Türkiye ve Türkler Bir Dostu Daha Kaybetti
Hans-Dietrich Genscher. Klaus Kinkel. Guido Westerwelle. Almanya'nın eski Dışişleri Bakanları. Genscher, 1974-1992 yılları arasında tam 18 yıl Federal Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.
Hans-Dietrich Genscher. Klaus Kinkel. Guido Westerwelle. Almanya'nın eski Dışişleri Bakanları. Genscher, 1974-1992 yılları arasında tam 18 yıl Federal Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı. Klaus Kinkel, 1992-1998, Guido Westerwelle de 2009-2013 yılları arasında aynı görevde bulundu. Genscher 1974-1985, Kinkel 1993-1995, Westerwelle de 2001-2011 yılları arasında 'Liberaller' olarak bilinen Hür Demokrat Parti'nin (FDP) Genel Başkanlığını yaptılar. Üçü de Türkiye'nin yanındaydı.
Üçü de Türk, Türkiye ve Avrupalı Türklerin dostuydu. Üçü de aramızdan ayrıldı. İçlerinde en genci olan Guido Westerwelle, 18 Mart 2016'da henüz 55 yaşındayken yaşamını yitirdi. Hans-Dietrich Genscher de 31 Mart 2016'da 89 yaşındayken öldü. İşte bu hafta başında (4 Mart 2019) da Klaus Kinkel'i kaybettik. 82 yaşındaydı.
*
Hepsiyle de hem Bonn'da hem de Berlin'de söyleşiler yaptım. 1997 yılında Lüksemburg Zirvesi'nde, dönemin Almanya Başbakanı Helmut Kohl'ün, "Türklerle aynı masada oturmam" demesi ve bunun üzerine de Türkiye'nin o zamanki Başbakanı Mesut Yılmaz'ın, Kohl'ü Hitler'in 'Lebensraum' (yaşam alanı) politikasını sürdürmekle suçlaması yüzünden iki ülke arasındaki ilişkilerde ciddi bir gerginlik yaşandı. Klaus Kinkel, o zaman Almanya'nın Dışişleri Bakanı'ydı. İşte o günlerde kendisine bu gerginliğin, sıkıntılı dönemin nasıl atlatılacağını sormuştum. Kendisiyle barışık, sakin bir yapıya sahip bir politikacı olan Kinkel, "Gerilim giderilmeli ve ortalık sakinleşmeli. Biz, Türkiye'yi Avrupa'da görmek istiyoruz. Türkiye öncelikle tam üyeliği engelleyen sorunları çözmeli. Başbakan Yılmaz'ın hayal kırıklığı faturasını bize çıkarmasını tamamen haksızlık olarak görüyorum" demişti.
Klaus Kinkel, hep Türkiye'nin yanında yer aldı. Münih Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmasında, "Türkiye bizim için vazgeçilmez bir önem arzetmektedir. Türkiye, Avrupa'nın bir parçasıdır. Böyle büyük bir öneme sahip Türkiye'nin hangi yönü izleyeceğine kayıtsız kalamayız. Bu büyük ülke, umarım İslamcı bir yön izlemez" demişti.
Bonn'da himayesinde düzenlenen bir etkinlikte de, "Bence Türkiye AB'de yerini almalı. Ama bir de 'Türk halkı bunu istiyor mu?' diye sormak lazım. Müzakereler 2005'ten beri devam etmekte. Bu çok uzun bir süre. Umarım Türk halkı hala AB'nin parçası olmak istiyordur" demişti. Yani bir yerde AB'nin Türkiye'ye haksızlık ettiğini söylemişti.
Yaptığımız başka bir söyleşide Klaus Kinkel'e, Türklerin ve Türkiye kökenli insanların Almanya için ne ifade ettiğini, örneğin yerel seçim hakkı başta olmak üzere, başka alanlarda yaşanan dışlamaların ne zaman giderileceğini de sormuştum. Yanıtı çok samimiydi:
"Çoğu Anadolu'nun çeşitli kesimlerinden gelmiş bu insanlar, Almanya'nın kalkınmasına ve bugünkü refah düzeyine ulaşmasına çok önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ne yazık ki, bunu görmeyen, bunu anlamak istemeyen bazı çevreler vardır bizim ülkemizde. Biz, Türkiye kökenli insanların bu toplumun her alanında eşit haklara sahip bireyler olmasını istiyoruz. FDP olarak bunun için yoğun çaba gösteriyoruz. Tabii bazı alanlarda hedeflerimize ulaşmak mümkün olmuyor. Evet, yalnız AB ülkelerinden değil, bazı başka ülkelerden gelenlere yerel seçim hakkı verilirken, Türklere bu hakkın verilmemesi adil değildir. Bu bir adaletsizliktir. Bu adaletsizlik giderilmelidir."
*
Evet, 1991-1993 yılları arasında Federal Adalet Bakanlığı da yapan Klaus Kinkel, bunları yıllar önce söylemişti.
Hem de çok açık bir biçimde. Aradan yıllar geçtiği halde bu 'adaletsizlik' hala giderilemedi. Daha doğrusu giderilmedi. Giderilmek istenmedi.
Hala istenmiyor da. Evet, Türkiye, Türkiye Türkleri ve Avrupalı Türkler bir dostu daha kaybetti.
Hem de daimi bir dostu.