Dışişleri Bakanlığı: KKTC'de Kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu'nun Etkin Bir İç Hukuk Yolu Olduğu Teyit Edildi
Dışişleri Bakanlığı, “Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi’nin, 20-22 Eylül 2022 tarihlerinde düzenlenen insan hakları konulu 1443. Toplantısı’nda, AİHM’nin Loizidou kararına ilişkin incelemeyi çok geç de olsa kapatmış olması olumludur. Böylelikle, KKTC’de AİHM kararları doğrultusunda kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğu bir kez daha teyit edilmiştir” açıklaması yaptı.
Dışişleri Bakanlığı, "Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi'nin, 20-22 Eylül 2022 tarihlerinde düzenlenen insan hakları konulu 1443. Toplantısı'nda, AİHM'nin Loizidou kararına ilişkin incelemeyi çok geç de olsa kapatmış olması olumludur. Böylelikle, KKTC'de AİHM kararları doğrultusunda kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu'nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğu bir kez daha teyit edilmiştir" açıklaması yaptı.
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi'nin dün kabul ettiği Loizidou-Türkiye davasına ilişkin karar hakkında bugün yazılı açıklama yaptı. Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi'nin, 20-22 Eylül 2022 tarihlerinde düzenlenen insan hakları konulu 1443. Toplantısı'nda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Loizidou kararına ilişkin incelemeyi çok geç de olsa kapatmış olması olumludur.
Böylelikle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) AİHM kararları doğrultusunda kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu'nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğu bir kez daha teyit edilmiştir.
Esasen, TMK'nın etkinliği, AİHM'nin 2010 yılında aldığı Demopoulos kararı ile hüküm altına alınmış; söz konusu yerleşik içtihat, müteakip AİHM kararlarında da teyit edilmişti.
Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplumun gözü önünde on yıllardır insanlık dışı izolasyonlara maruz bırakılmasına rağmen KKTC'nin, AİHM'nin ilgili kararlarını uygulamak için gösterdiği çabaları takdirle karşılıyoruz. Bu çabaların, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminin korunmasına önemli katkı sağladığına inanıyoruz.
Öte yandan, aynı toplantıda AİHM'nin IV. Rum başvurusunda aldığı kararın ilgili başlığının incelemesinin ise kapatılmamış olması büyük bir çelişkidir. Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminin siyasi emeller doğrultusunda erozyona uğratılabildiğini bir kez daha göstermiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminin korunması için üzerine düşenleri yapan KKTC'nin uluslararası toplumda hak ettiği konuma ulaşması için Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısını hatırlatırız."