Urfa Barış Platformu 'Savaşa Hayır' Dedi
Urfa Barış ve Demokrasi Platformu tarafından 'Savaşa Hayır' adlı basın açıklaması düzenlendi.
Urfa Barış ve Demokrasi Platformu çatısı altında bir araya gelerek basın açıklaması düzenleyen HDP'liler, sivil toplum kuruluşları ve Barış Anneleri İnsiyatifi üyeleri 'Savaşa Hayır' dedi. Toplanan grup operasyonlara tepki gösterirken, müzakerelere kaldığı yerden devam edilmesi çağrısında bulundu.
Ali Şelli Parkı'ndan yürüyüş ile başlayacak olan basın açıklaması emniyetin izin vermemesinden dolayı Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde gerçekleşti. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı alanda çok sayıda polis, özel harekat, TOMA ve zırhlı araç hazır bekletildi. 40 dakika gecikmeli gerçekleştirilen basın açıklamasına Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şanlıurfa Milletvekilleri Leyla Güven, Dilek Öcalan, Ziya Çalışkan, HDP Şanlıurfa Eş Başkanları Rıdvan Yavuz, Sevda Çelik Özbingöl, sivil toplum kuruluş temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
'Toplumsal Barışı Saray Saltanatına Kurban Ettirmeyeceğiz', 'İktidar Hırsınız Halkların Demokrasi Bloğu Karşısında Yerle Bir Olacak', 'İmralı Tecridine Hayır Öcalan'a Özgürlük', şeklinde Kürtçe pankartlar ve alkışlarla alana gelen grup burada basın açıklaması düzenledi.
Grup adına basın açıklamasını grup adına HDP Şanlıurfa İl Eş Başkanı Rıdvan Yavuz yaptı. Açıklamasının ilk cümlelerinde 'Kürt sorunu nedeniyle ülkede yıllardır süren savaşla büyük acılar yaşanırken; acıları dindirmek için, her zaman barış istedik' diyen Yavuz, "Demokratik çözüm İçin silahların susmasını isterken; demokratik siyasetin yollarının açılması ve hakların anayasal güvenceye kavuşmasıyla barışa ulaşabileceğimizi anlattık.
Dönem dönem PKK'nin çatışmasızlık çağrıları, Sayın Öcalan'ın barış gruplarının Türkiye'ye gelmesi çağrılarıyla barış için hep umutlandık. 2013 Newroz'unda, Öcalan'ın 'silahlı mücadele devri bitmiştir' şeklindeki mektubuyla başlayan Çözüm Süreci, tüm toplumda barışa dair büyük bir umut yaratmışken, bugün tek başına iktidar olamayanların, başkanlığı kaybedenlerin hırslarıyla süreç tekrar çok tehlikeli bir noktaya taşınmıştır" dedi.
'URFA KİRLİ SAVAŞIN ARKA BAHÇESİ'
'Yolsuzluk operasyonları' döneminde internette düşen telefon kayıtlarına da değinen Yavuz, "'Suriye'ye 8 kişi gönderip 4 füze attırırım, savaşa gireriz' diyenler, seçimlerdeki yenilgilerinin intikamını tüm topluma bedel ödettirecek planları devreye sokarak almaya girişmiştir. 2013-14 yıllarında Urfa'nın Suriye'de yapılan kirli savaşın arka bahçesi haline getirilmek istendiğini defalarca söylemiştik. Suruç'ta 31 canımızı canice katleden DAİŞ (IŞİD) çetesine yol verenler; kendilerinden habersiz kuş uçmayacağını söyleyen istihbarat örgütü ve emniyette bu işin sorumlularını tespit etmek yerine neden katliama tepki gösteren yurttaşlara saldırmayı tercih ettiler?
Kimlerle hangi ortaklıklar yapıldı? Kimler korunuyor? Dört bir yanda sürdürülen polis operasyonlarıyla başlayan tutuklamalarda özelde de Urfa ilimizde onlarca arkadaşımız gözaltına alınmış bu arkadaşlarımız 90'lı yılları aratmayan, hiçbir şekilde kabul edilemeyecek işkencelere maruz kalmış ve çoğu hiçbir gerekçe olmadan tutuklanmıştır; ve şu çok iyi bilinmelidir ki bu saldırılılar ne DAİŞ'e karşı, ne de hayatını kaybeden polisler içindir. Bu saldırılar başta Kürt halkına, emekten, demokrasiden, barıştan yana olanlara yöneliktir. Ülke halklarının barış içinde özgürce birlikte yaşam taleplerine karşıdır. Çözüm sürecinde kurulan masayı devirenler, sürecin sorumluluğunu başkasına yükleyemezler! Sayın Öcalan'la sürdürülen görüşmelerde, PKK gerillalarının geri çekilmesi, meclisin de bu çekilme için gerekli yasaları çıkarması öngörülüyordu. Hükümet yasayı çıkarmadı. Geri çekilmeler hükümete rağmen Sayın Öcalan'ın çağrısıyla büyük bir ilerleme sağladığında, hükümet bu kez doğamızı katleden güvenlik barajları ve kalekolların yapımını arttırdı" ifadelerini kullandı.
Basın açıklamasının ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı.
(Kaynak: Gazeteipekyol)