımdan ev ve iş yaşantından memnun değilim. Çalıştığım iş yerinde 930 TL maaş alıyorum. 420 TL kira ödüyorum. En az 100 TL elektrik su, 100 TL telefon, birde ben sigara içiyorum dertten kederden maaştan geriye ne kaldı. Hiç bir şey e evde hanım bir şey bekler, çoluk çocuk bir şey bekler herkes kendine bir şeyler istiyor. En azından haftada bir kez daha olsa güzel bir yemek istiyorlar. Bu istekleri yerine getiremediğin zaman kahroluyorsun aynı şeyleri isterken birden fazla kez istekte bulundukları zaman eşini çocuklarını kırabiliyorsun, onlar babalarından memnun olmuyorlar. İnsanlara bakarak bizim neyimiz eksik diyorlar bütün bunların hepsi mutsuzluk veriyor. bu şartlarda bu maaşla gel sen mutlu ol. Bu zaman ve devirde mutluluktan bahsetmek ancak çok zengin ve kafasını hiçbir şeye takmayan bir insanların işidir"
"EĞER PARAN VARSA MUTLUSUN EĞER YOKSU MUTSUZSUN"
Mesut Yardımcı 34 yaşında serbest meslek, "Benim adım Mesut insanlar ismime bakıp aldanabilir mutlu ve mesut olduğumu zannedebilir. Emin ol ki kardeş 'acaba bu ay sonunu getirebilir miyiz?' diye kendi kendime soruyor ve sıkıntıdan kendimi yiyorum. Bunu eşime çocuklarına yaşatmamaya çalışıyorum. Kim demişse Diyarbakırlılar mutludur. Ya o anketi zenginlerin içinde yapmış ya da yalan söylüyor. Çünkü mutluluk bu zamanda ancak parayla oluyor. Eğer paran varsa mutlusun eğer yoksu mutsuzsun. Bizim gibi insanlarda da olmadığı için hep mutsuzuz. Temiz bir işimiz olmadığı gibi temiz bir evimizde yok e baba parası da yok yiyelim. Vardı da dağıttık mı onu da yapmadık. Elimizden gelen budur yapacak bir şey yok. Ben kesinlikle mutlu değilim. Benim mutlu olmamı istiyorlarsa yaşam şartlarımızı düzeltsinler. Adam gibi insanca yaşanabilir bir maaş bir asgari ücret yapsınlar"
"MUTLULUK VE SAĞLIK HERŞEYDEN ÖNEMLİDİR"
Mustafa Faruk Ateş 48 yaşında özel sektör işçi, "Elhamdülillah mutluyum. Sorunum sıkıntım yok. Ara sıra ufak tefek şeyler can sıksa da öyle uzun süre beni ve ailemi üzen ve sıkan mutsuz eden bir şey yok. Mutlu olmak her şeye güzel bakmaktır. Bir her şeye güzel bakıyoruz, bakmaya çalışıyoruz. Bakmaya a devam edeceğiz. Küçük küçücük belki de çok değersiz bir şey yüzünden kendimizi mutsuz edecek değiliz. Mutluluk ve sağlık her şeyden önemlidir"