Haberler

Uluslararası Hava ve Uzay Gücü Konferansı

Abone Ol

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten, "Teknolojinin hızla gelişmesi, uzayın kullanımının yaygınlaşması, bilgi odaklı yeni bir çağın başlaması, küreselleşen ve entegrasyonu artan dünyamızda güvenlik algılamalarının değişmesi, hava ve"...

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten, "Teknolojinin hızla gelişmesi, uzayın kullanımının yaygınlaşması, bilgi odaklı yeni bir çağın başlaması, küreselleşen ve entegrasyonu artan dünyamızda güvenlik algılamalarının değişmesi, hava ve uzay gücünün kullanılması, geliştirilmesi ve geleceğinin şekillenmesi konularında bazı sorunları ve belirsizlikleri beraberinde getirmektedir" dedi.

Hava Harp Akademisi tarafından düzenlenen Uluslararası Hava ve Uzay Gücü Konferansı (ICAP) 2013, Harp Akademileri Komutanlığı'nda başladı. Konferansın açılışında konuşan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten, konferansa 6 kıtadan ve 50'den fazla ülkeden katılım olduğunu aktararak, konferanstan elde edilecek sonuçlara göre ICAP'in belirlenecek aralıklarla 2-3 yılda bir planlanmasının düşünüldüğünü anlattı.

HAVA VE UZAY GÜCÜ KÜLTÜRÜNÜN ÖNDE GELEN TEMSİLCİLERİYİZ

Hava ve uzay gücü kullanımı artan bir ivmeyle gelişirken, bazı sorunlarla karşılaşılmasının doğal olduğunu ifade eden Erten, "Teknolojinin hızla gelişmesi, uzayın kullanımının yaygınlaşması, bilgi odaklı yeni bir çağın başlaması, küreselleşen ve entegrasyonu artan dünyamızda güvenlik algılamalarının değişmesi, hava ve uzay gücünün kullanılması, geliştirilmesi ve geleceğinin şekillenmesi konularında bazı sorunları ve belirsizlikleri beraberinde getirmektedir" dedi.

Orgeneral Erten, günümüzde hava ve uzay gücünün, askeri alanda belirleyici ve sonuç alıcı güç konumuna geldiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:

"Geleceğe ilişkin bir değerlendirme yaptığımızda özellikle siber uzayın güvenliğinin sağlanması, kitle imha silahlarının yaygınlaşması ile terörist ve radikal gruplardan kaynaklanan tehditlerin ve yasa dışı suç örgütlerinin önlenmesi, doğal afetlerin verdiği zararların ortadan kaldırılması, denizde, karada ve havadaki enerji iletişim ve ulaşım yollarının güvenliğinin garanti altına alınması konularının gündemin ilk sıralarında yer aldığını görürüz. Hava ve uzay gücü, sahip olduğu etkin, sürekli keşif ve gözetleme mimarisi, uzay ve siber uzay da dahil bir çok boyutta harekat icra edebilme özelliği, küresel ve stratejik ulaştırma ve erişim gücü, harekatı coğrafyadan ve koşullardan bağımsız, kesintisiz olarak icra edebilme kapasitesi, teknolojik gelişmelerin takip ve entegrasyonu konusundaki eşsiz uyum yeteneğiyle günümüzde ve gelecekte güvenlik alanının öncü ve belirleyici aktörü olmaya devam edecek."

Orgeneral Mehmet Erten, zaman ve şartlar değişse de hava ve uzay gücünün yeteneklerinin temelinde teknolojiye hakimiyet ve nitelikli insan gücü bulunduğunu belirterek, hava ve uzay gücünün idame ve işletmesini sağlayan kaynakların daha etkin şekilde kullanılabilmesinin hava ve uzay gücünün en önemli uğraş alanlarından birini oluşturduğunu anlattı. "Dünyanın değişik ülkelerinde yaşıyor olsak da ortak bir hava ve uzay gücü kültürünün ve bakış açısının önde gelen temsilcileriyiz" diyen Orgeneral Erten, Mustafa Kemal Atatürk'ün "İstikbal göklerdedir" vizyonuna ulaşma yolunda önemli bir adım olduğuna, konferans esnasında pekiştirilecek dostlukların ise Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" idealinin gerçekleşmesine ve dolayısıyla dünya barışına hizmet edeceğine inandığını söyledi.

