Urfa'nın Hükümetten Beklentileri Neler?
Şanlıurfa'da yerel yayım yapan Gazete İpekyol, Bakanlar Kurulu öncesi Urfa'daki STK'ların hükümet kanadından beklentilerini yazdı.
Bakanlar Kurulu Toplantısının Ankara dışında 2003'ten sonra ilk kez Şanlıurfa'da yapılıyor olması tüm Urfa halkı gibi Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcilerini de heyecanlandırdı.
Gazete İpekyol, çeşitli STK temsilcilerinin Hükümetten taleplerine yönelik görüşlerine başvururken, peş peşe basın açıklamaları da yapılmaya başlandı. Her ne kadar yıllardır dillendirilmesine rağmen gerçekleştirilmese de bu kez durum farklı. 91 yıldan sonra Şanlıurfa'nın hak ettiği İstiklal Madalyasını fark eden Hükümetin, artık kangrenleşmiş sorunları da fark etmesi ve buna çözüm üretmesi bekleniyor.
STK'LAR İMKANSIZI İSTEMİYOR
Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı İbrahim Coşkun, konut sorunu ile hastane sorununu öne çıkarırken; MAZLUMDER Şube Başkanı Fatih Kanlıpıçak barış ve yaşam hakkı vurgusundan sonra Şanlıurfa'nın Suriyeli sığınmacıların neredeyse tamamına ev sahipliği yaptığını bu sebeple sosyal, sağlık, ekonomik ve eğitim açısından ödüllendirilmesi gerektiğini söyledi. Şanlıurfa Sivil Toplum Kuruluşları İzleme Platformu Başkanı Faruk Akbaş, son günlerde Urfa'da kapanma noktasına gelen özel hastanelerden dolayı yaşanan vatandaş mağduriyetlerinin çözülmesi gerektiğini kaydetti. ŞUTEM Başkanı Fatih Topal, bölgede işsizliğin düşürülmesi için SGK ve Bağ-Kur primlerinin indirilmesi gerektiğini söyledi. ŞURO Başkanı Müslüm Çoban, Şanlıurfa'nın büyükşehir olmasının nimetlerini tam olarak yaşayamadığını hatırlatarak, belediyelere bu konuda biraz daha hassasiyet gösterilmesini istedi. İşte Gazete İpekyol'a konuşan STK temsilcilerinin talepleri…
COŞKUN: ÖĞRETMEN AÇIĞININ KAPATILMASINI İSTİYORUZ
Memur-Sen Şanlıurfa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı İbrahim Coşkun, kentin ihtiyaçları dâhilinde taleplerini dile getireceklerini söyledi. Coşkun, "Biz Şanlıurfa Memur-Sen olarak ilimizde yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında öncelikle Şanlıurfa'daki öğretmen açığının bir an önce kapatılmasını istiyoruz. Ayrıca bu bölgelerde görev yapan eğitim çalışanlarına pozitif bir ayrımcılık yapmasını bekliyoruz. Nüfus artışının en fazla olduğu illerin başında gelen Şanlıurfa'mız geldiği için konut sorununun had safhada olduğu Şanlıurfa'da bu soruna acilen çözülmesini, sağlıkla ilgili reformların hayata geçirilmesini, mevcut hastanelerin kapasitelerinin artırılmasını ve yeni hastanelerin yapılmasını istiyoruz" dedi.
KANLIPIÇAK: YAŞAM HAKKI İHLALLERİ SON BULSUN
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Şanlıurfa İl Başkanı Fatih Kanlıpıçak ise son dönemde yaşanan insan hakları ihlallerinin son bulmasını istedi. Barış söylemlerinin yeniden canlanmasın isteyen Kanlıpıçak, "Bakanlar Kurulu'nun Şanlıurfa'da toplanacak olması elbette önemlidir. Toplantının bölgedeki çatışmaların yoğunlaştığı bir zamanda olması bu önemi daha da artırmaktadır. Lakin olağandışı bir kararın alınacağını sanmıyorum. Muhtemelen STK'lar tarafından birkaç gün önce basına duyurulan yardım kampanyasının startı verilecektir. Gelmişken Şanlıurfalılara İstiklal Madalyası verip gönüllerini de hoş etmek istemişler. Şanlıurfalılar böyle sembolik şeyleri severler. Gönül ister ki bölge ve ülke ile ilgili daha somut adımlar atılsın. Mesela şehirlerin boşaltılıp tank ve toplarla yerle bir edilebileceği, 'teröre' destek verenlerin vatandaşlıktan çıkarılacağı, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılacağı, çatışma bölgelerindeki ihlalleri raporlayan STK'ların üzerine gidileceği söylemleri yerini barış rüzgarına bıraksın, yaşam hakkı ihlalleri son bulsun, Suriyeli sığınmacıların neredeyse tamamına ev sahipliği yapan Şanlıurfa; sosyal, sağlık, ekonomik, eğitim açısından ödüllendirilsin. Temennimiz toplantının bölge ve ülke için yeni bir başlangıç olmasıdır" diye konuştu.
