Türkçe Bizim Ses Bayrağımızdır"
Dil Derneği, Dil Bayramı'nın 85'inci yılı için İstanbul'da bir tören düzenledi.
Dil Derneği, Dil Bayramı'nın 85'inci yılı için İstanbul'da bir tören düzenledi. Avcılar Belediyesi'nin de katkılarıyla gerçekleşen Dil Bayramı etkinliğinde Bedri Baykam, Kırmızı Kedi Yayınevi, Fatih Portakal, Feyza Hepçilingirler, Nazan Moroğlu ve Oya Adalı'ya "85. Dil Bayramı Onur Ödülü" sunuldu.
Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel ile Avcılar Belediye Başkanı H. Handan Toprak Benli'nin açılışını yaptığı törende Türkçe'nin korunmasının önemine vurgu yapıldı.
Törende ödül alan ünlü ressam Bedri Baykam da bu tür etkinliklere çok değer verdiğini belirtti ve "Hiçbir zaman moralsizliğe, hiçbir zaman yılgınlığa düşmeyeceğimizin sözünü eminim bu salonda her birimiz veriyor" dedi.
"TÜRKÇE SES BAYRAĞIMIZDIR"
Kırmızı Kedi Yayınevi adına ödülü alan yayınevinin sahibi Haluk Hepkon da törenin ardından DHA'ya konuştu ve şunları söyledi,
İşi yayıncılık, kelimelerle ve dilimiz ile olan birisi için oldukça önemli bir gün. Öncelikle herkesin Dil Bayramı'nı kutluyorum. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın da dediği gibi Türkçe ses bayrağımız. Son yıllarda ne yazık ki bu bayrağın kötü bir duruma düştüğünü görüyoruz. Dil Derneği'nin bu faaliyetini ben çok anlamlı buluyorum. Özellikle çok zor koşullarda, az insan ile yoğun emek harcayarak, büyük bir özveri ile bunu yaşatıyorlar. Özveriden bahsetmemin sebebi birazcık da şu, Türkçe'nin yerlerde süründüğü, ne yazık ki dilimize hiçbir önem verilmediği dönemde Dil Derneği, Dil Bayramı kutlamalarına devam ediyor. Kendilerini kutluyorum."
"DİL VE VATAN ARASINDA TARİH BOYUNCA DOĞRUDAN BİR İLİŞKİ OLMUŞTUR"
Kırmızı Kedi Yayınevi adına ödüle layık görüldüğü için herkese çok teşekkür ettiğini belirten Hepkon, dilin kültür ile ilişkisi ve önemini anlatmak için Portekizli yazar Fernando Pessoa'dan örnek verdi ve şunlar söyledi, "Fernando Pessoa 'Portekiz dili benim anavatanımdır' diyordu. Biz de bunu Türkçe ses bayrağı diye de bir ölçüde kendi dilimize de çevirebiliriz ama dil ve vatan arasında tarih boyunca doğrudan bir ilişki olmuştur her zaman. Ülkenin, Cumhuriyet'in, işlerin kötüye gittiği dönemde maalesef dilimiz için de işler iyi gitmiyor demektir. Cumhuriyet'in kazanımlarını kaybettiğimiz sürece buna paralel olarak dilimiz de özgünlüğünü kaybediyor. Giderek ülke içerisindeki siyasi atmosfere paralel bir biçimde Arapça kelimelerle, komik, gerçeklikle alakası olmayan Osmanlıca tamlamalarla doluyor. Bu yüzden Dil Bayramı içinde bulunduğumuz dönemde daha önem kazanıyor. Kırmızı Kedi'nin de bu süreç içerisinde ödülü kazanmasından çok mutluyum."
- İstanbul