Uluslararası Genç İletişimciler Forumu - NTV Dış Haberler Müdürü Ahmet Yeşiltepe
İletişim Başkanlığı Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Durmuş Ersoy, geçen yıl Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) 6 milyon 100 bin başvuru yapıldığını söyledi.
İletişim Başkanlığı Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Durmuş Ersoy, geçen yıl Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) 6 milyon 100 bin başvuru yapıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisi'nde düzenlenen Stratcom Youth: Uluslararası Genç İletişimciler Forumu'nda, İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Daire Başkanı Gökhan Yücel'in moderatörlüğünde "Devlet Millet İletişimi" konulu panel gerçekleştirildi.
Panele, İletişim Başkanlığı Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Durmuş Ersoy, İletişim Başkanlığı Kamu Diplomasisi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Oğuz Güner, İletişim Başkanlığı Basın-Yayın Dairesi Başkanı Büşra Karaduman Aktuna ve İletişim Başkanlığı Ulusal Medya Koordinatörü Mücahid Eker konuşmacı olarak katıldı.
Durmuş Ersoy, yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezinin (CİMER) dünyada başka bir örneğinin olmadığını belirtti.
CİMER'in şikayet ve dileklerin iletildiği bir platform olduğunu belirten Ersoy, şöyle konuştu:
"Bu iş gerçekten çok değerli bir iş. Geçen yıl CİMER'e 6 milyon 100 bin başvuru oldu. CİMER dediğimiz yapı sadece İletişim Başkanlığından oluşmuyor. Tüm kamu kurumlarını içine alan bir sistem. Her kurumda muhakkak bir temsilcimiz var. Yapılan her başvuru ilgili kuruma gidiyor ve yanıt alınıyor. Her şehirden, toplumun her kesiminden başvuru alıyoruz. Trabzon'un sorunu ile Antalya'nın sorunu aynı olmuyor. Ortaklaşa sorunlar olabiliyor ama genelde sorunlar yerel bazda oluyor. O gelen başvurular sonucunda anlamlı verilere ulaşıyoruz. CİMER sadece şikayet mercii değil. Ülke ve dünya gündeminin yansımalarını en geç ertesi gün CİMER'de görüyoruz. Örneğin yerli silah ürettiğimizde isim önerileri alıyoruz."
Ersoy, devlete karşı büyük bir korkuyla büyüyen bir nesil olduklarını vurgulayarak, "Bugün ise 18 yaşın altındaki çocukların başvuruları ayrı olarak değerlendiriliyor. Çok rahat bir şekilde yapılan başvuru daire başkanı, kurum başkanı bazen de Cumhurbaşkanımıza ulaşabiliyor. Bu ciddi bir kırılma noktası. O ürkeklikten kurtulduk. Çok rahat bir şekilde devletle iletişime geçebiliyoruz." dedi.
"Uluslararası kamuoyuna kendinizi anlatmak çok zor"
İletişim Başkanlığı Kamu Diplomasisi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Oğuz Güner ise kamu diplomasisinde, uluslararası kamuoyuna bilgilendirme ve yönlendirme çalışması yaptıklarını söyledi.
Kamu diplomasisi yürütmenin kolay olmadığını belirten Güner, "Uluslararası kamuoyuna kendinizi anlatmak çok zor. Hakikat arayışımız ve doğruyu anlatma çabamız var. Uluslararası topluma derdimizi anlatıyoruz. Terörle mücadele ederken neden mücadele ettiğimizi anlatıyoruz. Üslup çok önemli. Viyana'da farklı, Washington'da farklı farklı üslupla anlatmanız lazım. Hedef kültürün çok iyi bilinmesi ve analiz edilmesi lazım." dedi.
Güner, kamu diplomasisinde ikili ilişkileri çok önemsediklerini belirterek, yurt dışındaki gazeteci, sanatçı ve siyasetçilerle ikili ilişkiler kurmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.
"Cumhurbaşkanımızın çok yoğun bir programı var"
İletişim Başkanlığı Ulusal Medya Koordinatörü Mücahid Eker de günümüzde zamanın çok hızlı aktığını belirterek, bu süreçte çok boyutlu bir iletişim akışı içinde olduklarını aktardı.
İletişim Başkanlığını devasa bir saate benzeten Eker, "Saatimizin markası Türkiye İletişim Modeli. Saatin tıkır tıkır ilerlemesinden sorumluyuz. Birinde sıkıntı olursa diğeri de tekliyor. Birbirimizle yoğun bir bilgi akışı içindeyiz." dedi.
Medya koordinatörlüğü altında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın programlarının medya organizasyonlarını yaptıklarını dile getiren Eker, "Cumhurbaşkanımızın çok yoğun bir programı var. Gece gündüz aşkla koşan, temposuna herkesin hayran olduğu bir lider. Bu programları koordine ediyoruz. Kamera kurulumundan ışık düzenine kadar her şeyiyle ilgileniyoruz." diye konuştu.
Eker, bakanların basın danışmaları ile sürekli iletişim halinde olduklarını, bu sayede iletişim kazalarının ve dezenformasyonun önüne geçtiklerini sözlerine ekledi.
İletişim Başkanlığı Basın-Yayın Dairesi Başkanı Büşra Karaduman Aktuna da kurumun Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünden İletişim Başkanlığına dönüşümü anlatarak yurt dışında Türkiye ile ilgili yazılmış haberleri derlediklerini ve Türkiye'deki 16 bin basın mensubunun işlemleri ile ilgilendiklerini kaydetti.
"Habercilik bir yaşam biçimidir"
Forumda "Televizyon Haberciliğinde Dönüşüm, Hibrit Faaliyet ve Etki Alanları" konulu sunum yapan NTV Dış Haberler Müdürü Ahmet Yeşiltepe, haberciliğin 7 gün 24 saat süren bir yaşam biçimi olduğunu söyledi.
Gazeteci için günlük hayatın içinde karşılaştığını her şeyin haber olduğunu dile getiren Yeşiltepe, "Kendinize ayırdığınız özel hayata da haber gözüyle bakabilirsiniz. Özel hayatınızdan feragat edebilirsiniz." dedi.
Yeşiltepe, 30 yıldır gazetecilik yaptığını belirterek, dünyaya bir daha gelebilse yine Türkiye'de gazeteci olmak istediğini söyledi.
Gazetecinin önce insan, sonra gazeteci olduğunu belirten Yeşiltepe, karşısındaki insanın duygularını kendi vicdanında hissedemeyen kişinin dünyanın en iyi iletişim fakültesinden mezun olsa dahi haberdeki duyguyu tam aktaramayacağını ifade etti.
Yeşiltepe, televizyon haberciliğinin en akılda kalıcı, en etkili habercilik olduğunu vurgulayarak, "Televizyon, haber metinlerinin izleyiciye aktarılması konusunda güvenli bir araç olmakla beraber, haberlerin aktarımında gerçekleşen bozulmalarda da izleyicinin en az sorguladığı kitle iletişim aracıdır. Bu bozulmalar da haber bültenlerine günümüzde dezenformasyon, manipülasyon, abartı ve sansasyon olarak yansımaktadır." dedi.