AKBAŞ: VATANDAŞIN MAĞDURİYETİ GİDERİLMELİ
Şanlıurfa Sivil Toplum Kuruluşları İzleme Platformu Başkanı Faruk Akbaş, son günlerde Urfa'da kapanma noktasına gelen özel hastanelerden dolayı yaşanan vatandaş mağduriyetlerinin çözülmesi gerektiğini kaydetti. Akbaş, "Şu anda güncel olarak önceliği hastanelerin ruhsatlarının iptal edilmesine veriyoruz. Bu iptaller Urfa'da ciddi bir sağlık sorununa yol açacak. Vatandaşın mağduriyeti bir şekilde önlenmeli. Hastanelerin bir şekilde açık olması gerekiyor ancak bunu yolsuzluklara göz yumulması anlamında söylemiyorum. Suç işleyenlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını ama bu hastanelerin, bu sağlık kurumlarının da açık tutulması gerektiğini savunuyoruz. Sağlıkta Urfa uzun dönem bir atağa kalkacakken hastanelerin kapanması bu ivmeye ciddi zarar verecek. Kapanan hastanelerin aktif bir şekilde hizmet edebilmesini sağlamak birinci önceliğimiz olmalı" dedi.
Önemle üzerinde durdukların diğer bir konu ise bölgede oluşan çatışma ve kaos ortamı olduğunu belirten Akbaş, "Huzur ve istikrarın bir an önce sağlanması, terör olaylarının bitirilmesi, güvenlik güçlerimizin bu ortamı sağlamasında siyaset ve sivil toplumun aktif bir şekilde sahaya inmesi bunun yolunun açılması gerekiyor. Sadece silahla bu işin çözülmesinin zor olduğunu, güvenlik güçlerimiz kendi mücadelelerini yaparken vatandaşın güvenliğini korumaya çalışırken aynı zamanda siyasetin ve sivil toplumun aktif bir şekilde vatandaşa ulaşarak, vatandaşa dokunarak, vatandaşın haklı olan taleplerini dile getirerek yardımcı olunabileceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
TOPAL: PRİMLER DÜŞÜRÜLSÜN
Şanlıurfa Tüm Emlakçılar Esnaf Odası (ŞUTEM) Başkanı Fatih Topal, bölgede işsizliğin düşürülmesi için SGK ve Bağ-Kur primlerinin indirilmesi gerektiğini söyledi. Emlak sektöründe işlerini kötüye gittiğini vurgulayan Topal, "30 bin lira kredi vereceklerini söylediler. Esnafın yüzde 80'i müracaat etmiş, ortada en ufak bir para yok. Tarım kooperatiflerine bu görevi vermişler, tarım kooperatiflerinde de para yok. Esnafa iki ay, üç ay, beş ay gün vermişler ancak hiçbir esnafımız bu faizsiz krediyi kullanamadı. Şu anda da işler bayağı bir kötü, işlerin çoğu durmuş durumda. Gündeme getirilmesini istediğimiz ikinci konu işsizlik. İşsizliğin aşağı çekilebilmesi için en azından bu bölgelerde bizim iş alanlarımızda çok sıkıntılar yaşıyoruz, sigorta ve Bağ-Kur primlerinin aşağıya düşürülmesini istiyoruz. Diğer bir nokta burada terör olaylarının olmayışı, Suriyeli vatandaşların kayıt dışı işyerleri açması esnafımızın işini çok fazla sekteye uğratmaktadır. Bu işyerlerinin kayıt altına alınmasını istiyoruz" diye konuştu.
ÇALIŞKAN: KÖTÜ İMAJIN SİLİNMESİ GEREKİYOR
Urfa'da toplanacak olan Bakanlar Kurulu'na ilişkin olarak Müstakil ve Sanayici İşadamları Derneği (MÜSİAD) Şanlıurfa Şubesi Başkanı Mehmet Çalışkan ise "Urfa'yla ilgili aklımıza ilk gelen turizmin tekrar canlanması, organize sanayinin yeniden canlanması, bölgedeki bu kötü imajın silinmesi, şehrimizin reklamının iyi yapılmasını istiyoruz. Bu bölgedeki ödeneklerin önünün açılması, şu anda tüm müteahhitler kilitlenmiş durumda hakedişler gelmediği için çoğu müteahhit zor durumda" dedi.
ÇOBAN: TURİZMDE DÜZENLEMELER YAPILMALI
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı'nın Urfa'dan olmasının bir şans olduğunu belirten Şanlıurfa Bölgesel Turist Rehberleri Odası (ŞURO) Başkanı Müslüm Çoban ancak bu şansın yeterince kullanılmadığını söyledi. Urfa'nın bir tarım kenti olduğunu kaydeden Çoban, tarıma yönelik yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiğini dile getirdi. Çoban, "Urfa, Büyükşehir belediyesi oldu ama bugüne kadar gördüklerimiz, Büyükşehir olmanın nimetlerini tam olarak yaşayamadı. O bakımdan belediyelerimize bu konuda biraz daha özellikle İller Bankası ya da merkezi hükümetin hassasiyet göstermesini bekliyoruz. Şu anda birçok belediyemizin kendi hizmet binası yok. Belediyelerimiz tam kurumsallaşmadığı için kente gerekli hizmeti sağlayamıyorlar. Turizm anlamında da son açıklanan paketin kente pek bir faydası olmadı. Daha çok Ege, Akdeniz, İstanbul hattındaki sahil kesimi dediğimiz ya da yurtdışından direk gruplar getiren acenteler içinde Urfa'mıza ya da bölgemize turist getiren firmalar yok. Turizm teşvik paketi bölgeye dişe dokunur pek bir faydası olmadı. Bu konuda bazı düzenlemeler yapılması gerekiyor" diye konuştu.
