Türk Dizileri de İhracat Kalemleri Arasında Yer Alıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Dr.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Dr. Abdurrahman Çelik, "2006'da 1 saatlik bile ihracat yokken, 2011 yılı sonu itibarıyla 10 bin 500 saat dizi ihracatı yapmış durumdayız" dedi.
Çelik, UNESCO'nun "Kültür: Kalkınma İçin Köprü" girişimi çerçevesinde Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Meriç Köprüsü Konuşuyor" etkinliğinde yaptığı konuşmada, bilgi ve yaratıcılığın öneminin arttığını, Türkiye'deki yaratıcı ekonominin en önemli kalemlerinin başında dizi sektörünün geldiğini söyledi.
Çelik, Türkiye'nin 76 ülkeye dizi ihraç eder duruma geldiğini belirterek,
"Gümüş", "Kaybolan Yıllar" ve "Muhteşem Yüzyıl" dizilerinin pek çok ülkede fenomen hale geldiğini anlattı.
"2010 yılı sonu itibarıyla dizilerden 65 milyon dolar ihracat gelirimiz var" diyen Çelik, şöyle devam etti:
"2012 yılında 90 milyon dolar civarına çıkacak. Daha önce dizi başı cüzi miktarlarda bir gelir elde edilirken, bugün yaklaşık olarak bölüm başı 60 bin ile 120 bin dolar arası gelir elde ediliyor. Hatta şu anda 200 bin dolara çıkan dizi bölümlerimiz bulunuyor. Ortadoğu'da yayınlanan ' Gümüş' ve 'Kaybolan yıllar' adlı Türk dizileri, özellikle Gümüş, Ramazan ayından önce gösterildiği Ortadoğu'da 85 milyon izleyiciye ulaşmış durumda.
'Kaybolan Yıllar' adlı dizi de 65 milyon izleyiciye ulaşmış durumda.
'Muhteşem Yüzyıl'ı şuan Ortadoğu, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetleri'nde 150 milyona yakın kişinin izlediğini tahmin edebiliyoruz. 2006'da bir saatlik bile ihracat yokken, 2011 yılı sonu itibarıyla 10 bin 500 saat dizi ihracatı yapmış durumdayız."
-Edirne Valisi Duruer-
Edirne Valisi Hasan Duruer ise Edirne'nin kültür ve turizm şehri olmasının yanında, köprüler şehri de olduğunu söyledi.
Bir medeniyet ve sanat ürünü olan köprülerin insanları birbirine bağlayan en önemli unsurlar olduğuna dikati çeken Duruer, "400 yıl bu köprüler sayesinde medeniyet, insanlık ve barış gitmiş. Şu anda Balkanlar'da bu kadar millet yaşıyorsa, Osmanlı'nın hoşgörüsü sayesindedir. Osmanlı sayesinde bugün Balkanlar'da onlarca ırkın, olarca devletin var olduğunu biliyoruz" şeklinde konuştu.
Edirne'nin Rum'u, Ermeni'si ve Süryani'siyle insanların barış ve kardeşlik içinde yaşadığı bir şehir olduğunu anlatan Duruer, "Balkan Savaşları ile bu özelliğimizi büyük ölçüde kaybettik. Gönül arzu ederdi ki o eski güzellikler yaşasaydı. Şuna inanıyoruz ki Edirne, Balkanlar'ın merkez şehri, kültür, sanat medeniyet ve aynı zamanda spor şehridir. Bu konuda elimizden gelen gayreti göstereceğiz" ifadelerini kullandı.
Duruer, gelecek yıldan itibaren 1. Balkanlar Triatlon Müsabakaları'nı Edirne'de yapacaklarını kaydederek, Balkanlarla yeniden köprüler kurmak istediklerini, yeniden sanatta, kültürde, edebiyatta ve şiirde Edirne'yi merkez yapma düşüncesinde olduklarını sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından "Suyun Fısıldadıkları" adlı fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı.
Etkinliğe Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük, İl Kültür ve Turizm Müdürü İrfan Özcan, Edirne Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Yardımcı, akademisyenler ve davetliler katıldı.
"Balkan Köprüleri Konuşuyor" projesinin ilk etabı olan etkinlik, yarın
"Tarihi Ait Olduğu Yere Getirmek: Kültürel Objelerin Geri Verilmesiyle Gelen Barış" konulu oturumla sona erecek.
Muhabir: Gökhan Balcı / Salih Baran
Yayıncı: Kemal Kaymak - EDİRNE