Türkiye Özel Okullar Birliği 13. Geleneksel Eğitim Sempozyumu
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dökmen: "Dershaneler, dünya eğitim sistemine Türkiye'nin bir hediyesi. 1,5 milyon genci okula, koleje gönderiyorsunuz, aynı genci olduğu gibi bir de dershaneye gönderiyorsunuz. Olacak iş değil" "Anadolu kahvesinde insanlar 20 yaşındaki.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Üstün Dökmen, "Dershaneler, dünya eğitim sistemine Türkiye'nin bir hediyesi. 1,5 milyon genci okula, koleje gönderiyorsunuz, aynı genci olduğu gibi bir de dershaneye gönderiyorsunuz. Olacak iş değil" dedi.
Antalya'da düzenlenen Türkiye Özel Okullar Birliği 13. Geleneksel Eğitim Sempozyumu'na katılan Dökmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk eğitim sisteminin 1950'li yıllardan bu yana "karışık bir kafayla" yönetildiğini savundu. 1970'li yıllardan bu yana var olan dershanelerin hiç gerek yokken ortaya çıktığını ifade eden Dökmen, dünyada var olmayan bir kavramın Türkiye'de ciddi bir potansiyele sahip olduğunu kaydetti.
Dünyanın aklına gelmeyen bir uygulamanın Türkiye tarafından geliştirildiğine işaret eden Dökmen, "Dershaneler, dünya eğitim sistemine Türkiye'nin bir hediyesi. 1,5 milyon genci okula, koleje gönderiyorsunuz, aynı genci olduğu gibi bir de dershaneye gönderiyorsunuz. Olacak iş değil. Bir de bu çocuklara özel ders veriyorsunuz" diye konuştu.
Dershanelerin özel okula dönüştürülmesinin de yanlış olacağını savunan Dökmen, bazı dershanelerin apartman katlarında hizmet verdiğini, okulların ise belirli kriterleri olması gerektiğini vurguladı. Dökmen, "Yanlışı yanlışla düzeltmek büyük bir felaket olur. İsteyen evinin bir katında okul açabilir. 70'lerden bu yana eğitim sistemimizde ciddi bir sıkıntı var" ifadelerini kullandı.
"Bilim insanlarına danışılmıyor" sitemi
Prof. Dr. Dökmen, eğitimle ilgili alınacak kararlarda bilim insanlarına danışılmadığını öne sürdü. İnsanların nasıl, ne için eğitilmesi gerektiği konusunda toplumda net bir fikrin olmadığını savunan Dökmen, şunları söyledi:
"Eğitim alanında bir karar alınıyor ama bilim insanlarına danışılmıyor. 5,5 yaşında eğitime başlanıldı, evet güzel. Peki bir sene sonra kaldırıldı, niye? Kimse bize danışmadı. Bilirkişi olarak bizim çağrılmamız gerekirdi. Son 10 yılda Türkiye, eğitim bakımından bir şans yakalayacaktı. Çünkü 10 yıldır aynı parti iktidarda. Keşke tek bir milli eğitim bakanı olsaydı, hiç olmasa tecrübe kazanırdı o bakan, kendini geliştirirdi. 4-5 bakan değişti, her bakan kendi fikirleriyle, ekibiyle iyi niyetiyle geldi. Anadolu kahvesinde insanlar 20 yaşındaki öğretmeni ciddiye alır dinler, ülke çapında bu ülkenin bilim insanlarını dinleyen yok." - Antalya