Uzmanlara Göre Irak-Türkiye Yakınlaşması Beklenen Bir Durum
Uzmanlar, Irak ve Türkiye yakınlaşmasının beklenen bir durum olduğunu, iki ülkenin çıkarlarının iyi ilişkiler kurmaktan geçtiği görüşünü paylaşıyor.
İSTANBUL (AA)- Sare Selvi Öztürk - Türkiye ve Irak arasında yaşanan gerginliklerin ardından son günlerde verilen sıcak mesajların bölgeye olumlu şekilde yansıyacağı belirtiliyor.
Uzmanlar, Irak ve Türkiye yakınlaşmasının beklenen bir durum olduğunu, iki ülkenin çıkarlarının iyi ilişkiler kurmaktan geçtiği görüşünü paylaşıyor.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Özdem Sanberk, Irak ve Türkiye gibi iki ülkenin hasmane ilişkiler sürdürme lüksü olmadığını vurgulayarak, "Aklın yolu bizi birbirimizle iş birliği kurmaya ve eski dostluk ilişkilerini yeniden tesis etmeye zorluyor" dedi.
Ortadoğu'nun içinde bulunduğu istikrarsız ve güvensiz şartlarının iki ülke arasındaki ilişkileri devamlı olarak zora soktuğunu hatırlatan Sanberk, "İki ülke arasında ilişkileri bugün tekrar iyi bir duruma getirmek önemli ancak bunun sürdürülebilir olması daha da hayati önem taşıyor" diye konuştu.
İki ülke arasında yakınlaşmanın bölgedeki sorunlara birden çözüm getirmesinin beklenilmemesi gerektiğini ifade eden Sanberk sözlerini şöyle devam etti:
"Bölgede çok büyük sorunlar yaşanıyor. Mesela Irak, İran ve Suudi Arabistan gibi bölgenin iki büyük ülkesinin güç mücadelesinin merkezinde yer alıyor. Irak'la ilişkilerimizi düzeltir düzeltmez rekabetin ortadan kalıp kalkmayacağını bilmiyoruz. Yaşadığımız belirsizlikler ve gerginlikler, bölgede tam bir barış ve anlaşma ortaya çıkıncaya kadar devam edecek. Bu da Suriye'ye bağlı. Cenevre 2 toplantısı yapılabilirse ve olumlu bir sonuç çıkarsa, Irak - Türkiye yakınlaşması somut sonuç verebilir."
"Pozisyon değiştiren taraf Irak"
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Başkanı Taha Özhan ise Bağdat yönetiminin, yeni yılda Irak'ta düzenlenecek seçimlere giderken Türkiye ile yaşadığı gerilimi daha fazla taşıyamayacağını düşündüğü için irrasyonel pozisyonunu değiştirdiğini savundu.
"Pozisyon değiştiren taraf Türkiye değil, Irak" diyen Özhan, "2010 seçimleri sonrası sadece Maliki yönetimi, sadece Türkiye ile değil, Irak içindeki ve dışındaki birçok aktörle sorunlar yaşıyor" ifadesini kullandı.
Özhan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Bu tabloyu düzeltmek lazım. Türkiye, Irak yönetimi ile sorun yaşayan aktör değil. Irak yönetimi ülke içindeki ve dışındaki birçok aktörle, unsurla ciddi sorun yaşamaya başlamıştı hatta bu öyle hal aldı ki, Irak Başbakanı Maliki'nin ülkesinde konuşabileceği kendisi dışında siyasi aktör kalmadı. Maliki bazı siyasi aktörleri göz hapsinde tutup bazılarını hapse attı, bazıları da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Buna Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nden Irak'taki Şii partilere kadar birçok kesimi dahil edebilirsiniz."
Maliki yönetiminin, ABD'nin ülkeyi işgali döneminde olmadığı kadar kanlı sürece soktuğunu öne süren Özhan, "Bunların çok daha kötüsü, 2010 seçimleri sonrasında hükümet kurma çabaları sürecinde yaşandı" şeklinde konuştu.
İki ülkenin yakınlaşmasının bölgeye katkısını konuşmak için henüz erken olduğunu söyleyen Özhan, "Gelecek yılın başında Irak'ta yapılacak seçimlerin ardından gerçekçi yorumlar yapmak lazım. Bu yakınlaşma, bölgeye olumlu atmosfer olarak yansıyacak. Politika değişimini seçimlerden sonra görebiliriz" dedi.
"Kısa sürede sonuç alınmaz"
Türkiye ile Irak arasında yaşanan son gelişmelerin, Kürt aktörlerin Türkiye'yi Irak'la yeniden ilişki kurmaya teşvik çalışmalarının neticesi olduğunu belirten Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Gözen de "Bunun kısa vadede sonuç getireceğini sanmıyorum. Türkiye ile Irak ve İran arasında Suriye meselesi nedeniyle gerginlik devam ettiği sürece, ilişkilerin altın çağına dönmesi düşünülemez" diye konuştu.
İki ülke arasında Arap Baharı dönemi öncesinde çok önemli açılımlar yapıldığına işaret eden Gözen sözlerini şöyle tamamladı:
"İmzalanan onlarca anlaşmanın yanı sıra iki ülke arasında 'ortak bakanlar kurulu' düzenleyecek seviyede yakın ilişkiler vardı. Bu iyi ilişkiler, Arap Baharı ve Suriye meselesi sonrasında darbe aldı. İlişkilerin kötüleşmesinde her iki ülkenin de hatası var. Eski dostane ilişkilerin yerine, rekabeti, çatışmayı ve mezhepçilik unsurunu ön plana alan meseleler ilişkileri daha da kötüleştirdi. " - İstanbul