Üniversitenin Papyonlu Hocası
AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Şanlı, 1993 yılında kurucu olarak geldiği fakültede 26 yıl boyunca derslerine papyon takarak girdi.
AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Şanlı, 1993 yılında kurucu olarak geldiği fakültede 26 yıl boyunca derslerine papyon takarak girdi. Okulda 'Uzun saçlı, papyonlu hoca' olarak tanınan Dr. Şanlı'nın, 100'ün üzerinde papyonu var.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Ekonomi Bölümü'nden 1978'de mezun olan, 1978-81 arasında Ulaştırma Bakanlığı Ulaştırma Koordinasyon Dairesi'nde tek ekonomist olarak çalışan Dr. Mustafa Şanlı'nın, 1981 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde asistan olarak başladığı akademik yaşamı, 1987-1993 yılları arasında HÜ'de devam etti. 1993 yılında yardımcı doçent doktor unvanıyla Akdeniz Üniversitesi'ne geldiğini belirten Şanlı, fakülteyi kurmak için kadrolu atanan ilk kişinin kendisi olduğunu söyledi.
'BU FAKÜLTE BENİM ÇOCUĞUM'
1993'te AÜ'de bir taraftan fakülteyi, bir taraftan da İktisat bölümünü kurduklarını anlatan Dr. Şanlı, 26 yıllık görev sürecinde dekan yardımcısı, fakülte yönetim kurulu üyeliği gibi birçok idari görev aldığını belirterek, "Neredeyse bu fakülte benim çocuğum. Fakülteye hep bu gözle baktım. O dönemde bir oğlum oldu. Fakülteyi kurmak için çabalarken onun büyümesini hiç görmedim. Akademik hırsım olmadığı için de doçentlik ya da profesörlüğü düşünmedim. 1993'te ilk geldiğimde üniversite genel sekreterinin misafir koltuğunda iktisat bölümünün ders programını hazırladım, hemen hocaları bulduk ve dersler başladı" dedi.
FAKÜLTEYİ KENDİSİ SÜPÜRÜP TEMİZLEDİ
İİBF'nin o dönem binası olmadığını belirten Dr. Şanlı, şöyle konuştu:
"Merkezi Derslikler'in bir kulübesi gibi gözüken iki katlı eski bir bina vardır, orada Turizm Fakültesi ders görüyordu ve iki sınıf bize verilmişti. Sonra şimdiki konservatuarın binası verildi. Bütçemiz yoktu, şehre çıkıp işadamları, gönüllülerden para değil, ayni olarak kullandığımız kağıtları topladım, daktilo, bilgisayar gibi fakültenin kullanılan malzemelerini böyle toparladık. Rektörlüğün taşınmasıyla eski bina İİBF'ye verildi, fakat temizletemedim. Evden süpürge getirip kendim temizledim. Perdeleri çamaşır makinesinde kendim yıkadım. Birçok uluslararası ve ulusal panel, kongre, seminer yaptık. O zamana kadar şehir, AÜ'yü bir tek Tıp Fakültesi olarak tanıyordu. İlk defa Tıp Fakültesi dışında bir üniversite olduğunu şehre duyurmuş olduk. Her hafta bir etkinlik yaparak Antalya'ya burada bir üniversite var dedirtebildik."
26 YIL HER DERSE PAPYONLA GİRDİ
26 yıldır kendisiyle özdeşleşen papyon olayını anlatan Dr. Şanlı, "Antalya'nın ünlü yaz sıcakları nedeniyle yaz okulları hariç, eylül- haziran döneminde her durum ve koşulda derse mutlaka papyonla girdim. 100'ün üzerinde papyonum var. Papyonun kravattan daha etkili olduğunu düşünüyorum. Ama daha önemlisi üniversitedesiniz ve bir derse giriyorsunuz. Öğrenci tam gençlik döneminde, yalnızca hocayı, anlattığı dersi dinlemez. Sizin Türkçeniz, davranışınız, tahta kullanışınızı, hocanın giyim- kuşamını izler. O giyim kuşamda, ona bir zarafetin nasıl olması gerektiğini de göstermen gerekiyor. Bunun anlattığım ders kadar bir misyon olduğunu da düşünüyorum. Ayrıca öğrenciye saygıdan dolayı bir hocanın derse daima derli- toplu girmesi gerekiyor ve bu nedenle papyon" diye konuştu.
UZUN SAÇLI PAPYONLU HOCA
Papyonun yanı sıra ceketinin yakasında Mustafa Kemal Atatürk rozetini her zaman taşıdığını belirten Dr. Mustafa Şanlı, üniversitede öğrencilerin çoğunun adını bilmediğini, 'uzun saçlı papyonlu hoca' diye tanıdığını söyledi.
'ÖĞRENCİLERİN GÜZİN ABİSİYİM'
Öğrencileriyle hep iç içe olmaya çalıştığını belirten Mustafa Şanlı, "Öğrencilerimin neredeyse özel bir yığın şeyini de bilecek durumdayım. Kendi tanımımla iyi bir 'Güzin Abiyim'. Öğrenciler o Güzin Abi kısmını bilir, her türlü derdi, sorununda gelip konuşabileceği hocaydım. Özel yaşamlarını, aile sorunlarını bile gelip konuşabilecekleri bir hocaydım. Esprim de 'Sol omzum yaslanmanız için sizi bekliyor' derdim" dedi.
SOKAK KÖPEKLERİ DERSİNE GİRİYORDU
Soğuk bir kış gününde derse aldığı sokak köpeği olayıyla da bilinen Mustafa Şanlı, "Canlılara duyarlıyım, dünyada birlikte yaşıyoruz. Bu duyarlılığı öğrencilerime de aşılamak için çaba harcıyorum. Ders zaten çoğunlukla düşünce ve bir farkındalık. O nedenle bizim fakültenin çevresinde daima köpeklerimiz, kedilerimiz olur. Fakültede hayvanlara duyarlı arkadaşlarımızın da sayesinde köpekler ve kedilere dikkatli davranılıyor. Bir fon oluşturuldu ve kediler, köpekler o fondan besleniyor. Mahallede de aynı duyarlılığım vardır ve arabamda her zaman kedi ve köpek mamaları, su kaplarıyla birlikte durur. Soğuk havalarda özellikle kedi ve köpeklerimiz benim derslerime her zaman girebilir" diye konuştu.
ORTAOKUL VE LİSE DÖNEMİNDE AHIRDA YAŞADI
Beyşehir'in bir kasabasında doğduğunu, ilkokulu bitirdikten sonra ortaokul ve lise için köyden üç arkadaşıyla ilçeye gittiğini anlatan Mustafa Şanlı, "Dul bir kadın vardı ve ölmüş eşeğinin ahırını toprakla sıvamış. Biz üç çocuk, eşek ahırından çevrilmiş tek odada ortaokul ve liseyi bitirdik" diye konuştu.
EMEKLİLİK İÇİN 17 ŞUBAT ANLAMLI GÜN
Emeklilik dilekçesini 17 Şubat 2019 tarihli işleme konulması için teslim eden Şanlı, 17 Şubat tarihini özellikle seçtiğini belirterek, "17 Şubat 1923'te Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye İktisat Kongresi'nin açılış konuşmasını yapmıştır. O ünlü tarihe denk getirip emekli olacağım. Onu herkes İzmir İktisat Kongresi olarak söyler ama o Türkiye İktisat Kongresi'dir, İzmir'de yapılmıştır. Lozan görüşmelerinin arasında gerçekleştirilmiştir. O anlamlı güne denk getiriyorum" dedi.
- Antalya