Haberler

Tunus'ta Cumhurbaşkanı Said'in kararlarını "darbe" sayan muhalefet liderinden demokrasi çağrısı (2)

Güncelleme:
Abone Ol

Tunus'ta muhalefet saflarında yer alan Onur Koalisyonu Başkanı Seyfeddin Mahluf, "darbe" olarak nitelediği Cumhurbaşkanı Kays Said'in olağanüstü kararlarına karşı demokrasiye sahip çıkılmasını istedi.

Tunus'ta muhalefet saflarında yer alan Onur Koalisyonu Başkanı Seyfeddin Mahluf, "darbe" olarak nitelediği Cumhurbaşkanı Kays Said'in olağanüstü kararlarına karşı demokrasiye sahip çıkılmasını istedi.

Mecliste 18 milletvekili bulunan Onur Koalisyonu lideri Mahluf, Cumhurbaşkanı Said'in Meclisin çalışmalarını askıya alan ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran 25 Temmuz 2021 kararları, askeri mahkemede yargılanma süreci ve ülkedeki siyasi krize ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Tunus kamuoyunda "havalimanı olayı" olarak bilinen soruşturma kapsamında yaklaşık 4 ay cezaevinde kaldıktan sonra 17 Ocak'ta tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Mahluf, askeri mahkemeye sevk edilmesiyle ilgili suçlamaları "gülünç" bulduğunu belirtti.

Mahluf, mevcut yönetimin asıl amacının "tutuklamaları ve siyasi davaları örtbas etmek" olduğunu savundu.

"Darbe kaybedecek"

Cumhurbaşkanı Said'in 25 Temmuz kararlarını "darbe" olarak nitelendiren Mahluf, "Darbe, Cumhurbaşkanı Said'in muhaliflerini hedef alıyor. Anayasa ve kuvvetler ayrılığı ilkesi açıkça ihlal edilerek, kamunun kolluk gücü kullanılarak parlamentoya girmem engellendi. Yine kamunun kolluk kuvvetleri kullanılarak bana ve muhaliflere yönelik birçok suç dosyası oluşturuldu." dedi.

Yaşananlara rağmen Tunusluların demokrasiye ve özgürlüğe bağlılıklarını vurgulayan Mahluf, "Darbe kaybedecek ve ülke olarak normal anayasal yaşama geri döneceğiz. Tunus halkı özgürlüğünü büyük bir mücadele ve şehitlerin kanıyla aldı, kimse birtakım kararlarla bunu gasbedemez." diye konuştu.

Havalimanı olayı ve askeri mahkemede yargılanma

Onur Koalisyonu Başkanı Mahluf, Tunus Havalimanı'nda 21 Mart 2021'de güvenlik görevlilerinin, hakkında yurt dışına çıkış yasağı olmayan ve yasal engeli bulunmayan bir kadının ülke dışına çıkışını "keyfi" şekilde engellemesine şahit olmuş ve buna karşı çıkarak güvenlik güçleri ile tartışmıştı.

Olayın ardından, devrik Devlet Başkanı Zeynel Abidin bin Ali döneminde uygulanan, "terör şüphesi bulunanların ülke dışına çıkışının engellenmesini" öngören bir prosedürün yürürlükte olduğu ortaya çıkmıştı.

Terörle ilişkili olduğu gerekçesi ile Tunus Askeri Mahkemesi tarafından olayla ilgili soruşturma başlatılmış, Mahluf da bu kapsamda 22 Eylül 2021'de tutuklanmıştı.

"Cezaevine anayasaya ve hukuka saygı gösterilmesini talep ettiğim için girdim"

Hapse atıldığı için kimseye kızgın olmadığını kaydeden Tunuslu siyasetçi, "Cezaevinde kaldığım sürede kitap okumaya ve televizyon seyretmeye fırsat buldum. Cezaevi yönetimi bana hep iyi davrandı, herhangi bir kötü muameleye de maruz kalmadım." dedi.

Her zaman hak savunucusu olduğunu belirten Mahluf, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siyasi tutuklu olduğum biliniyordu ve herkes bana bu şekilde davrandı. Cezaevine anayasaya ve hukuka saygı gösterilmesini talep ettiğim için girdim, bu yüzden kimseye kızgın değilim. Cezaevinde kalmam beni mücadelemden alıkoyamaz, hakkı ve hukuku savunmaya devam edeceğim."

"Ev hapsi denilen şey organize suçtur"

Muhalefet liderlerinden Mahluf, 25 Temmuz kararlarının ardından bazı milletvekilleri ve siyasetçilerin askeri mahkemelerde yargılanmalarına ilişkin, "Hak ve özgürlüklerde belirgin bir düşüş gözleniyor. Yürütme makamı, muhalifleri kaçırarak kimsenin bilmediği hapishanelerde gizliyor. Bugün ev hapsi denilen şey organize suçtur. Devletin haydutluğu ve yargısız infazıdır." değerlendirmesinde bulundu.

"Darbe sürecinin" çok uzun sürmeyeceğini ve halkın çok kısa bir sürede tekrar özgürlüğüne kavuşacağını savunan Mahluf, "Hukuku ve anayasayı ihlal edenlere, demokrasiyi vurmak için kamunun gücünü kullananlara ve bu yıkıma neden olanlara müsamaha göstermeyeceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Said liderliğindeki yönetimin anayasal kurumları hedef aldığını söyleyen Mahluf, "İlerleyen süreçte, anayasal kurumların yanı sıra medyayı kontrol eden devlet kurumlarının, siyasi partilerin hatta sivil toplum kuruluşlarının da hedef alındığını göreceğiz. Mevcut otorite Demokratik sisteme dönülmemesi için her yolu deneyecektir." görüşünü paylaştı.

"Halk sadece eve nasıl ekmek götüreceğinin derdinde"

Ülkede yaşanan mevcut siyasi krizden "darbe" sürecini destekleyenlerin de sorumlu olduğunu savunan Seyfeddin Mahluf, buna karşı mücadele veren kesimin birlikte hareket etmesinin önemini anladığını vurguladı.

Mahluf, "Siyasi anlaşmazlıklara rağmen birçok siyasi parti parlamentoda tek çatı altında mücadele verdi. Genel Kurul oturumlarına yüksek katılım bunun göstergesi." diye konuştu.

Mevcut yönetimin halktan aldığı desteği de değerlendiren Mahluf, "Halk sadece eve nasıl ekmek götüreceğinin derdinde. Halkın veya sokağın kriterleri darbenin başarısı için bir ölçü değildir. Zorbalığa karşı, demokrasi için mücadele eden seçkin bir kesim darbeye karşı eylemlerine devam ediyor." ifadelerini kullandı.

"Seçim tarihini belirlemek Cumhurbaşkanı'nın yetkisinde değil"

Tunus için demokrasinin vazgeçilmez olduğunun altını çizen ve demokrasiye sahip çıkılması çağrısında bulunan Mahluf, şunları söyledi:

"Demokrasi insanlığın getirdiği en güzel yönetim biçimi. Meşruiyeti sağlayan tek mekanizma halkın seçimlerini yapabildiği sandıktır. Seçim tarihini belirlemek Cumhurbaşkanı'nın yetkileri arasında değil. Darbe yönetimi, parlamento seçimlerinin yapılması için belirlenen aralık ayından önce kaybedecek."

Kaynak: AA / Güncel

Tunus Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title