Türk-İş: Eylül Ayında Açlık Sınırı 7 Bin 245, Yoksulluk Sınırı 23 Bin 600 TL'ye Yükseldi
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (TÜRK-İŞ) araştırmasına göre; eylül ayında açlık sınırı 7 bin 245, yoksulluk sınırı 23 bin 600 TL’ye yükseldi. Bekar bir çalışanın bir aylık yaşama maliyeti ise 9 bin 470 TL oldu.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (TÜRK-İŞ) araştırmasına göre; eylül ayında açlık sınırı 7 bin 245, yoksulluk sınırı 23 bin 600 TL'ye yükseldi. Bekar bir çalışanın bir aylık yaşama maliyeti ise 9 bin 470 TL oldu.
TÜRK-İŞ, "Eylül 2022 Açlık ve Yoksulluk Sınırı" araştırmasını yayınladı. Araştırmada yer alan tespitler şöyle:
"Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 7 bin 245 lira 18 kuruşa, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 23 bin 599 lira 93 kuruşa, bekar bir çalışanın 'yaşama maliyeti' ise aylık 9 bin 469 lira 35 kuruşa yükseldi.
Yeni eğitim-öğretim ve çalışma dönemi başlarken başka şehirlere göçmek zorunda kalan öğrenci ve çalışanların en kaygı duydukları konu kira ve ev fiyatları olmakta. Son resmi verilerle bir yılda inşaat maliyet endeksi yüzde 114,7 artarken bu inşaatlarda çalışan işçilerin maliyeti sadece yüzde 83,9 arttı. Bunun yanında konut fiyat endeksi yüzde 173,8 oranında artarken özellikle İstanbul'da ve birçok deniz kıyı şehrinde yüzde 200'ü aşan fiyat artışları yaşandı. Bu süreçte asgari ücrete yüzde 94,6'lık bir artış yapıldı. Yani asgari ücretle çalışan birisi ev alabilmek için geçen yıla kıyasla bu sene yüzde 40,7 daha fazla süre boyunca çalışmak durumunda kalıyor. Kira fiyatlarında ise ortalama yüzde 160'lık bir artış söz konusu oldu. Sabit gelirlilerin kazançlarının bu fiyatlar kadar artmadığı bir ortamda öğrenciler ve çalışanlar daha kalabalık evlerde kalmayı tercih ediyor, kamu personelleri büyük kentlerden ve sahil beldelerinden tayin istiyor. Yüksek kiralara mahküm olanlar ise gıda, giyim gibi giderlerinde kısabildiği sınıra kadar tüketimlerini kısmaya çabalıyor. Özellikle market markalı (private label) ürünlerin satıldığı indirim market zincirlerinin perakende sektöründeki payının yüzde 79'a çıkmış olması ve bazı giyim perakendecilerinin 2. el kıyafet satışlarına başlamış olmaları da başta dar gelirliler yönünden hayatı idame ettirebilmenin zorluğunu kanıtlar nitelikte.
Eylül ayında mutfak enflasyonundaki değişim şu şekilde:
Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin 'gıda için' yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 5,15 oranında gerçekleşti. Son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 130,01 olarak hesaplandı. Dokuz aylık değişim oranı ise yüzde 76,80 oranında oldu.
Süt, yoğurt, peynir grubunda;
Ulusal Süt Konseyi son tüketiciye yansıyan süt ve süt ürünlerindeki fiyatların yükselmesinin önüne geçmek için çiğ süt fiyatını 15 Mayıs 2022'den bu yana 7,5 TL'de tutmakta. Üretici kazanamazken dar gelirli vatandaş ise süt ve süt ürünlerini satın almakta zorlanmakta. Bu durum piyasa dinamiklerini bozmakta ve masraflarını karşılayamayan üreticilerin süt ineklerini kesip piyasayı terk etmelerine hatta bazı köylerde süt kalmamasına neden olmakta. Süt üretimindeki düşüş eğilimi resmi verilerle ortadayken geçici olarak fiyatların baskılanması ilerleyen süreçte ithalat ile bile çözülemeyecek pahalılığa gebe bir süt piyasası doğurmakta. Bu ay süt ve peynir fiyatları gerilerken yoğurt fiyatları sabit kaldı.
Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller, yağlı tohum ürünlerinin bulunduğu grupta;
Av sezonunun açılmasıyla balıketi yüzde 15 gerileyerek Ankara'da eylül ayında ortalama 100 TL'den tezgahlarda yer buldu. Dana etinin fiyatı geriledi. Bir ayda kuzu eti fiyatı yüzde 7, tavuk eti yüzde 8, yumurta yüzde 11 zamlandı. Geçen ay küçükbaş üreticileri için ifade ettiğimiz kesime gönderme konusu büyük baş üreticileri için de geçerli olmaya başladı. Düşük süt fiyatları ve yüksek üretim maliyetleri nedeniyle hayvanlarını satan çiftçiler köylerini boşaltırken aile işletmelerinin yerini büyük çiftlikler alıyor, hayvan ve toprak servetleri ailelerden şirketlere geçiyor. Tüketici ise alım gücü düştüğünden kırmızı ete erişmekte çok zorlanıyor. Baklagillerden nohut, kuru fasulye ve kırmızı mercimeğin fiyatları geriledi. Yeşil mercimeğin fiyatı düştü, kırmızı mercimek ve nohutun fiyatı arttı. Kuru fasulye yüzde 21, yağlı tohumların ortalama satış fiyatı yüzde 7 yükseldi.
Ekmek ve tahıllar grubunda;
Karadeniz'den tahıl ihracının sürmesine ayrıca küresel buğday, pirinç, arpa fiyatlarında gerileme olmasına rağmen bu ay Ankara'da tahıllar yine zamlandı. Aylık tabanda bulgur yüzde 7, makarna yüzde 6 fiyat artışı yaşadı. Pirinç ve irmik fiyatları da yükseldi. Un ve ekmek fiyatı -şimdilik- aynı kaldı.
Taze sebze-meyve grubunda;
Semt pazarlarında maydanoz, kıvırcık gibi salata yeşilliklerinin ve pırasa, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzelerin fiyatları yükseldi. Patates fiyatları değişmedi. Soğan ve domates fiyatı geriledi. Salatalık, biber, patlıcan, kabak fiyatları arttı. Meyvelerden kavun fiyatı gerilerken elma sabit kaldı. Karpuz ve çilek fiyatları yükseldi. İncir fiyatı düşerken şeftali, erik gibi sert çekirdekli meyvelerin fiyatı artmaya başladı. Ortalama sebze kg fiyatı 16,56 TL, ortalama meyve kg fiyatı 17,81 TL oldu. Hesaplamada 26'sı sebze ve 12'si meyve olmak üzere toplam 38 üründeki fiyat değişimi dikkate alındı. Ortalama meyve-sebze kg fiyatı 17,69 TL olarak tespit edildi.
Temel yağ ürünlerinin bulunduğu grupta;
Ayçiçek yağının fiyatı değişmedi. Margarin fiyatı düştü. Zeytinyağı bir ayda yüzde 12 zamlandı.
Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden;
Çay ve ıhlamur fiyatları gerilerken şeker fiyatı sabit kaldı. Raflarda özel şeker markalarındaki çeşitlilik sınırlı halde ve görece düşük fiyatlı kamu üretimi şekerler de marketlere geldiklerinden kısa süre içinde tükeniyor. Son bir ayda bal yüzde 27, pekmez yüzde 21, reçel yüzde 19, yeşil zeytin yüzde 27, siyah zeytin yüzde 18, baharatlar yüzde 9 zamlandı. Salça yüzde 51 artışla bu ayın en çok zamlanan gıdası oldu. Üstelik raflarda salça marklarındaki çeşitlilik de yeni mahsulün üretimden dolayı azalmış durumda."