SADE: RAPORLARIMIZ HAZIR AMA ULAŞAMADIK
Bakanlar Kurulu'nun Urfa'da toplanacağını öğrendikleri andan itibaren komisyonların çalıştığını belirten Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Şanlıurfa Şubesi Başkanı Sadık Sade ancak Başbakanla görüşme isteklerinin kabul görmediğini dile getirdi. Sade, "Toplantının Urfa'da yapılacağını duyduğumuz günden itibaren bizim ihtisas komisyonlarımız Şanlıurfa'nın sorunlarıyla ilgili toplantılar yapmaya başladı. 15 gün evvelden de toplantılarımız yapılıyor ve çok farklı sorunları tespit ettik, çözüm önerilerini tespit ettik. Hatta biz Urfa'da, akil insan dediğimiz, Urfa'nın derdiyle dertlenen akademisyenler olsun, bürokratlarımız olsun onlarla güzel toplantılar yaptık. Onların söyleyemediği, dile getiremediği şeyleri biz kendilerinden duyduk, bunlarla ilgili sorularımızı hazırladık. Ama maalesef 15 gündür il yönetimimizle görüşmemize rağmen Başbakan'la görüşmemiz için bir 10 dakikalık randevu bile alınmadı. Ben özel görüşmek istedim, STK toplantısı yoksa bir 10 dakika rica edin, yönetimimizle beraber hazırlamış olduğumuz raporlarımızı ilgili makamlara ya da Başbakana takdim edelim. Biz sorumluluğumuzu yerine getirdik, dediler ki Başbakanla bu sürede randevu alamayacağız, raporumuz bizim yanımızda başbakanımızla kim görüşürse Urfa'nın sorunlarına hâkim, o gider söyler. Bizim yapacak bir şeyimiz yok, biz çalıştık ama maalesef ulaşamadık. Biz yüklendiğimiz misyonun farkındayız, sorumluluğumuzu yerine getirdik, vebal bizden gitti. Bizi görüştürmek istemeyenlerin üzerindedir bu vebal. Sadece kendi STK'mız için diyorum, diğerleri için demiyorum biz görevimizi yapıyoruz hamdolsun, raporlarımız da hazır görüştürürlerse Başbakanımıza takdim ederiz. Görüştürmezlerse arşivimizde saklarız, tüm söyleyeceklerim bu kadar" ifadelerini kullandı.
ŞUTSO, ÖNCELİKLİ 13 SORUNU BAŞBAKANA SUNACAK
Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) tarafından tespit edilen Şanlıurfa'nın sorunları, 11 Nisan Pazartesi günü Şanlıurfa'ya gelecek olan Başbakan Ahmet Davutoğlu'na sunulacak.2012 yılında çıkarılan teşvik desteklerinin 2023 yılına kadar uzatılması, 6. Bölgede asgari ücretten vergi alınmaması, Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi altyapı çalışmalarına maddi desteklerin sağlanması, fıstık bahçelerinin sulamaya açılması gibi öncelikli sorunları içeren dosya, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na resmi yazı olarak sunulacak.
ŞUTSO tarafından tespit edilen ve 13 maddeden oluşan öncelikli sorunlar şu şekilde ifade edildi:
1- 2.OSB'de yer tahsisleri yüzde 95 seviyesine ulaşmıştır. Alt yapı inşaatlarının kırımlı ihale bedeli 24 milyon TL'dir. Şu ana kadar 4 milyon TL ödenek gelmiş ve 7 milyon TL harcanmıştır. Geri kalan ödeneğin 2016'da tamamlanması gerekmektedir. OSB'nin elektrik alt yapısı ihalenin içerisine dâhil değildir. 10 milyon TL gerekmektedir. Arıtma tesisi kapasitesi dolmuştur. Kapasite artışı için 15 milyon TL gerekmektedir. Söz konusu maddi desteklerin sağlanması.
2- Sanayicilerimiz için sosyal güvenlik kesintileri ve vergi büyük bir yük oluşturmaktadır. 6. Bölgede asgari ücretten vergi alınmamalıdır. Sosyal güvenlik giderlerini maaşın yüzde 19'u (247.-TL) karşılayabilmektedir. Şu anda 635 TL ödenmektedir. Teşvikten yararlanan yeni firmalar bunu ödememektedir. Bu da haksız rekabete sebep olmaktadır. Önceden açılmış tesisler için en azından 388 TL katkı sağlanarak mevcut sanayinin kapanmaktan korunması sağlanmalıdır. Şuan itibariyle 8 tane iplik fabrikası kapalıdır.
3- 640 bin ilk ve ortaöğretim çağındaki nüfusuyla artı 533 bin kayıtlı Suriyeli misafiri ile çok büyük bir iş gücü vardır. Bunları istihdam edebilmemiz için 2012' de çıkarılan teşviklerin 2023 yılına kadar uzatılması.
4- Uluslararası kuruluşların Suriyeli sığınmacılar için vereceği mali kaynağın Türkiye'den çok Suriyeli misafiri ağırlayan ilimizde yatırıma dönük olarak kullanılması.
5-Yatırımlarda makinelerin yüzde 50'sine kadar yurt içinde kullanılmış makine olmasına izin verilmesi. Aksi takdirde Türkiye'deki mevcut makineler yerine gereksiz ithalat yapılmaktadır.