ARTIK İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILAMAK İÇİN KENDİ ÜRÜNÜMÜZÜ YARATIYORUZ

İngilizce bir sunumla katılımcılara seslenen Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar da, Türkiye'nin ilk başta yabancı tedarikçilere bağımlı olduğunu ve ihtiyaçların küresel tedarikçilerden sağlandığını kaydererek, daha sonra ortaklaşa üretim programları kapsamında teknolojinin yurt dışından alındığını ve üretimin Türkiye'de yapıldığını anlattı. Son 10 yılda Türkiye'nin kendi teknolojilerine yatırım yaptığını aktaran Bayar, şunları söyledi:

"Artık ihtiyaçlarımızı karşılamak için kendi ürünümüzü yaratıyoruz. Burada zorluklar ve riskler devreye giriyor. Bu aşamada silahlı kuvvetlerin ihtiyaçlarını karşılamak için mühendislik yeteneklerinizin olması gerekiyor. Türkiye'de bu kabiliyeti silahlı kuvvetlerin uzun vadede etkinliği açısından sağlamak zorundayız. Son birkaç yıldır biraz daha yaşam döngüsünü yönetmeye başladık. Gördük ki, bir ekipmanı yaratmak, üretmek yeterli değil, daha ziyade onun etkili, operasyonel olmasını sağlamak zorundayız. Onun kullanım ömrünü yönetmek için çok etkili bir mekanizma oluşturmamız lazım. Bu özellikle de benzersiz bir ürün olduğu zaman çok gerekli. Silahlı kuvvetlerinize özel bir ürün ürettiğiniz zaman kendi kaynaklarınıza bağımlısınız. Özellikle bu alanlara odaklanıyoruz. Toplam ihale edilen projeler, 30 milyar dolara yaklaşıyor. Bu yatırımların yarısından fazlası hava ve uzay gücü kabiliyetini artırmaya harcanıyor."

F-16'NIN YERİNİ ALMAYI AMAÇLIYOR

Bayar, Türkiye'nin savunma alanında Ar-Ge'ye 1 milyar dolara yakın bir bütçe ayırdığını aktararak, "Bu trend bu şekilde devam edecek" dedi. Mevcut platformların modernizasyonuna odaklandıklarını kaydeden Bayar, şöyle devam etti:

"Bu konuya çok ciddi çaba harcadık, ciddi çalışmalarımız oldu. Envanterimizdeki bütün hava platformlarını modernize etme kabiliyetine sahibiz. Şu anda hava desteği operasyonlarında kullanabilecek şekilde eğitim uçağı üzerinde de çalışıyoruz. Uçak, bu sene uçuşa başlayacak. Aynı zamanda Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile bir konsept çalışması yapıyoruz. Türkiye için bir savaş jeti üzerinde çalışmalarımız var. Bu proje, F-16'nın yerini almayı amaçlıyor. Bu bir geliştirme programı olacak ve önümüzdeki 10-20 yıl içinde operasyonel kullanıma kazandırmayı hedefliyoruz. Şu anda bununla ilgili konsept çalışmaları üzerinde çalışıyoruz. Bu konseptin tasarımı yıl sonuna doğru tamamlanacak."

Bayar, insansız uçak sistemleri alanında da Türkiye'de yoğun çalışmalar yapıldığını dile getirerek, çalışmalara mini insansız uçak sistemleriyle başladıklarını, bunların şu anda kullanıldığını, üzerinde çalıştıkları ilk insansız uçak sistemi "ANKA"nın üretimine başlandığını anlattı. Bayar, biraz daha stratejik kabiliyetler elde etmeyi hedeflediklerini, türbin jetli uçak ve daha fazla yük taşıyabilen uçaklar üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

NEDEN TÜRK TEKNOLOJİLERİNE YATIRIM YAPIYORUZ?

