"Türkiye Kriminoloji Altyapısıyla Dünyanın Sayılı Ülkeleri Arasında"
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrupa ve Asya Stratejik Araştırma Merkezi (ASAM) Terör Uzmanı Dr. Eray Güçlüer, 31 Aralık gecesi Reina'da gerçekleşen terör saldırısı ile ilgili ilginç tespitlerde bulundu.
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrupa ve Asya Stratejik Araştırma Merkezi (ASAM) Terör Uzmanı Dr. Eray Güçlüer, 31 Aralık gecesi Reina'da gerçekleşen terör saldırısı ile ilgili ilginç tespitlerde bulundu. Kullanılan argümanların önemli olduğunu belirten Güçlüer, ayrıca Türkiye'de teröristin kullandığı silah ve mühimmatların silinen seri numaralarını ortaya çıkarabilecek yeterli kriminoloji altyapısının olduğunu söyledi. Eylemin yapılış şekline dikkat çeken Güçlüer, şöyle konuştu:
"Teröristin kullandığı argümanlar çok önemli. Sadece silah kullanmıyor. Aynı zamanda Flash Bang denen ve kendisine olay esnasında yardımcı olacak mühimmatlar da kullanıyor. Şarjörünün üçüncü mermisine izli mermi koyması, seride bir dahaki atış için kendine zaman ve konum ayarlamasına yardımcı oluyor. Flash Bang aslında bir el bombasıdır. İçinde TNT yani patlayıcı madde yoktur. Ani ve güçlü bir ışık çıkaran yanıcı el bombası tarzı bir mühimmattır. Bu kullanıldığı zaman ortam kullanan kişi için aydınlatılırken, karşı taraf insanlarda geçici bir körlük yaratıyor. Dolayısıyla karşınızdaki insanlar sabit hedefe dönüşüyor ve vurmanız ya da etkisiz hale getirmeniz kolay oluyor."
LABORATUAR VE TEKNOLOJİ İLE DÜNYADA HATIRI SAYILIR ÜLKELER ARASINDAYIZ
Silah ve mühimmatların seri numaralarının silinmiş olmasına dikkat çeken Güçlüer, şöyle devam etti:
"Burada dikkat edilecek husus da bunların üzerindeki seri numaralar silinmiş durumda. Kullanılan silahın da yine öyle. Bu seri numaralar sadece sayılardan değil aynı zamanda harflerden de oluşur ve bu, o mühimmatın hangi sene hangi kafile olarak nerede üretilmiştir gibi detaylı bilgileri verir. Dolayısıyla bunların silinmesi, bunlar üzerinden o derin bağlantılara ulaşılmasını önlemek amacından kaynaklanmaktadır. Ama bunlar her ne kadar silinse de orada mutlaka bir iz bırakıyor ve bu izleri bulacak Türkiye'nin elinde de gerekli teknoloji ve kriminal alt yapısı mevcuttur. Türkiye kriminoloji alt yapısı ve bunu destekleyecek laboratuar ve teknolojisi ile dünyada gerçekten hatırı sayılır ülkeler arasında yer alıyor. Bu, terör örgütlerinin arzuladığı psikolojik etkiyi güçlendirecek mekanizmayı da önlüyor. "
ETKİ ODAKLI TERÖR SALDIRILARI
Bu tür saldırıların etki odaklı terör saldırıları olduğunu söyleyen Güçlüer, şunları söyledi:
"Türkiye'de bir süredir canlı bomba eylemleri oluyordu. Ancak kullanılan yöntem ve seçilen hedef silah ve cephane olarak düşünüldüğünde farklılıklar olmakla birlikte bu da yine etki odaklı terör dediğimiz terörün bir uzantısı, bunu bu şekilde görmek lazım. Bir kişi bir yere silahlı saldırı yapıyor ve pek çok can kaybı meydana geliyor dolayısıyla terörist az ama meydana getirdiği etki yüksek. Buna etki odaklı terör eylemi diyoruz. Yalnız etki odaklı terör hareketlerinin bir takım farklı özellikleri vardır. Birincisi mutlaka güçlü bir istihbarat desteği vardır. İkincisi de terörist çok profesyonel. Diğer olaylardaki canlı bombalara baktığımız zaman genellikle ezik karakterli, bedensel veya mental bir zaafı olan kişiler oluyor. Bu kişilerin bu tür özellikleri istismar edilerek iyice zaafa dönüştürülüyor ve kişi kendisini öldürerek kahraman olacağı inancına kapılıp bu eylemi gerçekleştiriyor. Buradaki ise profesyonel bir suikastçı. Bu saldırıyı yapan kişi ise elbette ölümü göze almıştır ancak onun planında ölmek yoktu. Türkiye'deki yerel terörist aktörler PKK, DHKP-C gibi örgütlerin etkisi minimize oldukça, dışarıdan destekli bu tür etki odaklı terör eylemleri arasında negatif bir korelasyon vardır. Özellikle istihbarat ve teknoloji bağlamında desteği olan terör aktörlerinde bir güçlenme, artış olduğunu görürüz ki Beşiktaş saldırısında da terörist PYD kamplarından gelmiş, silah ve patlayıcı - teyide muhtaç olmakla birlikte ? bir Avrupa ülkesinde yapılıyor. Bunlar mevcut terör örgütlerinin kapasitesini aşan unsurlardır. Bunları arazide, dağda yapamazsınız. Bu kadar istihbaratı İŞİD bile olsa elde edemez. Bu sadece bir teröristtir diyemiyorum. Bu teröristin üstünde profesyonelliğe sahip daha özel bir kişi olarak görünüyor. Yüz hatları, hareketleri, özellikle ilk giriş anındaki ayak hareketlerini izlediğimiz zaman bunlar kolay yapılacak şeyler değil. Buradan bu kişilerin çatışma ortamında yetiştirilmiş özel kişiler olduğunu anlayabiliriz. "
YENİ BİR EYLEM YAPABİLİR Mİ?
Toplumda saldırganın yeni bir eylem yapabileceğine dair endişelerin yükseldiğini ancak bu kadar deşifre olduktan sonra saldırganın tek derdinin canını kurtarmak olduğunu belirten Güçlüer, sözlerini şöyle noktaladı:
"Artık bu kadar deşifre olduktan sonra şu an bu kişinin tek terdi kaçıp kurtulmak. Direkt çatışma durumu olsaydı ölümcül bir temasa girebilirdi. Ayrıca bu eylemler tek başına bir teröristin yapabileceği eylemler değil. Bu eylemler ekip ve arkadaki derin yapı ile birlikte olur. Örneğin bu kişinin 5 ila 8 araba değiştirdiği yönünde de rivayetler var. Aslında o araba değiştirme noktaları birer temas noktaları. Temas edeceği kişiyi birinci noktada bulamıyor, ikinci temas noktasına yöneliyor, bulana kadar devam ediyor. Zaten araçlardan inerken hareketlerine baktığımız zaman bir şeyler aradığı çok net belli oluyor. Bulunduktan sonra da o kişi alınıyor, bir yerlere götürülüp saklanılmaya çalışılıyor. Yani arkasında bir derin yapının olduğu son derece önemli. "