Haberler

Tuncay Özkan'ın Son Kitabını Balbay İmzaladı

Abone Ol

Mustafa Balbay, "Kamuoyu vicdanında kabul görmemiş davalar nedeniyle hapiste yatan tüm yurtseverler özgürlüğüne kavuşmadan ben kendimi özgür hissetmeyeceğim" "Bir derin devlet tartışması vardı Türkiye'de, bir de sığ devlet. Şimdi ortada devletten geçilmiyor; paralel devlet, eşkenar devlet, geometriden gidersek, yamuk devlet. Ben, paralel devleti önce anlamamıştım, para kısmını görünce tamam dedim" Nazlıcan Özkan, "Ben, 6 senedir dört duvar arasına kapatılmış, suçunu bilmeyen bir adamın her hafta yüzüne bakıyorum" dedi.

Mustafa Balbay,

"Kamuoyu vicdanında kabul görmemiş davalar nedeniyle hapiste yatan tüm yurtseverler özgürlüğüne kavuşmadan ben kendimi özgür hissetmeyeceğim"

"Bir derin devlet tartışması vardı Türkiye'de, bir de sığ devlet. Şimdi ortada devletten geçilmiyor; paralel devlet, eşkenar devlet, geometriden gidersek, yamuk devlet. Ben, paralel devleti önce anlamamıştım, para kısmını görünce tamam dedim"

Nazlıcan Özkan,

"Ben, 6 senedir dört duvar arasına kapatılmış, suçunu bilmeyen bir adamın her hafta yüzüne bakıyorum" dedi.

Haber: Dilhun GENÇDAL - Kamera: Özgür ARSLAN İSTANBUL - DHA

CHP İzmir Milletvekili Gazeteci Mustafa Balbay ile aralarında Ali Sirmen, Uğur Dündar, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Doğan Yurdakul'un da bulunduğu gazeteciler Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi'nde Ergenekon tutuklusu Tuncay Özkan'ın son kitabı "Ötekiler"i imzaladı. İmzadan önce, Özkan'ın kızı Nazlıcan Özkan, katılımcılara seslendi. "Ben bugün Silivri'den sesi hapis, nefesi hapis bir adamın mektubunu getirdim size" diyerek sözlerine başlayan Nazlıcan Özkan, "Ben, 6 senedir dört duvar arasına kapatılmış, suçunu bilmeyen bir adamın her hafta yüzüne bakıyorum" dedi. Özkan, daha sonra babasının mektubunu okudu.

Mustafa Balbay da, "Kamuoyu vicdanında kabul görmemiş davalar nedeniyle hapiste yatan tüm yurtseverler özgürlüğüne kavuşmadan ben kendimi özgür hissetmeyeceğim" dedi. Silivri Cezaevi'ndeki arkadaşlarının yaşamdan ve gelecekten umutlarını kesmediklerini söyleyen Balbay, yeniden yargılanmaya yönelik son günlerdeki tartışmalara değindi. Balbay, "Sadece yargı paketlerinden bir şey çıkacağını umarak, elbette kör bir özgürlük beklentisi içinde değilim. Ama kesin, yürekten inandığım şu ki, hani gün gelecek, devran dönecek diyor ya, artık slogandaki zaman kipini değiştireceğiz; gün geliyor devran dönüyor" diye konuştu.

"HAKİM KARŞISINDA 3 BİN SAAT KALDIM"

Ergenekon, Balyoz gibi davaların henüz kaleme alınmadığını söyleyen Balbay, "Öylesine tarihin hiç bir döneminde görülmemiş bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Bu mahkemeler, evet bağımsız mahkemeler, bu mahkemeler adaletten ve hukuktan bağımsız. Sanıyorum rekorlar kitabına girebilir, ben hakim karşısında 3 bin saat kaldım. Bugün Filistin askısı da, Çin işkencesi de mahkeme salonlarında. Bu, tarihin hiç bir döneminde böyle olmamıştır. Engizisyon Mahkemeleri'nde ortalama yargı süresi 50 gündür. Bir sanık, 'Ya verin idamı bitsin' dedi. Mahkeme üyelerinden biri şu cevabı verdi; 'Maalesef idam kalktı'. Duruşma salonunda bir avukat ve bir sanık arkadaşımız bilgisayar verileri üzerinde nasıl oynandığını göstermek için mahkeme salonunda bir bilgisayar üzerinde bir belgenin tarihini, belgedeki kişileri değiştirdiler. O arkadaşlar dediler ki; 'Artık bu aşamadan sonra mahkeme heyeti kabul etmek zorunda kalır, dijital veriler delil olamaz der' diye düşündüler. Mahkeme heyeti bunu yapanlar hakkında mahkeme heyetini yanıltmaya girişmekten soruşturma açtı" dedi.

GİZLİ TANIK YALAN BEYANDAN SUÇLU

Balbay, gizli tanık konusuna da değinerek, "Dünyanın her ülkesinde gizli tanık sistemi var, şöyle; tanık mahkemeye geliyor, yüzü belli, sanık kendisini suçlayanı görüyor. İfadesini veriyor, sanık sorularını soruyor. İfade bittikten sonra o tanık korumaya alınıyor. Genel sistem dünyada böyle. en temel hak bir kişi kendisini kimin suçladığını bilmek hakkıdır. Silivri'de şöyledi; buzlu bir ekran, arkadaki bir odaya yerleştirilmiş gizli bir tanık, sizi kimin suçladığını bilmiyorsunuz, sizinle ilgili herşeyi söyleme hakkına sahip. Gizli tanık geldi, 'bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum üzerine yemin ederim' dedi. 'Nereden getirdiler seni, adresin' dediler. 'Cezaevinde yatıyorum' dedi. 'Hangi suçtan' dediler. 'Yalan beyandan' dedi. Hamurabi, yasalarını geri alırdı bunları görse, 'Sizinkiler daha iyi' derdi" diye konuştu.

"HONOLULU'YLA İLİŞKİLERİMİZ KÖTÜ OLURSA, O GÜN UYUYAMAM"

"Komşularla sıfır sorun politikası"nı da eleştiren Mustafa Balbay, "'Sıfır sorun'la avuturken, ben sadece 'Avutoğlu' deyince çok bozulmuştu kendisi. Hatta geceyarısı açıklama yapmıştı; 'Bu bir seviye düşüklüğüdür' diye. Halbuki harf düşüklüğüydü başka birşey değil. Sayın Davutoğlu, yeni bir büyükelçi daha açıklıyor, güzel. Her yıl 8-10 ülkeye büyükelçiliğimiz açılıyormuş. Mesela ben, Honolulu'yla ilişkilerimiz kötü olursa çok üzülürüm, o gün uyuyamam. Suriye'ye tır gidiyor, tırı sümen altı etmeye çalışıyorlar. El insaf ya, bakıyorsun tırların hepsi mitololojik. Ardından bunu dile getirmek vatan hainliği. Hangisi vatan hainliği? Sen uluslararası alanda teröristlerle işbirliği yapan muamelesi görüyorsun. Bizim tarihimizde hiç böyle bir dönem olmadı arkadaşlar. Bir derin devlet tartışması vardı Türkiye'de, bir de sığ devlet. Şimdi ortada devletten geçilmiyor; paralel devlet, eşkenar devlet, geometriden gidersek, yamuk devlet. Ben, paralel devleti önce anlamamıştım, para kısmını görünce tamam dedim" dedi.

Konuşmadan sonra, Balbay ve diğer katılımcılar Tuncay Özkan'ın kitabını imzaladı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Mustafa Balbay Tuncay Özkan Türkiye İzmir Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title