Türkiye'de envantere kayıtlı 400'den fazla helikopter bulunduğunu da belirten Bayar, "Bu konuda da yine çalışmalarımız var. Bunlardan ilki ATAK Projesi ve bu yıl içinde uçakların teslimatına başlayacağız. Genel maksatlı helikopterler için ortak üretim programımız olacak" dedi.

Bayar, hava savunması alanına da ciddi yatırım yapıldığını ifade ederek, kısa menzil ve orta yükseklikte uçan araçlar üzerinde çalıştıklarını, bunların tamamen Türk üretimi olacağını ve önümüzdeki birkaç yıl içinde teslim edileceğini, bununla ilgili ihalenin devam ettiğini bildirdi. Türk Hava Kuvvetleri'nin, dünyanın önde gelen hava kuvvetlerinden biri olduğunu vurgulayan Bayar, şöyle konuştu:

"Hava operasyonlarına bakıldığında, Türk Hava Kuvvetleri'nin standartları, sınır ötesi harekat yapma kabiliyeti çok yüksek. Dolayısıyla hava kuvvetlerimize de teknoloji desteği sağlamak durumundayız ve bu da bizim sorumluluğumuz. Bu operasyonel kabiliyetleri sürekli yeni teknolojilerle desteklemeyi amaçlıyoruz. Neden Türk teknolojilerine yatırım yapıyoruz? Türk teknolojilerine yatırım yaparken bir yandan da uluslararası programlara da aktif şekilde katılıyoruz. İş birliğine son derece açığız ve iş birliği fırsatlarından yararlanmak isteriz. Mesajımız çok basit; hava ve uzay gücü yatırımları için çok ciddi bütçeler gerekiyor. Ortaklarla kaynaklarımızı birlikte kullanarak, hava kuvvetleri için en iyi kabiliyet ve teknolojileri yaratmalıyız."

KONFERANSIN DETAYLARI

Konferansın ayrıntıları hakkında bilgi veren Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Raif Akbaş ise şunları söyledi:

"Bu eğitim-öğretim yılında Türk Hava Kuvvetleri'nin bir asırlık başarılarla dolu mazisini genç nesillere aktarmayı ve bugün ulaştığı seviyeden hareketle hava ve uzay gücünün geleceğine ışık tutmayı hedefleyen bir anlayışla Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile Hava Harp Akademileri Komutanlığı'nın koordinatörlüğünde iki önemi faaliyet planladık. Bunlardan birincisi 13-14 Aralık 2012'de icra edilen Ulusal Havacılık Tarihi Sempozyumu'dur. İkinci faaliyet ise bu toplantıdır. İki gün sürecek konferans, geleceğin komutanları olacak öğrenci subayların bilgilerinin artırılması ve ufuklarının geliştirilmesinin yanı sıra uluslararası havacılık camiasının konu ile uzmanlarını, akademisyenlerini, havacılık personelini, havacılık ve uzay sanayisinin gelişimi için çalışan şirketlerin yetkili ve uzmanlarını, üniversitelerin, çeşitli kamu ve özel kamu kurum ve kuruluşların yöneticilerini ve uzmanlarını bir araya getirmiştir. Bu güzel birliktelikten oluşacak sinerjiyle 2 gün boyunca 5 oturum halinde icra edilecek konferanslarda hava ve uzay gücünün bugünü ve özel operasyonlarda kullanımı, insansız uçak sistemlerinin geleceğin hava kuvvetlerindeki rolü, teknolojideki gelişmelerin hava ve uzay gücüne etkileri, hava ve uzay gücünün kullanılmasıyla ilgili konsept değişikleri detaylı incelenecek, hava ve uzay gücünün konumu tartışılacaktır." - İstanbul / Şişli

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Türk Hava Kuvvetleri Murad Bayar Politika Türkiye Güncel Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title