Haberler

Üniversite yerleşkesinde tıbbi ve aromatik bitki yetiştirerek eğitime katkı sağlıyorlar

Güncelleme:
Abone Ol

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Ziraat Fakültesi tarafından yetiştirilen tıbbi ve aromatik bitkiler, baharat ve çaya dönüştürülmesinin yanında ürünlerin katma değerleri araştırılarak lisans ve lisansüstü çalışmalara katkı sunuluyor.

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Ziraat Fakültesi tarafından yetiştirilen tıbbi ve aromatik bitkiler, baharat ve çaya dönüştürülmesinin yanında ürünlerin katma değerleri araştırılarak lisans ve lisansüstü çalışmalara katkı sunuluyor.

Görükle Yerleşkesi'ndeki bir dönümlük arazide onlarca tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriliyor.

Kekik, ada çayı, nane, ekinezya gibi bitkilerden elde edilen baharat ve çaylar, üniversitenin marketinde satışa sunuluyor.

Fakültenin Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oya Kaçar, AA muhabirine, tıbbi ve aromatik bitkilerin yetiştiriciliği konusunda 20 yıldır çalışmalar yaptığını söyledi.

Yerleşkede tıbbi ve aromatik bitkilerden oluşan bir koleksiyon alanı oluşturduklarını ve uzun zamandır çalışma yaptıklarını belirten Kaçar, araziyi 12 yıldır uygulamalı eğitim için kullandıklarını aktardı.

Arazide tıbbi ve aromatik çok sayıda bitkinin bulunduğunu dile getiren Kaçar, "Bu bahçe, öğrencilerimiz için uygulama alanı. Bu konularla ilgili derslerimiz var. Öğrencilerin bitkileri görerek, tanıyarak mezun olmalarını sağlıyoruz. Burası aynı zamanda bizim çalışmalarımız için ön bahçe niteliğinde." dedi.

Kaçar, tıbbi ve aromatik bitki tarımının Türkiye'de yeni yeni yaygınlaşmaya başladığını anlattı.

Bir bitkiyle çalışmaya başlamadan önce bahçede testler yaptıklarını bildiren Kaçar, "Kuraklığa, soğuğa karşı nasıl, herhangi bir hastalık, zararlı sorunu var mı, diye bakıyoruz. Bunları test ettikten sonra bitkiyle ilgili daha ayrıntılı çalışmalar yapmaya başlıyoruz." diye konuştu.

Kaçar, parfüm ve boya bitkileri grubundan çeşitler de yetiştirdiklerini ifade etti.

"Hasatlarının belli bir dönemde gerçekleştirilmesi gerekiyor"

Baharat ve çay haline getirilen ürünleri kullananlardan olumlu tepkiler aldıklarını aktaran Kaçar, "Üniversitenin bu işi yapmış olması bir güven duygusu oluşturuyor." değerlendirmesinde bulundu.

Doğru türleri kullandıklarını, herhangi bir tağşiş (katıştırma) yapmadıklarını belirten Kaçar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kekik, ada çayı ve nane türleri, oğul otu bitkisi, limon otu, ekinezya türleri, bu alanımızın genel karakteristik bitkilerini oluşturuyor. Bu bitkiler kalite bitkileri, böyle olunca hasatlarının belli bir dönemde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Çünkü etken madde, gelişmenin belli bir döneminde en yüksek seviyesine geliyor. O yüzden bu bitkilerde gerekli ölçümleri, gözlemleri yaptıktan sonra en uygun hasat döneminde topluyoruz. Hasat ettikten sonra kurutma raflarımız var, bitkileri kurutuyoruz. Kuruttuktan sonra da gerekli ayrımlar yapılıyor. Kurutma işleminden sonra baharatlar ve çaylar haline getiriliyor."

Doç. Dr. Kaçar, bahçede lisansüstü çalışmaların da yapıldığı bilgisini verdi.

Tıbbi ve aromatik bitki tarımının ülkenin birçok yerinde yapılmaya başlandığına değinen Kaçar, şunları kaydetti:

"Doğru bitkiyle yola çıkmak, doğru ekolojide bu bitkileri yetiştirmek, kaliteli ürün elde etmek ve doğru pazarlama kanallarıyla bunları satmak gerekli. Tıbbi ve aromatik bitkilerde önemli bir ihracatçı ülkeyiz. Bu bitkilerin katma değeri çok yüksek, yan ürünleri çok fazla. Ham bitki ihracatçısı bir ülke olmaktan çıkıp yan ürünleri de değerlendirerek bu piyasada var olabilirsek, çok daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Biz de bu uğurda çalışıyoruz."

Kaynak: AA / Güncel

Uludağ Üniversitesi Bursa Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title