6-Turizmde iyi bir ivme kazanan Şanlıurfa'nın istihdamını kaybetmemesi için 2008 yılındaki kısa çalışma ödeneğine benzer şekilde işçi maaşlarının ödenmesi.
7- Pamuk ipliği üreticilerini korumak için 2 yıllık yüzde 15 anti damping uygulamasının getirilmesi.
8-Türkiye yılda yaklaşık 750 bin ton balya pamuk ithal etmektedir. 1.2 milyar USD'dir. Bu miktarın üçte biri destekleme olarak verilirse bu ithalat önlenebilir.
9-Şanlıurfa'da sulanması gereken toplam tarla ve fıstık bahçeleri 13 milyon dekardır. Mevcut durumda 2,9 milyon dekar DSİ tarafından sulanmaktadır. Küresel ısınmayı da göz önüne alarak sulamaların acilen tamamlanması.
10- Girişimciliğin artması ve marka üretme çalışmaları için risk sermayesi oluşturulması.
11-Yük demiryolu inşaatına halen başlanmamıştır, en kısa sürede başlanması ve tamamlanması,
12- Sayın Cumhurbaşkanımızın söz verdiği yüksek hızlı tren için çalışmalara başlanılması.
13- Şanlıurfa Güneş Endüstri Bölgemizin Bakanlar Kurulunca onaylanması.
ZİRAAT ODASI ELEKTRİĞE ÇÖZÜM İSTİYOR
Şanlıurfa Ziraat Odası, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Bakanlar Kurulunun Şanlıurfa'ya gelişi öncesi çiftçinin en önemli mağduriyeti olan elektrik enerjisi ile sulama konusuna ilişkin kapsamlı bir rapor hazırladı. Şanlıurfa Ziraat Odası Meclis Başkanı Ali Kaya raporun Başbakana ve Bakanlar Kuruluna sunulacağını açıkladı.
Son yıllarda çiftçinin kullandığı enerjiyi kayıt altına almak ve faturalamak amacıyla Dicle EDAŞ'ın bölgede yürüttüğü çalışmalar sırasında yaşanan çiftçi mağduriyetlerini bir rapor haline getiren Şanlıurfa Ziraat Odası Yönetim Kurulu raporu Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Bakanlar Kuruluna sunacak.
Raporda geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen bir toplantı sonrası elektrik fiyatında çiftçi ile anlaşıldığı yalanlanırken, elektrik enerjisi kullanmadan alternatif yollarla sulama yapan birçok çiftçinin icralar ve blokeler ile yaşadığı mağduriyetler de yer aldı.
Raporun detayları ise şöyle; İlimizde özellikle sulamada kullanılan elektrik enerjisi sorunu şimdiye kadar çözüm noktasına gelmemiş olup, bu gün itibariyle Şanlıurfa halkının tam desteğini ve güvenini kazanmış olan sayın bakanımızın el atmasıyla çözüleceğine inanıyoruz.
'ÇİFTÇİ İLE YAPILAN ANLAŞMA YOK'
Burada üzerinde durulması gereken en önemli nokta enerji bedelini geçmiş yıllarda olduğu gibi dönüm bazlı ödenmesi ve bu ödeme miktarlarının açıklanmasında çiftçilerin temsilcisi biz ziraat odalarının da görüşlerine yer verilmesi gerekmektedir. Ancak son yaşanan gelişmeler ışığında durum tam tersi bir hal aldı. Şöyle ki, çiftçi temsilcilerinin yer almadığı bir masada çiftçiler adına DEDAŞ ile anlaşma yapılmış, 2015 yılı için dönüme ödenmesi gereken miktar 140 TL olarak belirlenmiştir. Yapılan anlaşma göz önünde bulundurulduğunda tarımsal girdiler çok yükselecektir. Şu an bile yaşanan zorunlu elektrik kesintileri (4-6-8 saat) kuraklığın baş gösterdiği bölgemizde çiftçilerimizi çileden çıkartmaktadır. Bu durum biz çiftçilerin tepkisine neden olurken, alınan kararda ısrar edilmesi durumunda GAP öncesinde olduğu gibi yılda sadece tek ürünün elde edildiği dönemlere dönüşler olacaktır. Buna karşılık dünya piyasalarında ülkemiz açısından stratejik öneme sahip birçok ürünün üretimi de durma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Sulu tarımı gerektiren birçok ürün yetiştirilememe tehlikesi yaşanması ihtimaldir.
'ÇİFTÇİYE İMKÂN TANINMALI'
Öte yandan bölgemizde çiftçilerimizin kendi imkanları ile açtıkları kuyularla sulama yaparak ülke ekonomisine katkı sunmaktadır. Organize sanayi bölgelerine tanınan kolaylıkların benzeri Enerji ve girdileri konusunda çiftçilerimiz için de tanınması gerekmektedir. Şanlıurfa Ziraat Odası Başkanlığı olarak en başta son birkaç yıldır gündemdeki sıcak yerini koruyan sulamada kullanılan elektrik sorununun makul bir şekilde çözülmesini istiyoruz.
'ELEKTRİK ENERJİSİ KULLANMAYANA DA İCRA VE BLOKE VAR'
DEDAŞ'ın bloke uygulamasında çiftçilerimiz mağduriyet yaşadığı gibi alternatif sulama yapan enerji kullanmayan çiftçilerimize de borç çıkartılıp icra yoluna kadar gidilmektedir.
