Uluslararası Üniversiteler Konseyi Kurucu Başkanı Azizoğlu Açıklaması
Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, “Kültür emperyalizminin esaretinden yok olmayalım” dedi.
Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, "Kültür emperyalizminin esaretinden yok olmayalım" dedi.
Azizoğlu, Türkmeneli TV'de yayınlanan "Coğrafyamıza Akademik Bakış" isimli programına Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu'yu konuk etti. Programda, Türkiye'nin, bölgenin ve İslam coğrafyasında hızla yayılan tüm coğrafyamızı etkin bir kültürel asimilasyon ve dönüşüme zorlayan batı kültür değer ve kavramlarının verdiği tamir edilemez tahripler ele alındı.
Programda bölgesel konuları değerlendiren Azizoğlu, "Coğrafyamızda kültür, maalesef değer ve vasfını yitirmiş, batı değer ve kültürlerine asimile olmuştur. Yeni nesiller tarafından bilinmelidir ki, kültür toplumların, ulusların ve bireylerin medeniyetlerini, değerlerini, kavramlarını kültürlerini, inançlarını geçmişten geleceğe taşıyarak şahsiyet kazandırmıştır. Onları farklı medeniyet ve uluslardan ayıran en önemli etkendir. Biz, kültürümüzle tüm dünyadaki toplum ve uluslardan farklılık arz ediyoruz. Kültürümüzle, bireylerimizi, evlatlarımızı ve toplumlarımızı geleceğe taşırsak atalarımızdan bize miras kalan ve bizi biz yapan inançlar, kültürler değerler ve kavramları geleceğe taşımış oluruz" dedi.
Son yüzyıllar da emperyalizmin vahşi yüzünü İslam coğrafyasının umudu ana merkezi olan küresel kararlar da etkin merci olan Türkiye'nin içine nifak tohumları sokularak kültürde de asimilasyona zorlandığını kaydeden Azizoğlu, şöyle konuştu: "Bunda da başarılı oldu. Türkiye batı değerleri, batı kavramları, batı kültürleri, batı inançları, batı dilli diye önümüze konulan bizi de farklılaştıran bizden uzaklaştıran bu akıllı bilinçli projelerle küçük Asya dediğimiz Anadolu'muzun tüm İslam coğrafyasının Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin, Acemlerin umudu olan Türkiye'nin kültürde de asimilasyona uğrayarak örnek teşkil etmesi sağlanmaya çalışıldı. Bunlar tamamen emperyalizmin kazanımları olarak önümüze çıkmaktadır. Farklılaşan bir Türkiye farklılaşan Türk milleti Anadolu insanı diğer toplumlara örnek teşkil etti. Yani batı gibi giyinen, batı kültürü ile yaşayan batı aile kavramı ile yaşayan özünden kültüründen değerlerinden kavramlarından tarihinden uzaklaşan medeniyetini unutan yeni nesiller batı toplumlarına entegre olduklarını sanıyorlar."
Acı gerçeğin farkında olmadan asimile olduğumuzu anlatan Azizoğlu, şunları söyledi:
"Kültür ve inançta asimilasyon demek eğitimde asimilasyon demektir. Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ne kadar önem arz ediyorsa Kültür Bakanlığı'da kesinlikle eş değer anlam arz etmektedir. Çünkü saydığımız bütün değerler eğitim sistemimiz dahil kültürümüzle entegredir. Kültür olmadan değer olmadan, kavramlar olmadan, inançlar olmadan biz bizlikten çıkmış başkalaşmış oluruz."
Bu haftaki konuğun Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu olduğunu ve programda kültür asimilasyonu ile ilgili görüşlerini açıkladığını anlatan Azizoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kültürün akademik dilde çeşitli tarifleri var. Sosyologların tarifleri var. Felsefe kuramcılarının tarifleri var. Ben hem matematik, hem felsefe mezunu olarak ifade edersek, kültür bir insanın hayatının tamamı, bir toplumun hayatının toplum ve millet olmanın bir bütünüdür. Tabi ki bir kültürlenme var, bir kültürleşme var, toplumların gerek turizmle gerek ticaretle birbirlerinin kültürlerinden etkilenmeleri pek tabi ki doğal. Bu kendi doğal seyrinde olursa mesele yok. Ama emperyalist amaç ve emellerle bunlar bir plan ve proje dahilinde ara sırada gücü, gücü yeteneği diye. İşte savaşlarla, toplarla, tüfeklerle yapılırsa burada biz tedbir almalıyız. Durup bunlara bakmalıyız. Çıkış ve çözüm yolu bir ve beraber olmaktır. Birbirimize verdiğimiz zarar ve tahribatlar sadece emperyalist güçlerin emel ve amaçlarına hizmet etmektir."
Programın kapanışını değerlendiren Azizoğlu, "Türkiye'de, bölgemizde ve coğrafyamızda yaşayan aynı kültürü, dini değerleri, coğrafyayı, tarihi ve kaderi paylaştığımız etnik yapısı Türk, Kürt, Arap ya da Acem ne olursa olsun mezhep, kültür ya da dünya görüşünün farklılıkları sadece zenginliklerimizdir. Bu değerlerimizi aramızda nifak aracı olarak kullanan yerel, bölgesel ya da küresel şer odaklarına asla taviz vermeyelim. Tüm unsurları düşününüz ki, bölgenin ve küremizin bu kadar güçlü ülkesi Türkiye olmasaydı, tüm İslam alemindeki mazlumların evrensel hak ve hukukunu hangi ülke koruyacaktı. Bize yaşadığımız coğrafya atalarımızdan yadigar. Bir ve birlik olursak ancak ortak değerlerimiz olan yaşamsal alanlarımızı ve değerlerimizi koruyabiliriz" dedi. - ANKARA