Uludağ Ekonomi Zirvesi İkinci Gün (3)
'bankacılık VE REEL SEKTÖR' Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci gününde 'Bankacılık ve Reel Sektör' oturum yapıldı.
'bankacılık VE REEL SEKTÖR'
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci gününde 'Bankacılık ve Reel Sektör' oturum yapıldı. Oturuma, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu ve Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek konuşmacı olarak katıldı.
Moderatör olmadan gerçekleşen oturumda söz alan Abdülkadir Konukoğlu, ekonomik kriz dönemindeki bankacılık sektörünü anlattı. Gaziantep'te konuyla ilgili yaptığı çalışmalarla ilgili de örnekler veren Konukoğlu, "2000 yıllarında Türkiye büyük bir krize girdi. Anadolu sanayisi felaket durumdaydı. En çok darbeyi yiyen tekstil oldu. 1999-2000 yıllarındaki o dönemde Gaziantep'te tüm bankaların müdürlerini topladım, 'Hiçbirinizin borcu kalmayacak' dedim. Sonra da sanayicileri oda üyelerini topladık. Gaziantep'te biz bunu başlattık. O tarihten bu tarihe bankacılar bir devrim yaptı. Orta ölçekli bankalar işi tavuğu kesmeden yumurtasını alarak yapmaya başladı. Sonra ne oldu? Türkiye kazandı, krizden çıktı. Bankaların hem kredi verişleri, hem de herhangi bir takım sıkıntılara karşı yaklaşımları daha rahat hale geldi. Bankalar şimdi hem devleti destekliyorlar, hem özel sektörü destekliyorlar" dedi.
MÜŞTERİ TAKİBİ İÇİN KUMARHANEYE GİTMİŞ
Konukoğlu, kendi iş yaşamıyla ilgili ilginç bir örnek de verdi. Müşterilerini takip etmek amacıyla kumarhaneye gittiğini söyleyen Konukoğlu, espriyle anlattığı durumu şöyle açıkladı:
"Bankalar bundan 10 yıl önce öyle bir masraf çıkartıyorlardı ki kredi almaya çekinirdik. Müşteriyle birebir konuşmak da burada önemli. Müşteriyi biraz takip etmek lazım. Türkiye'de eski dönemde kumarhaneler vardı. Ben İstanbul'a gittiğimde kumarhaneleri gezerdim. En fazla da 100 dolar oynardım. Ana gayem müşterilerimden kim kumar oynuyor, kim çok oynuyor bunu görmekti. Ben ona göre kredi veriyordum veya vermiyordum. Adam kredi alacak, kumarda batıracak. Müşteriyi takip etmek önemli."
"BİZİM KUSURLARIMIZ DA VARDIR"
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ise eski dönemde olmayan fizibiliteleri var kıldıklarını söyledi. Bali, "Bizim kusurlarımız da vardır. Paranın bolluğunda biz olmayan fizibiliteleri var kıldık. Çark dönüyordu çünkü. Bisikletle gittiğinizde iyi sürücü olmasanız da bir şekilde gidiyor. Ben Anadolu'ya sık ziyaretler ediyorum. Müşterilerimiz arasında 'eskiden bankaların kapılarında yatıyorduk doğru dürüst kredi alamıyorduk şimdi bankalar kapımızda yatıyor' diyenler var. Biz agresif rekabetle, yıkıcı rekabetle zaman içerisinde doğru olmayan şeyler yapabildik ama bunun sürdürülebilir olmadığını gördük. Hangi koşullarda olduğumuzun da iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Sermaye yönetimi çok önemli bir konudur" diye konuştu.
"HEPİMİZ AYNI RİSKLERİ YÖNETMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Genel ekonomi içerisinde bankaların bir yeri olduğunu söyleyen Bali, "Krizi özsermayemizle atlattık. Oturduk, onu muhataplarımıza yansıtmamaya çalıştık. Bugün geldiğimiz nokta bu bir karlılık tartışması değil. Biraz bizim kendi hatalarımız, diğer taraftan otoritelerin mevzuat ve aşırı düzenlemeleri de var. Sermaye yeterliliğinin aşağıya gitmesi herkesi etkiler. 2009'dan bu yana sistem zaten kar dağıtıyor. Geri kalanını kapatıyor. Şimdi bu faizleri niye çıkartıyorsunuz diyorsunuz. Bankacılar tedbirleri abarttılar diyorlar. Doğrudur. Hepsine bakarız. Hepimiz aslında aynı riskleri yönetmeye çalışıyoruz. Bir birimizden bir şey alıyor değiliz. Ekonomi büyütme üzerine oynanır. Kazananlar paylaşmak durumundadır. Ekonominin büyüdüğü yerde herkes kazanır. Bankaların ve reel sektörün birbirini iyi anlaması gerekiyor" dedi.
"HEPİMİZ AYNI GEMİNİN İÇERİSİNDEYİZ, BU GEMİYİ HEP BİRLİKTE GELİŞTİRECEĞİZ"
Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek ise yaptığı konuşmada bankaların müşterilerle olan ilişkilerine değindi. Bankaların kendilerinin iyi niyetini görebildiğini söyleyen Özdilek, "Banka sizden her türlü garantiyi istiyor. Biz 1984'te entegre tesisi kurarken kredi aldık ama o krediyi arkadaşımın karısının üzerinde olan evi ipotek gösterdik. Ayrıca girişimci kendi bildiği doğrular üzerinden gitmek zorunda. Önemli olan Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasıdır. Hepimiz aynı geminin içerisindeyiz. Bu gemiyi hepimiz geliştireceğiz. Hedefimiz Almanya'daki Japonya'daki gibi ihracat fazlası vermek. Hedef hep ülkenin gayrisafi milli hasılasının artması ve ülkenin muasır medeniyetler seviyesine çıkması" diye konuştu.