'GAP KAPSAMINDA SULAMA ALANI GENİŞLETİLMELİ'
Sorunun kesin çözüm önerisi ve beraberindeki birçok sorunun da çözüme kavuşması için GAP kapsamında sulama projesine alınan ilçelerimizin sulama projelerinin bir an önce hayata geçirilerek çiftçilerimizin suyla buluşması sağlanmalıdır. Elektrik tüketiminden alınan KDV, ÖTV, TRT katkısı ve Belediye paylarının alınmaması fiyatları aşağı çekecektir. Harran ve Akçakale bölgesinde açık sulama sisteminde su kaybı, aşırı sulamanın yol açtığı hastalık, zararlı vb. tarımsal girdilerin yükselmesi, gibi sorunlara neden olmaktadır. Bu sorun modern sulama imkanları ile minimize edilebilir. Bunun için de kapalı sulama sistemine geçiş sağlanması gerekmektedir. Değerli tarım arazilerine sahip olmasına rağmen Hilvan, Karakeçili, Viranşehir ve merkez mahallelerinin sulama imkanlarının bulunmaması nedeniyle sınırlı sayıda ürün çeşidi elde edilmektedir. Bölgenin bu dezavantajdan kurtularak ülke ekonomisine ve bölge çiftçisine ekonomik katkı sağlayacak alt yapıların oluşturulması gereklidir.
Zor şartlarda üretim yapan bölge çiftçimizin tarımdaki sürdürülebilirlik ve girdilerin teminin en önemli kaynak olan desteklemelerde yapılan kesinti ve blokelerin bölge çiftçisine ve ülke ekonomisine zarar vermektedir. Yeni düzenlemeler ile üretimin desteklenmesi amacıyla destekleme blokelerinin kaldırılması ve destekleme oranlarının artırılması gerekmektedir. Bununla birlikte destekleme sistemindeki yanlış uygulamalar çiftçimizi zan altında bıraktığı gibi herhangi bir kurumun hatasından dolayı fatura çiftçiye çıkarılıp desteklemesine bloke konmakta.
Yaşanan bu kronikleşmiş sorunlarımızın Başbakanımız ve bakanlarımızın el atmasıyla çözümüne inancımız tam olup çözüm noktasında desteklerinizi bekleriz.
ASKON OSB'LERLE İLGİLİ TALEPLERİ DİLE GETİRDİ
Anadolu Aslanları Derneği (ASKON) Şanlıurfa Şubesi de Bakanlar Kuruluna sunulması amacıyla bir rapor hazırladı. Şanlıurfa'nın 6. Bölgede Teşvik kapsamında yer almasıyla bölgenin cazibe merkezi haline geldiğinin belirtildiği raporda buna ilişkin olarak şu ifadeleri yer verildi:
'TEŞVİK SİSTEMİNİN PROMOSYONLU DÖNEMİNİN UZATILMASI'
Özellikle 6. Bölge illerinde sanayi altyapısının yeterince hazır olmaması nedeniyle, yeni teşvik sistemi istenilen etkiyi gösterememektedir. Yaşanan en önemli sorun, 6. Bölge OSB'lerinin yüksek doluluk oranları ve altyapı yetersizliği nedeniyle yatırımcıya arsa tahsis edilememesidir. Yatırım yeri sorunları nedeniyle, alınan teşvik belgelerinde öngörülen yatırımların gerçekleşmesi daha yavaş olmaktadır. Yeni Teşvik Sisteminde belirlenen Vergi İndirimi oranı, SGK İşveren Hissesi Desteği süresi ve Faiz İndirim Oranı açısından en üst limitlerden yararlanabilmek için 2015 yılı sonuna kadar en az yüzde 10 yatırım yapılması zorunluluğunun kaldırılması ve teşvik süresinin mevcut destek oranlarıyla 2023 yılı sonuna kadar uzatılmasını talep etmekteyiz. Ayrıca; basından takip ettiğimiz bilgilerde yatırımları arttırmaya yönelik hazırlanan mevcut teşvik paketi revize edilmektedir, yeni pakette, yalnızca bölgesel değil, bazı illerin ilçelerine de farklı destekler verileceği belirtilmektedir, 6. Bölge teşvik avantajları herhangi bir batı ilinin ilçesine sağlanması durumunda, gelişmişlik sıralamasında gerilerde olan doğu illerine gelecek yatırımların önünü kesecektir. Bu yüzden 6. Bölge teşvik avantajlarının hiçbir batı iline sağlanmamasını talep ediyoruz.
'OSB'LERİN DURUMU'
Şanlıurfa'da Gıda İhtisas OSB kurulması için Bakanlığa başvuru yapılmış olup bu talep Bakanlık tarafından uygun görülmüştür. GAP tarımsal sulamasında yüzde 38 paya sahip olan Şanlıurfa'da yeni alanların sulamaya açılmasıyla birlikte, tarımsal üretim hızla artmaktadır. Hâlihazırda, buğday, mısır, fıstık, pamuk… gibi tarımsal ürünlerin en fazla üretildiği yer Şanlıurfa'dır. Ancak, bu ürünler büyük ölçüde Bölge dışında işlenmekte ve katma değer Bölgede kalmamaktadır. Bu nedenle, Şanlıurfa'da bir Gıda İhtisas OSB kurulması kapsamında Bakanlık tarafından yapılan çalışmaların hızlandırılması talep ediyoruz.
