TGC Uğur Mumcu'yu Ölümünün 21. Yılında Andı
Gazeteci yazar Uğur Mumcu, ölümünün 21. yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen Meslekte İz Bırakanlar toplantısında anıldı.
Gazeteci yazar Uğur Mumcu, ölümünün 21. yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından düzenlenen "Meslekte İz Bırakanlar" toplantısında anıldı.
TGC Başkanı Turgay Olcayto, Burhan Felek Konferans Salonu'ndaki toplantının açılışında yaptığı konuşmada, bu tür anma programlarına ilginin az olmasından yakındı.
Mumcu'nun bir suikasta kurban gidişinin üzerinden 21 yıl geçtiğini hatırlatan Olcayto, "Gazeteci cinayetlerinin arkasındaki azmettiriciler ortaya çıkarılamadı" dedi.
Olcayto, Mumcu'nun, "Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz" sözünü aktararak, şimdi herkesin fikir sahibi olduğunu ancak bilgi sahibine az rastlanıldığını ifade etti.
Toplantının moderatörlüğünü yapan Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç, Mumcu ile Cumhuriyet gazetesinde birlikte çalıştıklarını belirterek, meslektaşının, araştırmacı, soruşturmacı iyi bir gazeteci olduğunu söyledi.
Erinç, Mumcu'ya düzenlenen suikasti televizyondan öğrendiğinde bir süre tepki veremediğini dile getirerek, olaya inanamadığını kaydetti.
"Mumcu, hayran olduğumuz gazetecilerin başında geliyordu"
TGC Genel Sekreter Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı, Mumcu'nun hayran oldukları, taklit etmeye çalıştıkları gazetecilerin başında geldiğini söyledi.
Mumcu'nun, bugünün röntgenini o günlerden çeken bir gazeteci olduğunu belirten Dalyancı, "Eğilip bükülmeyen insanlar bugün sektörümüzde çoğunlukta olsaydı, medya bu halde olmazdı sanıyorum" ifadesini kullandı.
"Mumcu, her türlü yasağa karşıydı"
Cumhuriyet gazetesi yazarı Nilgün Cerrahoğlu, Mumcu'yu Türkiye'nin yetiştirdiği değerlerden biri olarak tanımladı.
Düşünceyi kolaylaştıran, onun önünü açan ve canlılıkla zamana meydan okuyan Mumcu'nun bu özelliklerinden dolayı kalıcı olduğunu belirten Cerrahoğlu, "Mumcu, hayatta olsaydı kim bilir kaç eser daha verecekti?" dedi.
Mumcu'nun cesur ve korkusuz bir yazar olduğunu vurgulayan Cerrahoğlu, "Mumcu, otosansür bilmeyen, tanımayan bir yazardı. İz bırakmasının bir nedeni de dilinin kemiğinin olmamasıdır" ifadesini kullandı.
Cerrahoğlu, her türlü yasağa karşı olan Mumcu'nun demokrasiyi bir "özgürlük rejimi" olarak tanımladığını söyledi.
Mumcu'nun, her ne pahasına olursa olsun düşüncesinin peşinden gitmesinin onu sahici kıldığını, inandırıcılığını ve etkinliğini artırdığını anlatan Cerrahoğlu, "Bıraktığı boşluk, bu kadar büyük. Dolmadı, doldurulamadı" dedi.
"Halkın haber alma özgürlüğünü savunurdu"
Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen, Mumcu'nun yolsuzluk, haksızlık, hırsızlık ve baskılara karşı mücadele eden bir gazeteci olduğunu kaydetti.
Mumcu'nun çatık kaşlı görünmesine rağmen mizah duygusu yüksek, dost canlısı, iyi bir arkadaş olduğunu dile getiren Sirmen, meslektaşını özlemle andığını belirtti.
Sirmen, "Mumcu, basın özgürlüğünü gerçek anlamda halkın haber alma özgürlüğü olarak görürdü. Türkiye'nin gerçeklerine çok iyi parmak basan biriydi" diye konuştu.
Mumcu'nun araştırmacı gazeteciliğinde kişilik haklarına, masumiyet ilkesine ve savunma hakkına saygı duyan, bunlara riayet eden biri olduğunu vurgulayan Sirmen, onun engin bir çalışma temposuyla çalıştığını söyledi.
Sirmen, "Mumcu, gazeteci olarak tarafsız biri değildi. Demokrasiye, emeğe, bağımsızlığa ve özgürlüğe taraftı. Yalnızca kavramlara taraf idi. Hiçbir kişinin veya kuruluşun, siyasi partinin tarafı da değildi" değerlendirmesinde bulundu.
Radikal gazetesi yazarı Altan Öymen, bir dönem birlikte çalıştığı Mumcu'nun çalışkan bir gazeteci olduğunu belirtti.
Mumcu'nun, yolsuzlukları araştıran ve kamuoyuyla paylaşan bir ajans kurulması projesini düşündüğünü aktaran Öymen, Mumcu'nun sağlığında bazı yolsuzluk dosyalarını takip ettiğini hatırlattı. - İstanbul