Türkmen Şehitleri Gazi Üniversitesinde anıldı
Türkmen Şehitleri Gazi Üniversitesinde anıldı Gazi Üniversitesi Rektörü Yıldız: "Türkmen davası için canlarını feda eden Türkmen Kerkük Milletvekili Erşat Salihi: " Bu dava sadece Kerkük'teki Türklerin davası değildir.
Türkmen Şehitleri Gazi Üniversitesinde anıldı
Gazi Üniversitesi Rektörü Yıldız: "Türkmen davası için canlarını feda eden Türkmen
Kerkük Milletvekili Erşat Salihi: " Bu dava sadece Kerkük'teki Türklerin davası değildir. Bu dava bütün Türk dünyasının davasıdır"
ANKARA - Türkmen Şehitleri, Gazi Üniversitesi tarafından düzenlenen panelde anıldı. Panelde konuşan Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, "41 yıl önce Türkmen kimliği ve davası için hayatları pahasına mücadele eden, bu uğurda ailelerini, çocuklarını, sevdiklerini geride bırakarak canlarını feda eden Türkmen şehitlerini rahmetle anıyorum" dedi.
16 Ocak Türkmen şehitleri gününe Gazi Üniversitesi ev sahipliği yaptı. Üniversitenin rektörlük binasında düzenlenen "Irak Türkmenlerinin Bugünü ve Geleceği" adlı panel Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip ve Irak Türkmen Cephesi eski Türkiye Temsilcisi Mehmet Tütüncü'nün katılımıyla gerçekleşti. Panelde Türkmenlere yapılan soykırım ile ilgili belgesel film izlendi.
Panel açılışında konuşan Prof. Dr. Musa Yıldız, " Yüzyıllardır Türkmen yurdu olan, Osmanlı döneminden itibaren Türkmen kardeşlerimizin yegane vatanı Irak Türkmeneli bölgesi, 19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başında emperyalist güçlerin, yer altı zenginliklerini tespit ettikten sonra göz diktikleri, çeşitli bahanelerle karıştırdıkları, işgal ettikleri bir coğrafya olmuştur. I. Dünya savaşından sonra İngilizlerin başını çektiği güçlerle birlikte, Lozan'da Misak-ı Milli sınırları dışında bırakılarak, adeta öz yurdunda garip ve öz vatanında parya durumuna düşürülen Türkmen kardeşlerimiz, Irak'taki siyasi gelişmelerle kimi zaman acımasız idamlara, infazlara, kimyasal bombalı saldırılara, kimi zaman da devlet terörüne maruz kalmışlardır. Takvimler 16 Ocak 1980'i gösterdiğinde, bundan tam 41 yıl önce, atalarından aldıkları eğitim, terbiye ve milli mefkure anlayışıyla yetişen Doç. Dr. Nejdet Koçak, Albay Abdullah Abdurrahman, Adil Şerif ve Dr. Rıza Demirci başta olmak üzere, vatansever yiğit Türkmen evlatları, Irak'ta Baas rejimi adı altında inşa edilen diktatörlük rejiminin başındaki Saddam Hüseyin'in acımasız, vahşi, insanlık dışı kararlarıyla idam edildiler. Amaçları, Türkmeneli bölgesindeki Türkmenlere uygulanan insanlık dışı muamelelere karşı düşüncelerini ifade etmek, onların tarihsel süreç içinde öz vatanlarında yaşama hakkını gasp etmeye yönelik tutumlara tepki göstermek olan bu yiğit Türkmen evlatlarını, kardeşlerimizi, bugün burada, vefatlarının 41. yılında rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz" şeklinde konuştu.