Hızla dolan 2. OSB'de firmalara yer verme konusunda sıkıntılar artmaya başlamıştır. Bu kapsamda altyapısı hazır yerlerin yatırımcılara tahsisini hızlandırmak üzere 2. OSB'de devam eden mevcut altyapı çalışmalarının biran önce tamamlanması ve 3. Genişleme alanı altyapı çalışmalarının hız kazanması ilimiz için büyük önem arz etmektedir. Aynı zamanda üst yapıların yapılması ihtiyaç duyulan düzleme maliyetleri OSB'nin kurulduğu alan itibari ile yüksek meblağlar tutmakta ve dışarıdan gelen yatırımcıların yatırım kararı almasını olumsuz etkilemektedir. Özellikle Suriye'den gelen göç dalgası ile en fazla Suriyeliye ev sahipliği yapan Şanlıurfa için her yatırım şimdi çok daha fazla önem kazanmıştır. Bu nedenle bu düzleme maliyetlerine yönelikte Bakanlık tarafından bir desteğin sağlanmasını talep etmekteyiz.
'DEMİRYOLU ÇALIŞMALARI'
GAP'ın başkenti olan Şanlıurfa'da son yıllarda tarımsal üretimle birlikte tarıma dayalı sanayide de çok önemli gelişmeler yaşanmakta ve ülkemizin önde gelen firmaları (Pınar, Eti, Hakan Plastik… vb) Şanlıurfa'da yatırım yapmaktadır.
Yeni teşvik sistemi sonrası Şanlıurfa 1. ve 2. OSB'ler hızla dolmuş olup 3. OSB ile ilgili çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Aynı zamanda, Hayvancılık İhtisas OSB inşaatı devam etmekle birlikte Gıda İhtisas OSB çalışmaları da hız kazanmıştır. Ancak, Şanlıurfa OSB'nin demiryolu bağlantısı henüz yapılmamıştır. Navlun maliyetleri açısından büyük bir avantaj sağlayarak Şanlıurfa'nın daha rekabetçi bir üretim merkezi olmasına katkı sunacak olan Şanlıurfa OSB demiryolu bağlantısının (proje çalışmaları TCDD tarafından yapılmıştır) hızlı bir şekilde yapılmasını talep etmekteyiz.
'DİYARBAKIR-ŞANLIURFA YÜKSEK HIZLI TREN PROJESİ'
TCDD tarafından Diyarbakır-Şanlıurfa arasında yapılması planlanan demiryolu hattı ile ortalama seyahat süresi yolcu trenleri için 45 dakika, yük trenleri için 135 dakika olarak planlanmaktadır. Bu hat Mürşitpınar İstasyonundan Şanlıurfa'ya, Şanlıurfa'dan Diyarbakır'a bağlanmaktadır. Şanlıurfa-Diyarbakır Hızlı Tren Hattının avan projesi tamamlanmış olup, uygulama projesi için ihaleye çıkılma aşamasındadır. Diyarbakır-Şanlıurfa Yüksek Hızlı Tren Projesinin ihale ve yapım sürecinin hızlandırılmasını ve ülkemizdeki yüksek hızlı tren ağına Şanlıurfa'nın da dahil edilmesini talep etmekteyiz.
'YENİLENEBİLİR ENERJİ İHTİSAS OSB'
Yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş enerjisi potansiyeli en yüksek olan İllerden biri Şanlıurfa'dır. Ancak lisanslı üretim için Şanlıurfa'ya tanınan 7 MW kapasite yetersizdir. Bu kotanın gözden geçirilerek arttırılması talep ediyoruz. Güneşten enerji üretimi ile ilgili yatırımlarda karşılaşılan en önemli sorunlardan biri de, uygun nitelikte arazi temin ve tahsis edilememesidir. Bu sorunun çözümü için, Karacadağ Kalkınma Ajansının proje desteğiyle Yenilenebilir Enerji İhtisas OSB fizibilite çalışması tamamlanmıştır.. Fizibilite çalışması sonucuna göre, Şanlıurfa'da bir Yenilenebilir Enerji İhtisas OSB kurulması konusunun Bakanlık tarafından da değerlendirilmesi ve destek verilmesini talep etmekteyiz.
'OSB YER TAHSİSİ SÜRESİNİN UZATILMASI'
10.04.2015 Tarihinde 29322 sayılı Resmi gazetede yer alan, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun geçici 9. Maddesinin 4. fıkrasında öngörülen, Organize sanayi bölgesindeki parsellerin tamamı veya kısmen bedelsiz olarak tahsisine ilişkin süre 2 yıl uzatılmıştır. Bu karar 12.04.2015 tarihinde geçerli olmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bölgemizde yaşanan olaylarında göz önüne alınarak bölgeler arası rekabet düzeyinin devam edebilmesi, yatırımların sürmesi için bu sürenin 2023 Türkiye hedeflerine kadar uzatılmasını talep etmekteyiz.
'SURİYELİ MÜLTECİLER'
Şanlıurfa Suriye'de yaşanan iç karışıklıktan dolayı sosyal ve ekonomik olarak en fazla etkilenen illerin de başında geliyor. Bu olaylar neticesinde Türkiye'ye sığınmacı olarak gelen Suriye'li mültecilerin 500 bini Urfa'ya yerleşmiş bulunmakta olduğunu göz önüne alırsak Urfa'nın sınırında yaşanan gelişmeler, yatırım için Urfa'ya gelmek isteyen firmalar üzerinde de olumsuz etkiler oluşturmaktadır.
