Haberler

Türkiye, Ümmetin Ümididir"

Abone Ol

Uluslararası Rabia Platformu Genel Koordiantörü İşbilir: "Irak'ta aşiretlerin, 9 yıldır zulüm altındaki halkın kalkışması var. Burada uluslararası medya ve Maliki rejimi, IŞİD'in öne çıkmasına müsaade ederek, Irak'ta meydana gelen bu seferberliği ve halk ayaklanmasını bastırmak istiyor" "Rabia Meydanı'ndaki.

ENES DURAN - EMRE AYVAZ - Uluslararası Rabia Platformu Genel Koordinatörü Cihangir İşbilir, Irak'ta aşiretlerin ve 9 yıldır zulüm altındaki halkların ayaklandıklarını belirterek, "Burada uluslararası medya ve Maliki rejimi, IŞİD'in öne çıkmasına müsade ederek, Irak'ta meydana gelen bu seferberliği ve halk ayaklanmasını bastırmak istiyor" dedi.

İşbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Irak'ta 2003'ten beri haksız ve hukuksuz işgalin devam ettiğini kaydederek, milyonlarca Iraklının mağdur olduğunu söyledi.

Irak'taki Maliki rejiminin mezhepçi politikalar yürüttüğüne dikkati çeken İşbilir, bugünkü istikrarsızlığın asıl sebebinin 2003'ten beri devam eden açık ve örtülü işgalle rejimin tutumundan kaynaklandığını vurguladı.

İşbilir, gelinen noktada Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün katliamları ve infazlarının öne çıkarıldığını ancak bunun yanında Irak'ta direnç patlaması yaşandığına işaret ederek, "Irak'ta aşiretlerin, 9 yıldır zulüm altındaki halkın kalkışması var. Burada uluslararası medya ve Maliki rejimi, IŞİD'in öne çıkmasına müsaade ederek, Irak'ta meydana gelen bu seferberliği ve halk ayaklanmasını bastırmak istiyor. Görünen, gerçeği yansıtmıyor" diye konuştu.

- Cumhurbaşkanlığı seçimi

İslam dünyasının doğru düşünce perspektifi geliştirmesi gerektiğini aktaran İşbilir, Mısır, Suriye, Irak, Türkiye ve Kıbrıs'taki olayların birbirinden bağımsız gerçekleşmediğini anlamak gerektiğini dile getirdi.

İşbilir, Türkiye'deki Gezi olayları, 17 Aralık hadisesinin, Mısır'da meydana gelen karşı darbeyle Suriye ve Irak'taki olayların bölgeyi kaosa sürüklemeye ve halkın iradesini elinden almaya yönelik girişimler olduğuna işaret ederek, aslında bu bölgelere yönelik saldırıların merkezinde Türkiye'nin bulunduğunu savundu.

"10 Ağustos'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri cumhurbaşkanlığından çok, ümmetin ümidi haline gelmiş Türkiye'nin seçimidir" diyen işbilir, "İslam dünyası için kritik bir seçimdir. Eğer Türkiye Mısır'da Mısırlıların, Suriye'de Suriyelilerin, Irak'ta Iraklıların yanında olmazsa bu bölgenin istikbali pek parlak gözükmüyor. Türkiye, ümmetin ümididir" şeklinde konuştu.

İslam İşbirliği Teşkilatı eski Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'nun başvurusu bulunmamasına karşın cumhurbaşkanı adayı olarak ortaya sürülmesinin Türkiye için çok anlam ifade etmediğini öne süren İşbilir, şöyle konuştu:

"Türk halkının ne düşündüğüne bakılması gerekir. İslam dünyasının her yerini gezmiş biri olarak söylüyorum, Türkiye'den ciddi anlamda beklenti vardır. Ben Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerin kendisinin veya göstereceği herhangi bir adayın Türkiye için önemli olacağını düşünüyorum.

İslam İşbirliği Teşkilatı, teorik açıdan çok önemli ve güçlü bir yapılanmadır ancak Ekmeleddin İhsanoğlunun genel sekreterlik görevi cumhurbaşkanlığı için referans olabilecek bir görev değil."

Mısır'daki darbe

İşbilir, 3 Temmuz'da bir yaşına girecek Mısır'daki darbenin gerek İslam, gerekse Batılı ülkelerin pozisyonlarını net ortaya koyduğunu kaydetti.

Darbe rejiminin devletin bütün imkanlarını kullanarak, sokaklara hakim olmaya, ekonomiyi ele geçirmeye çalıştığını vurgulayan İşbilir, Amerika'nın ve Körfez'deki bazı ülkelerin desteğiyle ayakta kalmaya çalışan darbe yönetiminin, mahkemeleri de kullanarak kitlesel idam ve müebbet hapis cezaları vererek, korku politikası yarattığını kaydetti.

İşbilir, idam kararı verilen kişiler arasında gayrimüslimlerin de bulunduğuna işaret ederek, "Bu insanların içinde 2 Kıpti ve bir de görme engelli var. Dün El-Cezire muhabirlerinin de içinde olduğu 18 gazeteciye çeşitli cezalar verildi. Bunlar içinde 2 Avustralyalı Hristiyan var. Dolayısıyla darbe rejimi, akıl tutulması yaşıyor. Darbe yönetiminin mahkemeler eliyle verdirmiş olduğu bu kararlardan bütün destekçi ülkeler sorumludur. Mısır'daki darbe, sadece Mısırlılara, sadece İhvan'a değil, tüm Arap ve İslam dünyasına karşı yapılmıştır. Bu darbeden darbeciler kadar bunlara destek veren tüm ülkeler sorumludur" diye konuştu.

İdam karalarının ardından bazı ülkelerin kınayıcı yorumlarına şahit olunduğunu aktaran İşbilir, bu söylemlerin göz boyayan, gerçekçiliği bulunmayan ve bir nevi günah çıkarmaya yönelik olduğunu söyledi.

"Darbe rejimleri korku politikası yürütür" diyen İşbilir, sözlerini şöyle tamamladı:

"Uluslararası kamuoyunun sessizliğinden beslenirler. Rabia Meydanı'ndaki direnişi, Anadolu Ajansı yayımlamamış olsaydı, dünya Mısır'da yaşananları bilmeyecekti. Tahrir'de Sisi taraftarları var, Rabia'da kimse yok zannedeceklerdi. Bu yüzden basına büyük baskı yapıyor darbe rejimi. Darbe yönetiminin yanındaki ülkelerin idam kararları üzerinden verdikleri destekleri tekrar gözden geçirmeleri gerekiyor. Rabia Platformu olarak, darbenin yıl dönümünde, küresel anlamda sivil toplum kuruluşlarını darbe aleyhinde gösteri, karar alma mekanizmalarına baskı yapmaya davet ediyoruz.

Türkiye ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır konusunda ciddi anlamda doğru tavır sergiledi. Cumhurbaşkanımızın Sisi'yi kutlayan mesaj göndermesi, hem Türkiye'deki kamuoyunda hem de İslam dünyasında ciddi rahatsızlığa sebep olmuştur." - Sakarya

Kaynak: AA / Güncel

Uluslararası Rabia Platformu Türkiye Işid Irak Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title