Uluslararası Kadın ve Medya Sempozyumu Antalya' da Başladı (3)
Sabah Gazetesi Politika Yazarı Nur Batur, kadın gazetecinin bir yandan işini yaparken diğer yandan çocuğuna baktığını ve ev işleriyle ilgilenmek zorunda kaldığını belirterek, "Bir elimde telefon başbakanla konuşurken, diğer elimle evdeki kadına"...
Uluslararası KADIN VE MEDYA SEMPOZYUMU ANTALYA' DA BAŞLADI (3)
Sabah Gazetesi Politika Yazarı Nur Batur, kadın gazetecinin bir yandan işini yaparken diğer yandan çocuğuna baktığını ve ev işleriyle ilgilenmek zorunda kaldığını belirterek, "Bir elimde telefon başbakanla konuşurken, diğer elimle evdeki kadına talimat verdiğim çok olmuştur" dedi.
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün Antalya Lara'daki Concorde de Luxe Resort Otel'de düzenlediği 'Uluslararası Kadın ve Medya Sempozyumu'nun öğleden sonraki 'Medya Yönetiminde Kadın' konulu oturumunu, Sabah Gazetesi Yazarı Nur Batur yönetti. Nur Batur, oturumun açılışında yaptığı konuşmada, bugün medyada kadının yönetimi konusunu tek başına değerlendirmenin imkanı olmadığına değinerek, Türk kadınının Türkiye'de yönetimdeki yeri ve öneminin değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Batur, "Eğer Türkiye'de kadın yönetime gelemezse, siyasette hak ettiği yeri alamazsa, TBMM'nin ve Bakanlar Kurulunun yarısı kadın olamazsa medyada kadın sorununu tartışmaya devam ederiz. Neden bir kadın Eğitim, Sağlık, Dışişleri Bakanı olmaz? Bütün bu soruları tartışmadığımız sürece ne kadına yönelik şiddeti çözmek mümkün, ne de medyada kadının yönetime gelemediğini tartışmak mümkün" dedi.
Nur Batur, medyada kadınların yöneticilik kademesinde ilerlerken tüm toplumda olduğu gibi cam duvarla karşılaştığını düşündüğünü söyledi. Batur, "Bizler kadın olduğumuz için cam duvarları kırmadık, gazeteci olduğumuz için cam duvarları kırdık ve yönetici olabildik" diye konuştu.
Nur Batur, parlamento muhabirliği yaptığı dönemde sadece birkaç kadın muhabir varken, bugün parlamento muhabirlerinin yarıya yakınının kadın olduğunu da anımsattı. Batur, medyada kadınların yönetim kademelerine geldiklerinde erkeklerin maço üslubu dolayısıyla yönetimdeki pozisyonlarını korumada zorlukla karşılaştıklarını da aktardı.
Kadın gazetecilerin evle iş arasındaki sıkıntılarından söz ettiklerini anlatan Nur Batur, "Evlendim ve iki çocuğumu yetiştirdim. Ama bir elimde telefon başbakanla konuşurken, diğer elimle evdeki kadına talimat verdiğim çok olmuştur. Kadınlar ne yazık ki, birkaç işi bir arada yapabiliyor. Hem evdeki yemeği, hem de Başbakanla ne konuşabileceğimizi düşünebiliyoruz. Biz bilek gücüyle bir yere gelen kadın gazetecileriz" dedi.
CAM TAVANI DELİP GEÇEN KADIN SAYISI ÇOK ÇOK AZ
Türkiye'nin ilk kadın genel yayın yönetmeni Nurcan Akad'ın görevine veda ettiği yazısında, kadınların önündeki cam duvarlardan söz ettiğine dikkati çeken Ağduk, şöyle dedi:
"Ne yazık ki sektörde cam tavanı delip geçen kadın sayısı çok çok az. Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de gazetecilik bir erkek mesleği olarak kabul ediliyor. Kadın hareketinin artmasıyla birlikte aslında bu tanımlamadan çok uzaklaşmasa da kadınların yoğunluklu olarak çalışmaya başladığı bir alan haline gelmiştir medya sektörü. Ama bu yoğunluk görece artmakla birlikte, kadın yönetici sayısının aynı oranda artmadığını görüyoruz."
MEDYADA KADIN YÖNETİCİYE YER VERMEK CESARET İŞİ
Show TV Haber Genel Yayın Yönetmeni Tuba Atav ise meslek hayatına başladığı 1991'den tam 15 yıl sonra bir gün bir erkek yöneticinin kendisini Ankara yöneticisi olarak ilan ettiğinde çok şaşırdığını, ancak mutlu olduğunu belirtti. Başka bir kadın meslektaşının kendisini atayan erkek yöneticiye, "Bu şahane ve cesur kararınızdan dolayı tebrik ediyorum" dediğini hatırlatan Atav, şunları söyledi:
"Arkadaşımın içten tavrı çok önemli. Zira medyada bir kadın yöneticiye yer vermek hala cesaret işi bence. Yönetici olarak bir elin parmakları kadarız. Erkek medya yöneticileri, kadın çalışanlarla çalışmakta çok cömertler. Ama iş yönetim erkini paylaşmaya geldiğinde bu kadarda istekli değiller."
NEW YORK TIMES 160 YIL BEKLEDİ
Yeni Asır Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı da 118 yıllık Yeni Asır'ın ilk kadın genel yayın yönetmeni olduğunu, ancak New York Times'e bir kadının genel yayın yönetmeni atanması için 160 yıl beklendiğini söyledi.
Pembe Pusula Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Neslihan Çelik Alkoçlar, kadın gazetecilerin bir yandan ev işlerini düzene sokmak, çocuk ve evdeki yaşlılara bakmak, diğer yandan da mesleğini en iyi şekilde icra etmek zorunda kaldığına dikkati çekti. Alkoçlar, kadın gazetecilerin meslekte erkek gazetecilerden 'mahalle baskısı' gördüklerini de ileri sürdü.
Azerbaycan'dan Kafkasya Medya Merkezi Başkanı Sevil Nuriyeva da Azerbaycan'da tartışma, siyaset, analiz programına başlayan ilk kadın gazeteci olduğunu, arkasından başka kadın gazetecilerin de televizyonda siyaset ve tartışma programları yaptıklarını anlattı. Nuriyeva, "Bir zamanlar ne hikmetse kadınların siyaset ve analiz programlarına aklının ermeyeceği düşünülüyordu. Ben kadın gazeteci olarak engellenmedim, ancak bazı kıskançlıklar oldu" dedi.
KKTC Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) Haber Ajansı'ndan Özgül Gürkut Mutluyakalı ise sözlerine "Medyanın güç sahiplerinin ve güç sahibi olma isteklilerinin elinde olduğu ortamda kadınların işi zor. Ancak biz Kuzey Kıbrıs'ta 'kadının adı yok' noktasında da değiliz" diye konuştu. - Antalya