Yaşanan nüfus artışı ile beraber şehir merkezi ve ilçelerimiz de dahil olmak üzere her 4 kişiden 1 kişinin Suriyeli olduğu, kayıt dışı istihdam sebebi ile işçi ücretlerindeki düşüşlerden dolayı yerli Urfa halkının, iş sıkıntısı içerisinde bulunduğu keza bu durumun yanı sıra, İller bankasından ilimiz için ayrılan bütçede Suriyeli Mültecilerin ilimiz nüfusuna yansıtılmadığı bu sebeple gelişen şehrimizdeki büyüme potansiyelinin de yavaşlama sürecine girdiğinden ve bölgede yaşanan Suriye olayları sebebi ile ilimizde yatırımların neredeyse aksama durumuna geldiğinden gerek yerli halkı gerekse de iş potansiyeli yüksek Suriyeli mültecilerinde istihdama kazandırabilmek adına sanayi yatırımları önem teşkil etmektedir. Bu nedenlerden dolayı İller bankasından ilimiz için ayrılan bütçede Suriyeli Mültecilerin ilimiz nüfusuna yansıtılarak belediyelere ödenek sağlanmasını talep ediyoruz. Ayrıca, Suriyeliler tarafından gayri ahlaki işletmelerin, ilimizin değerleriyle bağdaşmadığı bu yüzden kapatılmasını talep ediyoruz.
'YERLİ OTOMOBİL PROJESİNİN HAYATA GEÇİRİLMESİ'
Yıllarca ülkemizde ne zaman ki milli bir proje söz konusu olsa, bunu baltalamak isteyenler olmuştur. Artık gün milli ruh ve beraberlik ile kendi projelerimizi dünyaya gösterme günüdür. Yerli otomobilin Türkiye ekonomisi için ithalat kalemlerinden en önemli bir kalemdir. Yerli otomobille beraber ithalat rakamlarında ciddi azalma olacağı gibi cari açığımızın kapanmasına da fayda sağlayacaktır. TRC2 bölgesi illerinden Şanlıurfa'da işsizlik oranını yüzde 18 civarındadır. Şanlıurfa Türkiye'nin aldığı göçmen sayısının ¼ ne ev sahipliği yapmasıyla bu oran Urfa'da yüksek seviyelere çıktı. 3.organize sanayi bölgesinde otomobil fabrikası kurulursa hem Şanlıurfa'nın işsizlik oranının düşmesine büyük katkı sağlayacak hem de bölgeler arası gelişmişlik farkının kapatılmasına yönelik yapılan çalışmalara büyük bir katkı sağlayacaktır. Ortadoğu pazarına yakınlığımız, üretilecek otomobilin ihracatı açısından büyük önem arz ediyor. Yanı sıra Türkiye'nin en uzun pistine sahip uluslararası düzeyde kurulan GAP Uluslararası havalimanımız, Türkiye'nin en genç nüfusu, otoban, limana yakınlığımız demiryolu ve birçok avantajımız bu fabrikanın burada kurulması için yeterli nedenler arasında yer almaktadır. 2012 yılında TÜİK in işsizlik tanımı ve kişilerin hane halkı işgücü anketine Şanlıurfa'da ''ev işleriyle meşgul'' (ev hanımları) olduğunu beyan eden 120.000 ev hanımı 2013 yılında çalışmak istediklerini, beyan etmişlerdir. Kadın istihdamının neredeyse yok denecek kadar az olan bölgemizde, kurulacak olan fabrika ile kadınların istihdamına yönelikte ayrıcalık tanınabilir. Tüm bu şartlar göz önüne alındığında Otomobil Fabrikası ve Otomotiv Yan sanayi üretiminin Şanlıurfa'da yapılmasını talep etmekteyiz.
'ANAHTAR TESLİM FABRİKALAR'
Başbakanımız Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu'nun Mardin'de açıklamış olduğu eylem planında Emek yoğun sektörler için anahtar teslim fabrikaların kurulacağını müjdesini vermişti. Bu fabrikaların Şanlıurfa içinde yapılmasını talep etmekteyiz. Her ne kadar ilimiz Terörle bölgesi içerisinde yer almasa da Suruç ve Ceylanpınar olayları sebebi ile terörden etkilenmektedir. Bu sebeple ilimizin de Anahtar teslim fabrikaların yapılacağı iller arasında yer almasını talep etmekteyiz.
KOSGEB ÇALIŞANLARI
İlimize atanan KOSGEB uzmanları, geçmiş dönemlerde biriken iş yoğunluğundan dolayı tayin istemektedirler. Ancak personelle yapılan sözleşmede 5 Yıl tayin istememe şartı bulunmasına rağmen, tayin isteyerek ilimizden ayrılmakta ve bu sebeple KOSGEB'den ilimizde bulunan başta KOBİ'ler olmak üzere yeteri düzeyde verim alamamaktadırlar. Son 8 yıllık süreçte 3 yıl aralıksız hizmette kalan KOSGEB uzmanı bulunmamaktadır. Bu konu hakkında gerekli incelemelerin yapılmasını ve KOSGEB bünyesinde bulunan uzman sayısının artırılmasını talep ediyoruz.
