"Uluslararası Hayvan Politikalari: Teori ve Uygulama" Sempozyumu
Hayvan Partisi girişimi üyelerinden Somuk: "Yerel seçime girmek gibi bir durumumuz olmadığı için, seçimlerden hemen sonra başvurumuzu yapıp artık resmi parti haline gelerek, üye alımına başlayacağız" North Carolina State Üniversitesi'nden Prof. Dr. Regan: "Küresel ekonomi konusunda bizim inançlarımız olabilir, hayvanların olmayabilir.
Hayvan Partisi girişimi üyelerinden Beybin Somuk, yerel seçimlerden hemen sonra Hayvan Partisi'ni kurmak için başvuru yapacaklarını açıkladı.
Hollanda Meclisi'nde 2002'den bu yana temsil edilen "Hollanda Hayvanlar İçin Parti"nin düzenlediği, yarın da devam edecek olan, "Uluslararası Hayvan Politikaları: Teori ve Uygulama" başlıklı sempozyumda, çeşitli ülkelerden gelen hayvan partilerinin temsilcileri, politikacı, akademisyen ve felsefeciler, hayvan haklarını ve politikalarını tartışıyor.
Sempozyumda konuşan Somuk, Türkiye'de "Hayvan Partisi" kurma fikrinin yaklaşık 1,5 yıl önce ortaya çıktığını dile getirdi.
Politika denildiğinde akla her zaman insanların geldiğini belirten Somuk, "Politikanın hayvanlarla ilgili yanı neden olmasın diye düşünerek, Türkiye'de de bunu başlattık. Fikrin temelini Genç Siviller attı. Sadece Genç Siviller'den oluşan bir grup değiliz. Üyelerimizin dörtte üçü hayvan hakları konusunda bir şeyler yapmak isteyen insanlardan oluşuyor" diye konuştu.
Somuk, sivil toplum hareketi olmak yerine parti olmayı seçme nedenlerini, "politikalar üretebilmek" şeklinde açıklarken, TBMM'de hayvan haklarıyla ilgili lobi yaptıklarını, Anayasa'ya hayvan haklarıyla ilgili bir maddenin ya da en azından bir cümlenin girebilmesi için "Anayasa'ya kuyruk lazım" diye bir kampanya yürüttüklerini anlattı.
Kanada, Brezilya, İtalya, İspanya, İngiltere, Hollanda'nın aralarında bulunduğu 12 ülkede "Hayvan Partisi" bulunduğuna değinen Somuk, "Önümüzde yerel seçimler var. Yerel seçime girmek gibi bir durumumuz olmadığı için, seçimlerden hemen sonra başvurumuzu yapıp, artık resmi parti haline gelerek, üye alımına başlayacağız" dedi.
Somuk, ekoloji, hayvan hakları gibi konuların Türkiye'nin gündemine yeni yeni girdiğini ifade ederek, "İnsanlar bilgi sahibi oldukça gerçekten bir şeyler yapmak istiyor. Hayvanlara sahip çıkma konusunda köklü bir kültürümüz var. Avrupa'nın hiçbir sokağında sokak hayvanı göremezsiniz. Ancak Türkiye'de herkes evinin önündeki kediye, köpeğe yemek veriyor, kuşları besliyor. Geçmişe baktığımızda aslında dünyada ilk hayvan hakları düzenlemesi Osmanlı'da yapılmış. Aslında bizde köklü bir hayvan sevgisi, hayvanları koruma, onların hakları için çaba gösterme kültürü var ama biraz unutmuşuz. Biz onu tekrar gündeme getirmeye çalışıyoruz. Osmanlı'da hayvan vakıfları varmış; insanlar bir leylek için vakıf kurup, para ayırıp uğraşmış. Tekrar neden canlanmasın ki?" diye konuştu.
"Bütün dinler, hayvanların zihinsel yaşamları olduğunu öğretiyor"
North Carolina State Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tom Regan, Descartes'in "hayvanların zihinsel olarak yaşamları, hisleri, inançları, duyguları olmadığını" düşündüğünü aktararak, "Benim görüşüme göre, hayvanların sağlam bir zihinsel yaşamları, istekleri, inançları var. Kediler, fareler ve koyunlar sizi hatırlayabiliyor. Küresel ekonomi konusunda bizim inançlarımız olabilir, onların olmayabilir. Fakat bu, onların hiçbir inancı olmadığı anlamına gelmiyor. Bütün dinler, hayvanların zihinsel yaşamları olduğunu öğretiyor" diye konuştu.
"Sadece sorumlu olanların hakları var" gibi görüşler bulunduğuna değinen Regan, "Çocukların görevleri, sorumlulukları yok. O zaman onların da mı hakları yok? Bir çok hayvanın kendilerinin bilincinde olduğunu düşünüyorum. Bunakların da bilinçleri yok, o zaman onların da hakları yok mu?" dedi.
Regan, medyada, kamu araştırmalarında hayvan hakları konusunda bilinçli bir yanıt bulunamadığını dile getirerek, hayvan partilerinin kurulmasıyla ilgili olarak da, "Hayvanlara kötü muamelelerin tam anlamıyla durdurulmasını isteyen politikacılar seçiyorsanız, doğru bir yolda gidiyorsunuz demektir" ifadesini kullandı. - İstanbul