"Türk kimliğinin olduğu her coğrafyaya duyarlılık göstermek bizim için önemlidir "
Prof. Dr. Yıldız, "96 yıllık köklü geçmişi ile, ülkemizin öncü Üniversiteleri arasındaki yerini alan Gazi Üniversitesi olarak en büyük hedefimiz, Cumhuriyet'in kuruluş değerlerine bağlı, vatanına, devletine, milletine, bayrağına, milli ve manevi değerlerine bağlı, öğrenmeyi, öğretmeyi ve bireyin gelişimini temel alarak kendisini yenileyen, geliştiren, eleştirel düşünebilen, yeniliklere açık, topluma rehberlik edebilen, kendisi ile barışık, alanında uzman olabilecek bireyler, akademisyenler ve uzmanlar yetiştirmektir. Aynı zamanda, yurt içi ve yurt dışındaki gelişmelere de duyarlık bilinciyle yaklaşarak, Türk dünyasında, Türkistan'da, Türkmeneli'nde, Balkanlarda, kısacası Türk kimliğinin olduğu her coğrafyaya duyarlık göstermek de bizim için önemlidir. Amacımız, imkanlarımız ölçüsünde, Türk dünyasındaki kardeşlerimize elimizden geldiğince destek olmaya çalışmaktır. Bu hususu göreve geldiğimiz günden itibaren hep ön planda tuttuk. Bu doğrultuda 2021 yılında "Köklerimizin İzinde" konferansları başta olmak üzere pek çok konferans, panel, söyleşi düzenledik. Bugün düzenleyeceğimiz "Irak Türkmenlerinin Bugünü ve Geleceği" paneli de bu anlamda bizim için büyük önem taşımaktadır. Sözlerimi burada tamamlarken, 41 yıl önce Türkmen kimliği ve davası için hayatları pahasına mücadele eden, bu uğurda ailelerini, çocuklarını, sevdiklerini geride bırakarak canlarını feda eden Türkmen şehitlerini rahmetle anıyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun" ifadelerini kaydetti.
"Birçok kahramanımızın bir mezarı bile olmadı"
Kerkük Milletvekili Erşat Salihi ise, şuan anmakta olduğumuz kahramanlar sayesinde bayrağımızı özgürce dalgalandırıyoruz diyerek, " Irak Türkleri tarih boyunca katliamlara asimilasyon politikalarına maruz kalmıştır. Dilimizin konuşulması bile yasaklanmıştır. Bayrağımızı elimizde taşımamıza izin verilmemiş, kültürümüzü yaşatmamıza bile tahammül edilmemiştir. Fakat bizler her şeye rağmen Türklük bilinci ile kendi varlığımızı koruyup mücadelemizi canımız pahasına sürdürmüştük ve hiçbir zaman kutlu dava yolundan geri adım atmamışızdır. Birçok kahramanımızın bir mezarı bile olmamıştır. Şuanda anmakta olduğumuz o kahramanlar sayesinde dilimizi konuşuyor bayrağımızı Türkmen elinin her köşesinde özgürce dalgalandırıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Baas rejiminin yaptığı katliamlar tek bir kelime için oldu"
Türklük davasının faturasını ödemiş olduğumuz için hiç bir zaman pişman olmadık diyen Erşat Salihi, " Acımız büyük, faturamız daha da büyük. Belgeselimizde görünen görüntüler, Baas rejiminin yaptığı zulümler sadece tek bir kelime için olmuştur. O da Türk'üz kelimesinden dolayı. Türk dilimizi, Türk coğrafyamızı Türk varlığımızı korumaktan dolayı. Kimdir bizi öldüren, kimdir coğrafyamız üzerinde oyunlar oynayan, bu katliamlar olurken imdadımıza kimler yetişti, kim durdu yanımızda, kim bize sahip çıkan? Maalesef bütün katliamlarımız yaşanırken biz kendi kaderimize bırakıldık. Kimse yanımızda durmadı. Türk dünyasının büyüklerinin canları, gönülleri, şuurları bizimle oldu. Ama kaderimize terk edildik. 1924' de katliam yaşanırken biz Türkçülük faturasını vermiştik. 1959' da katliam olurken Türkiye'de bile gazeteler yasaklanmıştı. Bizim başımıza gelenleri yazdırmadılar. 1980 senesinde idamlarımız olurken hapislere girdiğimiz zaman Saddam Türkiye'den gelen heyetlere demişti ki,' Biz bunları milli bir sebepten dolayı hapis ve idam etmedik. Bu çocuklar camii' den çıkanların yüzüne kezzap suyu dökmüşler o yüzden biz bunları hapsettik'. Bu bizim başımıza gelenlerdir. Ben buradan değerli büyüklerimize söylüyorum. Bu dava kutsaldır. Bu davayı lütfen koruyalım. Bu dava sadece Kerkük'teki Türklerin davası değildir. Bu dava bütün Türk dünyasının davasıdır" diye konuştu.
BŞR-