TÜİK
Yıllık genel TÜİK istatistikleri sonucunda ülkemizde yaşanılabilinir iller sıralaması yapılmakta ve bu sıralama kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Ancak elde edilen verilerle yapılan bu açıklama sonrasında, ülkemizde yaşanılabilinir iller kategorisinde başta tüm güneydoğu illerinin yer alması sebebi ile, bölgemizin tamamı turizm açısından ciddi zarar görmektedir. Bu konu ile ilgili olarak;Ülkemizin her şehri bir bütün olarak düşünerek yaşanılabilinir şehirlerdir. TÜİK hangi kriterler ile bu sonuçları elde ettiğini merak ediyoruz. Çünkü Şanlıurfa için düşünürsek 500 Bin Suriyeli mültecilerle kardeşçe yaşadığımız bir şehirde yaşanabilinirlik sıralamasında 73. sırada olmamız TÜİK verilerinin gerçek olmadığı kadar gereksiz olduğunu da yansıtmaktadır. Ülkemizi bir bütün olarak düşünerek, TÜİK verileri sonucunda illaki bir ilimiz sonlarda kalacaktır. TÜİK verileri sonucunda hiçbir ilimiz için kazanım elde edilmemektedir. Eğer sıralamada geri kalmış illerin yaşanabilir seviyesini yükseltilmesi için yapılıyorsa bunun kamuoyu ile değil sadece yerel yönetimler ve ilgili kurumlarla paylaşılması gerekmektedir.
HARRAN BETONLAŞIYOR
Bakanlar Kurulunun Urfa'da toplanmasıyla ilgili taleplerini dile getiren Urfa Çalışma Grubu Tarım Komisyonu da tarım arazilerinin betonlaşmasına dikkat çekti ve buna acil çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. Komisyon adına yazılı bir açıklama yapan Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, Harran Ovasının büyük ova statüsüne alınması gerektiğini kaydetti. Öztürkmen, 2005 yılında çıkan 5403 sayılı kanun, toprağı korumak için tarımsal potansiyeli yüksek ve tarım dışı alanlarda amaç dışı arazi kullanımına izin vermemektedir.Kanunun 13. maddesinde mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz denilmektedir. Ancak tarımın gözbebeği Harran Ovasında 2006 Yılı Uydu Fotoğraflarında toplam tarım dışı yapılaşma 21 566 adet ve 18.346 dekar olarak belirlenmiştir (M. Aydoğdu ve ark. 2011). Bu rakamın günümüzde 50.000 dekar olduğu sanılmaktadır" dedi.
'TARIM ARAZİLERİ HIZLA YOK OLUYOR'
"3083 sayılı kanun 1984 ve 5403 sayılı kanun ise 2005 yılında yürürlüğe girmiştir" diyen Öztürkmen, "Birçok ilde Toprak Koruma Kurulu çalışırken, ilimizde bakanlığın çelişkili yazısı veya yanlış yorumlanması nedeniyle kurul toplanamamaktadır. Bakanlık tarım il müdürlüğüne gönderdiği yazıda, tarım dışı arazi kullanım taleplerine 3083 sayılı kanun gereğince işlem yapılması gerektiğini bildirmiştir. Oysa ilimizde talep olmadan veya izinsiz arazi kullanımlarına ne işlem yapılacağı ve yapıldığı açık değildir. GAP çerçevesinde il nüfusunun artması, sektörlerin bölgeye ilgisi ve şehirdeki büyüme amaç dışı arazi kullanımlarını artırdığı dikkat çekmektedir. Her geçen gün tarımsal potansiyeli yüksek alanların hızlı bir şekilde yapılaştığı ve amaç dışı kullanıldığı görülmektedir. Öyle ki ilimizdeki bütün ovalarda hızla betonlaşmalar artmakta ve tarım arazileri yok edilmektedir. Ülkemizde 80 ilde çalışan ve toplanan Toprak Kurulu Türkiye'nin en fazla tarım arazisine sahip ikinci ili olan ilimizde maalesef toplanmamakta, isteyen tüm bereketli ovalarımıza istediği yapabilmektedir" diye konuştu.
BÜYÜK OVA STATÜSÜ
Herkesin sorunu dile getirmesine rağmen ancak kimsenin çözüm bulmadığını belirten Öztürmen, şunları kaydetti: "Bu konuda herkes dertli ancak, herkesin sahiplendiği bu betonlaşma problemi maalesef çözümsüz devam etmektedir. Uzun yıllardır her toplantıda ve her platformda konuşulan bu konu hiçbir yetkili ve sorumlu tarafından çözülmemekte ve betonlaşma hızla devam etmektedir. Uzun yıllardır dile gelen bu problemde çözüm hızla ilan edilmesi gereken büyük ova statüsünün bir an evvel tarım bakanlığımız tarafından yasalaştırılmasıdır. Öyle ki bu çalışma ile bereketli ovalarımız kurtulabilecektir. Ancak çok geç olmadan bitirilmesi gereken bu çalışma bekledikçe topraklarımız kanserli hücreler gibi hızla yayılıp, topraklarımız azalmaktadır. Üzülerek dile getirdiğimiz bu konuyu çok zaman geçmeden çözülmesi ve bir daha dile getirilmemesi dileğiyle…"
(Kaynak: Gazeteipekyol)